'Millî devlet' deyince...

Kandil'e bayrak diktik dikeceğiz. Askerimiz sessiz ve derinden ilerliyor. Hükûmetin 24 Haziran hesabı demek ki buymuş: Kandil'e bayrak dikmek... Asıl İran rol oynayacak... Kandil'in bir adım ötesi İran toprakları. Türkiye, Acem kurnazlığına gelmezse, Kandil artık bizim. "Bizim" ifadesini bilerek kullanıyorum. Barzanî'ye "Senin sahanı temizledik. Gel yerleş." dersek, başa döneriz.

Seçim hesabıyla da olsa Kandil'e girmek ve kalıcı olmak halkımızı heyecanlandırır. Kandil zaferi "millî devlet" için şart. Ecevit Hükûmeti zamanında, 13 Şubat 1999'da, Abdullah Öcalan Kenya'dan teslim alındı, 18 Nisan 1999 seçimlerinde DSP yüzde 22 oyla birinci çıktı ve Ecevit yine başbakan oldu.

24 Haziran'da, Kandil zaferi hükûmet edenlere ne getirir bilemeyiz ama, oy umulduğu muhakkak.

Prof. Dr. İskender Öksüz, "Bilim, Din ve Türkçülük" kitabında "millî devlet" üzerinde durur.

Dün bahsettim... Türkiye'de "Ben Türk'üm." diyenlerin oranı yüzde 94'tür. Bazı partilerimiz, hayır sen "Türk" olamazsın diye halkımıza fitne sokmakta yarışıyorlar. Hadi, başka şey oldular, hadi mahallî dillerini öne çıkardılar, kim ne kazanacak? Hepimiz kaybetmeyecek miyiz? Biz, Türkçe ilim dili midir, değil midir tartışması yaparken, mahallî dille nereye varacağız? İnsanları ana gövdeden koparıp emperyal güçlerin kucağına itmeyecek miyiz?

İskender Öksüz, Hint asıllı İngiliz akademisyen Kenan Malik'in araştırmalarında vardığı sonucu üç şıkta özetlerken, Türkiye örneğini de gösterir:

"1. Çeşitlilikle çok kültürlülüğün birbirinden ayrılması gerekir. Çeşitlilik yaşanan bir gerçektir. Çok kültürlülük ise bir siyasî süreçtir. Kültür farklılıklarının resmen tanınarak kurumsallaştırılmasından kaçınılmalıdır.

Tercüme: TRT Kürdî ayrılıkçılığı teşviktir. Tarihî Türk düşmanları­nın heykellerinin şehirlerin ortasına dikilmesi ayrılıkçılığı teşviktir. "Ne mutlu Türk'üm diyene" yazılarının sökülmesi ayrılıkçılığı mükâfatlandırmaktır.

2. Renk körlüğü ile ırkçılığa karşı körlük birbirinden ayrılmalıdır. Herkese karşı eşit vatandaşlar olarak davran­mak övgüye lâyıktır. Fakat ister "çok kültürlülük" gerek­çesiyle, ister ırkçılıktan ötürü farklı davranırsanız vatan­daşlığın bir anlamı kalmaz.

Tercümesi: "Burada Kürt var, Türk var, Çerkez var, Laz var..." nutukları atmak -hangi ni­yetle yapılırsa yapılsın- ırkçılıktır. Ayrılıkçılığı teşviktir.

3. İnsanlar ve değerler ayrı şeylerdir.

Tercümesi: Çe­şitliliği seviyorsunuz ya... Size haberimiz var... Kürt diye tek tip insan yoktur. Bütün Kürtlerin başına bir eşkıya geçirirseniz onlara hürriyet vermiş olmazsınız, onları bir eşkıyaya teslim etmiş olursunuz. Alevi diye tek bir insan da yoktur. Onların başına bir kiliseye benzer bir teşkilât geçirirseniz onları mutlu ve hür yapmış olmazsınız, onları bir cins mafyaya teslim etmiş olursunuz." (s. 321-322)

Kandil'e niye bayrak dikiyoruz? Birliği sağlamak için! Dil birliğini parçalamakla, kültür birliğini zayıflatıp yok etmekle sen mi kazanacaksın, yoksa Türkiye üzerinde emelleri olanlar mı?

"Çözüm Süreci" dedikleri affedilemez hata ile ülkemizin nasıl PKK'nın hendeklerine mahkûm edildiğini asla aklımızdan çıkarmayalım!

Yazarın Diğer Yazıları