Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. 3 saat süren toplantının ardından İletişim Başkanlığı'ndan yazılı açıklama geldi.
Açıklamada, terör örgütlerine yönelik operasyonlarla ilgili kurula bilgi verildiği belirtildi.
RUSYA VE UKRAYNA'YA SAVAŞA SON VERME ÇAĞRISI
Karadeniz'de gerginliğin tırmanmasının kimsenin menfaatine olmayacağının ifade edildiği bildiride, Rusya-Ukrayna savaşında tarafların müzakere masasına oturma ve savaşa son verme çağrısı yinelendi.
Gıda krizine neden olan iki ülkenin tahıl anlaşmasına dönülmesinin önemi de ayrıca vurgulandı.
SIĞINMACI SORUNU KONUŞULDU
Sığınmacı konusunun da ele alındığı toplantıda, "Küresel bir kriz halini almaya başlayan iklim değişikliğinin, düzensiz göçlerden sosyal buhranlara, iç karışıklıklardan devletler arası çatışmalara kadar pek çok sorunu tetikleyebilecek etkileri üzerinde durulmuş; insanlığın bu müşterek meselesine ancak uluslararası toplumun adil ve samimi gayreti ile iş birliğinin çözüm getirebileceği belirtilmiştir" denildi.
Toplantıda ayrıca Nijerde'ki darbe de gündeme geldi. Açıklamada "Soruna en uygun çözümler kıtanın sahiplerince bulunabilir" ifadesi yer aldı.
MGK bildirisinde İslam'ı hedef alan eylemlerin engellenmesi ve suçluların cezalandırılmasındaki sorumluluklarını yerine getirmeyen devletler, bu tutumlarını değiştirmeye davet edildi.
İŞTE MGK'DA ALINAN KARARLAR
Lozan Barış Antlaşmasının 100. yıl dönümünde tarihin Türkiye Cumhuriyeti'ne yüklediği mesuliyetin gereklerinin hassasiyetle yerine getirildiği ifade edilen bildiride şu 7 madde yer aldı:
1.PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere millî birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla icra edilen operasyonlar hakkında Kurula bilgi sunulmuştur. FETÖ ile mücadelede gelinen son aşama değerlendirilmiş; Türkiye’nin başta güvenlik ve dış politika alanlarında olmak üzere, stratejik kazanımlarını engellemek maksadıyla kurgulanan ve harekete geçirilen bu ihanet şebekesine hiçbir surette mevcudiyet hakkı tanınmayacağı bir kez daha vurgulanmıştır.
2.Eşsiz fedakârlıklarla kazanılan Millî Mücadelemizin sonunda imzalanan Lozan Barış Antlaşması’nın yüzüncü yıl dönümünde de tarihin Türkiye Cumhuriyeti’ne yüklediği mesuliyetin gereklerinin hassasiyetle yerine getirildiği ifade edilmiş; bölgemizde bir asırdır barış ve istikrara temel teşkil eden antlaşma ile kurulan düzenin milletimizin menfaatleri doğrultusunda tahkim edilmesine yönelik kararlılık teyit edilmiştir.
3. Komşumuz Irak ile iş birliğimizin her alanda daha da geliştirilmesinin hem ülkelerimizin hem de bölgemizin önemli kazanımlar elde etmesine katkıda bulunacağı belirtilmiş; Türkiye’nin terörle mücadele ile güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik çalışmalarının samimiyetle desteklenmesinin, iş birliği zeminini güçlendireceğine işaret edilmiştir.
4. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın gidişatı ve müteakip aşamalarda bölgemize yönelik muhtemel etkileri etraflıca ele alınmış; Karadeniz’de gerginliğin tırmanmasının kimsenin menfaatine olmayacağı ifade edilmiştir. Tüm taraflara, gecikmeksizin müzakere masasına oturma ve savaşa son verme çağrısında bulunulmuş; tahıl anlaşmasına geri dönülmesinin muhtaç ülkelerdeki muhtemel olumsuzlukları önleyeceği ve gıda istikrarına katkı sağlayacağı vurgulanmıştır.
5. Afrika’da meydana gelen ve kıta geneline sirayet edebilecek mahiyetteki son gelişmeler değerlendirilmiş; kıta’nın meselelerine en uygun çözümlerin ancak kıta’nın sahiplerince bulunabileceği ifade edilmiştir.
6. İslam dinini hedef alarak iki milyara yakın Müslümanı rencide eden ve birleşmiş milletler tarafından da nefret suçu olarak nitelendirilen menfur eylemlerin engellenmesi ve suçluların cezalandırılması hususundaki sorumluluklarını yerine getirmeyen devletler; ifade hürriyeti kisvesiyle ektikleri nefret tohumlarının ortaya çıkarabileceği yıkıcı etkileri idrak ederek bir an evvel bu tutumlarını değiştirmeye ve kutsal değerlere yönelik saldırılara karşı birlikte mücadele etmeye davet edilmiştir.
7. Küresel bir kriz hâlini almaya başlayan iklim değişikliğinin, düzensiz göçlerden sosyal buhranlara, iç karışıklıklardan devletler arası çatışmalara kadar pek çok sorunu tetikleyebilecek etkileri üzerinde durulmuş; insanlığın bu müşterek meselesine ancak uluslararası toplumun adil ve samimi gayreti ile iş birliğinin çözüm getirebileceği belirtilmiştir.