Millî Düşünce Merkezi Tevetoğlu’nu andı

Millî Düşünce Merkezi Tevetoğlu’nu andı

Türkçü şair, yazar ve düşünür Fethi Tevetoğlu, Milli Düşünce Merkezi'nce (MDM) anıldı. Yeniçağ yazarı Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Ankara, Hamamönü Kabakçı Konağı'nda gerçekleştirilen sohbette Tevetoğlu'nu anlattı.

Haber ve fotoğraflar: Hasan Çekiç

Türkçü şair ve yazar, ödüllü tıp doktoru, soğuk savaşın sonuna kadar Rusya’nın Türkiye’ye ideolojik taarruz silahı komünizmle mücadele konusunda birçok kitap ve makalenin sahibi, Dünya Anti-Komünist Teşkilatı’nın kurucu üyesi olarak Türkiye ve Ortadoğu temsilciliğini 1961 yılından, Asya Milletleri Komünizmle Mücadele Birliği’nin temsilciliğini ise 1967 yılından ölümüne kadar sürdüren Fethi Tevetoğlu, Milli Düşünce Merkezi’nce anıldı. Geceye Tevetoğlu’nun kızları, yakınları, dava arkadaşları ve sevenleri katıldı.

Ankara Hamamönü’nde tarihi Kabakçı Konağı’nda yapılan toplantıda Milli Düşünce Merkezi Yönetim Kurulu üyesi ve Yeniçağ Gazetesi yazarı Prof.Dr. Ahmet Bican Ercilasun, büyük Türkçü Fethi Tevetoğlu hakkında katılımcılara şu bilgileri verdi:

İLK EĞİTİMİ, İLK DENEMELERİ VE İLK ŞİİRİ

“Cihat Fethi Tevetoğlu 31 Ocak 1916 yılında İstanbul Beşiktaş’ta doğdu.Babası Çoruh Valiliğine bağlı Yedipareköy nahiyesinden değirmenci Hasan Dayı’nın oğlu Ali Dursun Bey, annesi Hacı Osman Ağa’nın kızı Zehra Hanım’dır.

“İlköğrenimine Trabzon Zeytinlik İlkokulu’nda başladı.

“İlk yazı ve yayın denemelerini 1927–1928 yıllarında ilkokulda tek başına çıkardığı ‘Duvar’ gazetesinde çıktı.. Trabzon Lisesi’nin orta kısım birinci sınıf öğrencisiyken, sınıf arkadaşı Şakir Ağanoğlu’ydu. Şakir’in ağabeyi, de sınıf öğretmenleri Halit Ağanoğlu’dur. Halit Ağanoğlu Güzel Polathane gazetesinin yayımcısıdır. Bu gazetede Tevetoğlu’nun ‘Gemi ile Polathane başlıklı ilk Eylül 1928’de yayınlanır. (Halit öğretmen bir dönem Demokrat Parti Trabzon Milletvekilliği yaptı.)

Ortaokulu 7. ve 8’nci sınıfı Samsun Lisesi’nde okudu. Tevetoğlu Atatürk’ü bu okulda görmüş. Atatürk, Tarih öğretmenleri Göreleli Mümtaz Bey’in dersine girmiş ve Asya haritası üzerinde “Orta Asya’dan Türk Göçleri”ni anlatmış.

Lise tahsilini, 1931-34 arasında Kastamonu Lisesi’nde tamamlamıştır.

Burada bulunduğu yıllarda Kastamonu Mecmuası’nı çıkarmıştır. Tevetoğlu, 24 sayı çıkan bu derginin kapağına Atsız Bey’in Atsız Mecmua’sındaki bozkurdu yerleştirmiştir.

Liseyi bitirdiği yıl, Hıfzı Oğuz Bekata’nın yönetiminde Ankara'da yayınlanan dönemin önde gelen edebiyat ve kültür dergisi Çığır’da Tevetoğlu’nun “Kastamonu” adlı şiirinin bir kıt’ası müstear isimle (M. Mengüç) çıkar. Tevetoğlu’nun şiirlerleri hakkında ilk olumlu değerlendirme Hüseyin Cahit Yalçın’dan gelir. Fethi Tevetoğlu’nun “Kastamonu” adlı dörtlüğü şöyledir:

Sokak dar, günsüz... Çamur, ev kambur, kafes kırık.
Kırık kafesten çıktı sokağa bir hıçkırık.
Yanaştım halsiz eve, ağlayan kim ki dedim.
Dönüyordu her şeyden bıkan biri: Çıkrık…"

Evlerden çıkrık sesleri gelmesi o günlerin Kastamonusunun özelliğidir.

Lise eğitiminden sonra 1934 yılında İstanbul Askeri Tıbbiye’ye giriyor.

SÜHEYL ÜNVER İLE GÖRÜŞMESİ

1936 yılında Askeri Tıbbiye’de öğrenci iken Beyazıt Camii içindeki kütüphanede “Veliyuddin Efendi’”nin Şakaik-ı Numaniye. adlı eserinde Samsun’un büyüklerini aramaktadır. Bu bir biyografi koleksiyonudur; eski harfli ve dili ağır bir eserdir Tevetoğlu şöyle anlatmaktadır: “Bir el dokundu omzuma, baktım:.”

“Siz beni tanımadınız mı? Ben Süheyl Ünver.” Süheyl Ünver, hekimdir ve Tıp Tarihi’nin kurucusu sayılır. Bizim klasik sanatlarımızdan tezhiple de meşhurdur.

Tevetoğlu, “Tanıdım “ demiş, saygı göstermiş.

Ünver, “Sen benim asistanım olur musun?”

Neden olmadığını yazmıyor Tevetoğlu. Daveti üzerine üniversitedeki odasına gitmiş.

Tevetoğlu, “Ben askeri doktor olacağım hem de Türkçülük konusunda kendimi yetiştireceğim. “

Ünver, “iyi ya, gel işte” diyor.

Nedense Süheyl Ünver’in asistanlık teklifi hayata geçmiyor.

Fethi Tevetoğlu, cumhuriyet döneminin en önemli biyografi yazarından biridir.

1939 yılında askeri öğrenci iken Türkçü dergi “Kopuz”u çıkarır. 1939 yılında dokuz sayı, 1943 yılında ise 12 sayı olarak iki kez yayınlanmıştır.

MEHMET EMİN YURDAKUL İLE TANIŞMASI

Mehmet Emin Yurdakul’u bizzat tanıdı. Şöyle yazıyor: “ Üniversite öğrencisi ve genç bir Türkçü şair olarak Kopuz adlı aylık Türkçü dergiyi yayımlamaya başladığım 1939 yılının 2 Ağustos Çarşamba günü millî şair Mehmet Emin Yurdakul’u şahsen tanımak mutluluğuna eriştim.” (Demek ki böyle önemli gelişmeleri not ediyormuş.) “O günden sonra bir mefkure ve ideal evladı olarak Beşiktaş’ta Serencebey Yokuşu’nda, 30 numaralı evinde kendisini sık sık ziyaret etmiştim. Bu ziyaretlerde tespit ettiğim değerli hatıralarını ve ve bazı belgelerini Kopuz’da dört makale halinde yayımladım.”

İstanbul’da Tıbbiye öğrencisi iken çıkardığı Kopuz dergisini Samsun’da göreve başladığında da devam ettirdiğini görüyoruz. Makalelerin sonuncusu da Mehmet Emin Yurdakul’un ölümü üzerine.

img_8867.jpg

1944 IRKÇILIK TURANCILIK DAVASI

Samsun’da üsteğmen iken 1944 hadiseleri, “Irkçılık Turancılık Davası” Fethi Bey’i de etkiliyor.

1944 hadiselerini, Tophane’deki askeri cezaevine konuluşundan itibaren birinci elden anlatıyor.

9 Mayıs 1944’te Atsız tevkif edildi. Reha Oğuz tevkif edildi. Hemen birkaç gün sonra Tevetoğlu’nun evi arandı. Galiba 17 veya 19 Mayıs’ta Fethi Bey’de tevkif edildi ve İstanbul’daki bu cezaevine getirildi.

“Ben sağdan birinci odadayım” diyor Tevetoğlu. Kendisinden önce orada bir katil yatmış. Odasında kirli bir şilte var ve tahta kurusu ölüleri dolu. Üsteğmen üniformasıyla orada. Dokuz oda yan yana. 1944 hadiselerinde 23 kişiden 4’ü yedek subay. Dokuzuncu odadan sonra kapısı açık bir tuvalet var. “Tuvalete doğru gidiyorum, birdenbire o kapının üstündeki dar bir şeyden bir çift göz bana seslendi”:

“Tevetoğlu hoş geldin” dedi.

“Bu sesi tanıdım. Türkeş Bey’in sesi. Baktım gözlerini gördüm. “

Tevetoğlu birinci odada, Türkeş Bey üçüncü odada.

Bir Türkçü bir Komünist, bir Türkçü bir Komünist yerleştiriyorlar. Arada Rıfat Ilgaz var. Yani Tevetoğlu birinci odada, Rıfat Ilgaz ikinci odada. Türkeş Bey üçüncü odada.

Tabi orada uzun süre kalıyor. Orada kaldığı sırada Ali İhsan Sabis Paşa’yı da oraya getirmişler. Meşhur İstiklal Savaşı kahramanı. Ali İhsan Sabis Paşa’ya rapor yazılması için Fethi Bey’i çağırmışlar. O sırada cezaevinin resmi tabibi izinli. Hasan Ferit Cansever’den rapor istemişler. Cansever, “ben tutukluyum nasıl rapor yazarım” demiş. Fethi Bey’de “ ben de tutukluyum nasıl rapor yazarım derken birden Ali İhsan Sabis Paşa’yı görme arzusu oluştu, kabul ettim” diyor. Ali İhsan Sabis Paşa’nın istediği şekilde rapor yazılıyor. Rapor yazılacak Ankara’ya gidecek, suçunu itiraf edecek ama gidemez diye yazıyor. O arada Ali İhsan Paşa ile tanışmasını anlatıyor. “ 8-9 yıl önce Ali İhsan Paşa aleyhine yazı yazılmış. Ali İhsan Paşa gazetelere tekzip göndermiş hiçbiri basmamış. En sonunda Atsız Mecmua’ya veya Orhun’a göndermiş. Orada yazılmış. Fethi Tevetoğlu’nun da konu ile ilgili şiirini de Atsız tam o sayfaya yerleştirmiş. Sabis Paşa, “O şiiri yazan sen misin? O zaman o şiiri yazanı alnından öpeceğim dedim. Gel seni alnından öpeyim.”

SAMSUN'DA GÖREVE DÖNÜŞ

23 kişiden 10 kişiye ceza verildi. Tevetoğlu’da bunlardan biri. Cezası 11 ay olduğu için Temyiz’in kararından önce çıkıyor. Samsun’a gidiyor. Samsun’da kendi alayının karşılamasını çok güzel anlatıyor. Kendi alayı, her bölükten birer onbaşı getirerek bir manga oluşturmuşlar, hatta alayın yeni komutanı da gelmiş. Üsteğmen iken önyüzbaşılığa terfii de cezaevindeykendir. Tekrar Samsun’da aynı alayda tabipliğe devam ediyor.

ANKARA'YA TAYİNİ

Samsun’da gece düzenlemişler. Tevetoğlu anlatıyor, “Orda vali var. Orgeneral ve diğer komutanlar var. Nafia Müdürü Tevfik İleri var. O sırada Ruslar, Kars ve Ardahan’ı istemişlerdi. Biz de Kars ve Ardahan ekibi oluşturmuşuz. Ben o ekibi takdim edeceğim. Takdim ederken bir şiir okudum. O şiirden sonra komutan beni yanına çağırdı.”

Sonra Fethi Bey’i Merkez’e alırlar. Ankara’da Genel Kurmay’a. 1953’ e kadar burada tabiplik görevini sürdürür. Ankara’da iken birçok Türkçü ile tanışıyr.

1950–1952 yılları arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çocuk hastalıkları ihtisası yapar.

AMERİKA GÖREVİ VE TEKRAR SAMSUN'A DÖNÜŞ

1 Temmuz 1952–30 Haziran 1953 tarihleri arasında Amerika Birleşik Devletleri'nde San Antonio şehrinde Teksas Üniversitesine bağlı Santa Rosa Hastanesi’nde ihtisas eğitimine devam eder.

Yurda döndüğünde, 1953’te önyüzbaşı rütbesinde iken istifa edip sivil hayata geçiyor tekrar Amerika’ya gidiyor.

Teksas Üniversitesi’ne bağlı Texas Medical Center’da bir yıl boyunca başasistan olarak çalışıyor. 1 Temmuz 1954–30 Haziran 1957 tarihleri arasında ise Robert Driscoll Vakfı’nın Corpus Christi'deki (Texas, ABD) Çocuk Hastanesinde hekimlik yapmıştır. 1956 yılında “Çocuklarda Pheochromocytoma" ve “Toprak Yeme Anemisi” adlı makale çalışmalarıyla Amerika Birleşik Devletleri'nde tıp ödülü alıyor.

Tevetoğlu, 1957 yılında tekrar yurda dönüp ve Samsun’a yerleşiyor. 1961 yılına kadar Samsun’da Ana ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları hekimliği yapıyor.

POLİTİKAYA GİRİŞİ

Bu arada politikaya girmesi enteresan bir olay. Samsun’da tanınmış bir hekim. Bir de sempatik, iyiliksever, insanlarla cana yakın temas kuran uzman bir hekim. 1958 yılında Samsun’a Menderes gelecek. Samsun Demokrat Parti teşkilatı bir tek sende güzel araba var, senin arabanla gidelim Menderes’i karşılayalım diye Tevetoğlu’na çok ısrar ediyorlar. Tevetoğlu, onlarla çok yakın ilişkileri ve dostlukları var, kabul ediyor. Gidiyor karşılıyorlar. Adnan Menderes ve Hasan Polatkan Fethi Bey’in arabasına biniyorlar. Yavaş yavaş giderken ne olduysa bir büyük bir taş ön cama vuruyor ve cam paramparça oluyor. Fethi Bey sakin bir şekilde yoluna devam ediyor.

Adnan Menderes, Hasan Polatkan’a “Hasan, bizim yüzümüzden bu cam kırıldı, gider gitmez hemen tazmin edelim” diyor.

Tevetoğlu, “ Öyle şey olur mu? Ben sizden bunun parasını alır mıyım” diyor.

Menderes, “Hasan, o zaman Ankara’ya gider gitmez talimat verin Samsun İl Başkanımız Fethi Bey” diyor.

Fethi Bey, 1958 yılında Demokrat Parti’nin Samsun İl Başkanı oluyor ve böylece siyasete giriyor.

1960 darbesinden sonra Adalet Partisi kuruluyor, Fethi Bey, 1961 yılında Adalet Partisi Samsun senatörü oluyor. 1961-1973 arasında 12 yıllık senatörlük. Senatörlüğü sırasında Senato Dışişleri Komisyonu Başkanlığında bulunmuştur. Bu arada NATO Parlamenterleri Türk Grubu Başkanlığı (1961–1962), Ortak Pazar Türk Parlamento Grubu Başkanlığı (1963–1966) yapmıştır. Çünkü, İngilizcesi ve Almancası var.

1965– 1966 yıllarında Adalet Partisi Genel Başkan Yardımcılığı, 1971–1973 yıllarında Adalet Partisi Senato Grup Başkanlığı görevlerini yürütmüştür.

CEVDET SUNAY İLE IRAK ZİYARETİ VE ŞIPKA KAHRAMANI SÜLEYMAN PAŞA

Şıpka kahramanı Süleyman Paşa’nın biyografisini de o yazdı. Senatörlüğü sırasında Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın bir Irak ziyareti var. 1968 yılının 27 Nisan-1 Mayıs tarihleri arası. Heyette Fethi Tevetoğlu’da var. Tevetoğlu ziyareti şöyle anlatıyor, “28 Nisan 1968 Pazartesi sabahı saat 08.30 program gereğince Bağdat’ta nerelere gidilecek? İmam Musa Kazım, İmam-ı Azam (Hanefi mezhebinin kurucusu), Ebu Yusuf (İmam-ı Azam’ın öğrencisi), Şeyh Abdulkadir Geylani Hazretleri’nin türbeleri ziyaret edilecek. Sonra da Necef’e Küfe’ye hareket edilecek. O sabah buraya sürgün edilmiş cezası dolduktan sonra da vefatına kadar Bağdat’ta kalmış harp okulu komutanlarından Askeri Okullar Nazırı Şıpka Kahramanı büyük Türkçü Süleyman Paşa’nın kabrini ziyaret etmemizi Cumhurbaşkanımıza arz ve teklif ettim. Derin bir alaka ve heyecanla teklifimi kabul buyurdular. Süleyman Paşa’nın kabri per-perişan. Güya tamir olacak diye mezar mescit içine alınmış. Böylece Süleyman Paşa’nın kabrini ziyaret ettik. Mezar dışındaki kitabeyi ben diz çökerek okudum. -Tevetoğlu, 1916 doğumlu olduğu için eski yazıyı biliyordu.-Ajans ve gazete muhabiri arkadaşlar not aldılar ve başta sayın cumhurbaşkanımız olmak üzere Türk heyeti mensupları dinlediler.”

İSLAM KONFERANSI SİYASAL İŞLER GENEL SEKRETER YARDIMCISI

1973 yılındaki seçimlere Adalet Partisi'nden İstanbul’dan Parlamenter adayı olan Tevetoğlu seçilemiyor. Çünkü o sırada Adalet Partisi’nin oyları düşüyor. Aynı yıl Almanya’nın Mainz şehrine giderek oradaki üniversitenin çocuk hastalıkları klinik şefliğine başlıyor. Daha önce ABD’de çalışmıştı ama bu defa uzun süre Almanya’da kalıyor. Buradaki çalışma hayatının ardından, Kral Faysal’ın isteğini kıramayarak 1976 yılında İslâm Konferansı Siyasal İşler Genel Sekreter Yardımcısı oluyor. Aynı zamanda İslâm Ülkeleri Dışişleri Bakanları Konferansı Genel Sekreter Yardımcılığı’na getirilerek Suudi Arabistan’da yaşamaya başlıyor.

Bütün Arap ülkelerini dolaşıyor. Uzun süre Cidde’de, Mekke’de kalıyor. Bu görevleri sırasında da bütün İslâm ülkelerini tanımış oluyor. 1980 yılında Dünya İslam Mültecileri Kuruluşunun Başkanlığı görevi bittikten sonra 1984 yılında Türkiye’ye dönüyor.

1944 TEFRİKASI VE ÖLÜMÜ

Son birkaç yılında, 1988-1989 Orkun Dergisi’nde hem başyazı yazıyor hem de 1944’ler tefrikası. 44’lülerin her birinin biyografisini ayrı ayrı veriyor. Türkçülük tarihi açısından ve 1944 tarihi açısından son derece önemli. Orkun Dergisi’nde bu tefrikaları yaparken Dr. Fethi Tevetoğlu 27 Kasım 1989 pazartesi günü aramızdan ayrılmıştır.

ŞİİRLERİ

Üç şiir kitabındaki ve kitaplarındaki şiirleri toplanmalı bir kitap haline getirilmeli. Aslında kendisi bunu düşünmüş ve ismini de vermiş; Varım-Yoğum. Demek ki bize düşen Varım-Yoğum adlı kitapta onun şiirlerini toplamak. Şiirleri üç kitapta toplanmış:“Bir Bayrak Altında” , “Fuzuli’nin Bahçesi”, “Türklüğe Kurban”. Bu üç kitaptakiler ve bunlara girmeyen şiirleri; “Varım-Yoğum” ismiyle elbette çıkmalı.

AHMET HİKMET MÜFTÜOĞLU'NUN 'GÖNÜL HANIM' ROMANI

Ahmet Hikmet Müftüoğlu’nu çok severdi. Sadece biyografisini yazmadı. Ahmet Hikmet’in gazete sayfalarında 1922 yılında eski harfli gazete sayfalarında kalmış tek romanını olan “Gönül Hanım”ı da unutulmaktan kurtardı. “Gönül Hanım”da Birinci Dünya Savaşı’nda Rusya’ya esir düşmüş biri kız biri erkek iki kardeş Tatar genci ve bir de Macar subayı romanın kahramanlarıdır. Orhun Abideleri’nin ziyareti üzerine kurulmuş bir roman. Orhun Abideleri’ni okuyorlar. Orhun Abideleri ile ilgili yazılarımda dedim ki, Necip Asım’dan önce ilk tercüme böyle kamuoyuna sunuldu. “Gönül Hanım” romanını unutulmuş olmaktan kurtaran Tevetoğlu’dur.

Enis Behiç Koryürek (Biyografi)

Enis Behiç Koryürek, hecenin beş şairinden biridir. Gemi yelkenlerine benzer şekiller verdiği şiirleri vardır. Aslında Müftüoğlu Ahmet ve Enis Behiç Koryürek… Bunlar halef-seleftir. Macaristan’da diplomatlıkta yapmışlardır. Önce Ahmet Hikmet Müftüoğlu sonra Enis Behiç Koryürek. Tevetoğlu onun da biyografisini yazdı.

Ömer Naci (Biyografi)

Meşrutiyet yıllarında iki büyük hatibimiz vardı, Ömer Naci ve Hamdullah Suphi Tanrıöver. Ömer Naci’yi erken kaybettiğimiz için onu o kadar tanımıyoruz. Hamdullah Suphi’yi çok iyi tanıdık milli hatip olarak. Ama Ömer Naci’de önemli bir hatipti, onun biyografisini yazdı.

Hamdullah Suphi (Biyografi)

Elbette Hamdullah Suphi’nin de biyografisini yazdı. Hamdullah Suphi ile genç yaşta tanışıklığı var. Hamdullah Suphi’nin makalelerini de “Dağ Yolu” (iki cilt halinde) ve “Güne Bakan” isimleriyle Tevetoğlu neşretti.

ATATÜRK'LE SAMSUN'A ÇIKANLAR

Bir başka gizemli kitabı “Atatürk ile Samsun’a Çıkanlar” . Yakın tarihimizde Atatürk’ün Samsun’a çıkışı ile ilgili en özgün, en orijinal kitaplardan biridir.

TÜRKİYE'DE SOSYALİST VE KOMÜNİST FAALİYETLER

Bir başka büyük kitabı Türkiye’de Sosyalist ve Komünist Faaliyetler ki, Aclan Sayılgan’ın iki kitabı ile birlikte Türkiye’deki sosyalist ve komünist faaliyetler hakkında belki en temel kitaplar bunlar. O zaman komünistler kendilerini saklıyorlardı. Sonradan onlarda kendi tarihlerini çok güzel yazdılar.

TÜRK KÜLTÜR DERGİSİ

Birçok dergide yazılar var. Türk Kültürü Dergisi’nde bir tefrikası var. “Türkçü Dergiler”, o da bir tefrika. Belki o da küçük bir kitap olur. Bu dergileri ben onun yazılarında tanıdım. Sonra kütüphaneye gidip bunlara baktım, fotokopilerini çektirdim, elde edebildiklerimi temin ettim. Türkçü Dergileri ilk defa bu Türk Kültürü Dergisi’ndeki makaleleriyle bize tanıtmıştır.

DR. FETHİ TEVETOĞLU'NUN ESERLERİ

Türklüğe Kurban,

Yarın Turan Benimdir,

Tagore Külliyatı I,

Fuzulî’nin Bahçesi,

Açıklıyorum!,

Kıbrıs ve Komünizm,

Komünist Blokta Milliyet ve Mefkûre (G. Von Mende'den çeviri),

Benim Gördüğüm Bugünkü Rusya,

Yirminci Yüzyılın Yüzkarası Utanç Duvarı,

Milletlere Işık Tutan İki Beyannâme,

Faşist Yok Komünist Var!,

Dış Politika Görüşümüz,

Türkiye’de Komünist ve Sosyalist Faaliyetler,

Mehmed Emin Yurdakul Hayatı ve Eserleri,

Ömer Naci,

Hamdullah Suphi Tanrıöver Hayatı ve Esreleri,

Enis Behiç Koryürek Hayatı ve Eserleri,

Müftüoğlu Ahmed Hikmet,

Süleyman Paşa,

Kızılaycı Hâmit Bey,

Türk’e ve Atatürk’e Tutkun Şair Gazi Nazrül İslam,

Ahmed Hikmet Müftüoğlu'nun Gönül Hanım ve

Hamdullah Suphi Tanrıöver’in Dağ Yolu ve Günebakan isimli eserlerini düzenlemiş ve yayına hazırlamıştır.

Atatürk-İttihat ve Terakki,

Atatürk’le Samsun’a Çıkanlar,

Atatürk’ün Toplanmamış Yazıları,

Milli Mücâdele Yıllarındaki Kuruşlar,

Ali Fethî Okyar’ın Günlük Hâtıraları,

Mustafa Kemal Paşa General Harbord Görüşmesi Tanık ve Tercümanı: Prof. Hulûsi Y. Hüseyin (Pektaş)

Toplatıya katılan Tevetoğlu’nun kızları arasında bulunan Filiz Ortaç, sinevizyon ile babası Fethi Tevetoğlu’nun sesinden şiirler dinletti ve yaşamından çeşitli kesitler sundu.

Toplantıya katılan eski bakanlardan Namık Kemal Zeybek ve MDM Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Akbulut, Tevetoğlu ile ilgili birer hatıralarını anlattılar.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de, MDM tarafından düzenlenen Fethi Tevetoğlu’nu Anma Toplantısı’na bir çelenk gönderdi.