Milleti ikiye bölmek siyaseten ölmektir
Yarım asırlık mesleki bilgim, görgüm ve deneyimim ile diyorum ki toplumu ötekileştirmek, bölmek, hırs ile siyasi muhaliflere saldırmak, gazetecileri ve siyasetçileri hapse atmak iktidarı 17 yıldır elinde bulunduran AKP’ye yarar değil zarar verir.
2010 anayasası ile paralel yargı, paralel asker, paralel polis özetle Fethullah Gülen cemaatinin paralel devlet kurmasını sağladılar.
Kime ne faydası oldu?
15 Temmuz hain darbe girişimi sağduyulu, demokrasi kahramanı asker, polis ve vatandaşlarla püskürtüldü…
Demek ki neymiş paralel devlet yaratarak bölmek, ölmek demekmiş…
250 şehit vererek devleti ele geçirmelerine izin vermedik.
Değerli okurlarım tarihten ders alınmasını öğütlüyorum.
Sendikalar, öğretmen ve polis dernekleri, meslek odaları ve hatta işveren örgütleri dönemin iktidarları tarafından ‘böl yönet’ anlayışı ile parçalandı siyasetin içine itildi. Kime ne faydası oldu?
Yargının siyasallaştırıldığı günümüzde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızgınlığı ile avukatlar siyaseten kutuplaştırılmak istenmektedir.
Barolara alternatif barolar rakip olarak çıkartılmak istenmektedir.
AK Valiler dönemi başlatıldı, devletin valisi AKP’nin il başkanı gibi hareket ettiğine göre sırada AK Barolar var demektir.
Baroları bölmek kimseye yaramaz, tam tersi çıkan kutuplaşma siyaset ortamına daha set şekilde yansır. Hukuk hiçbir şekilde siyasallaştırılmamalı.
Savcı ve yargıçların bağımsızlıkları ve tarafsızlıkları anayasa teminatı altındadır.
Ancak Hakimler ve Savcılar Kurulunun tek kişi yani cumhurbaşkanı tarafından oluşturulması karşısında görüyoruz ki bazı savcı ve yargıçlar kararlarını hukuki değil siyaseten veriyorlar.
Hukuk mesleğinin siyasetten etkilememesi lazım…
Yanlışlara doğru dememiz mümkün mü?
Bağımsız ve tarafsız yargıçların hiçbir siyasi mülahaza altında kalmadan karar vermesi gerekir.
Bizler bunu söylüyoruz bunu yazıyoruz ama dinleyen kim?
İnadım inat siyaseti Türkiye’yi her alanda geri götürüyor.
Merhum Özal’ın dört eğilimi kucaklayıp, muhalefete sevgi ile yaklaştığını defalarca yazdım.
Evet, toplumu birleştirmek, kucaklamak maharet ister ve gereklidir de.
AKP’nin toplumun her kesimini kucaklaması AKP’ye kazandırır, kaybettirmez.
Ancak alışkanlıklar ya da siyasi tercihler maalesef kolay kolay terkedilmiyor.”
Özgür gazeteciler siyaseten tutuklu yargılanıyor…
Seçmen AKP’nin ve Erdoğan’ın kızgın, gergin, saldırgan politikasına 31 Mart yerel seçiminde öyle önemli bir ders verdi ki İstanbul, Ankara, Antalya, Mersin, Adana, Hatay gibi Büyükşehir Belediye Başkanlıklarının kaybettiler…
İttifak sistemi muhalefete kazandırdı, iktidar ve yandaşı partiye kaybettirdi.
Metal yorgunluğu mental yorgunluğu haline dönüştü…
Reel düşünme yerine hırsla hareket edilmesine neden oldu.
Yani hırsları akıllarını geçti ki en önemli tehlike de budur.
AKP üç parçaya bölündü…
Yıllarca birlikte siyaset yaptığı dava arkadaşları dışlandı?
Bugün milletten özür diliyorlar ve AKP’nin geçmişteki hatalarını da bugünkü icraatlarını da eleştiriyorlar.
Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi ile Ali Babacan’ın Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) daha yurt genelinde teşkilatlanmalarını yüzde yüz tamamlayamadılar ama siyaset sahnesinin ön sırasında yer almayı başardılar.
AKP’ye bakın kaç kurucusu bugün Erdoğan’la birlikte siyasete devam ediyor?
AKP kulislerinde sanmayın ki her şey tozpembe.
Milletvekilleri, teşkilatlarda görevliler bugün iktidar olmanın nimetlerini bırakıp ayrılmazlar...
Ama yarın seçim sathı maline girilince kırgınlığı, küskünlüğü olanlar AKP’den daha büyük oranlarda koparlar…
Bu da şu sonucu getirir:
Bölünmek siyaseten ölmek demektir…
Siyaset sahnesi dün iktidarda iken bugün anları dahi hatırlanmayan tabela partileri ile doludur.
Değerli okurlarım,
Muhalefet Partileri belki yarın belki yarından da yakın olmak üzere bir araya gelmeliler ve
- Sıfırdan yepyeni anayasa,
- Sıfırdan yepyeni siyasi partiler yasası,
- Sıfırdan yepyeni seçim yasası,
- Sıfırdan yepyeni yerel yönetimler seçim yasası,
- Sıfırdan yepyeni Yüksek Seçim Kurulu yasası,
- Güçlendirilen parlamenter rejim çerçevesinde yepyeni devlet yapısı,
- Sıfırdan yepyeni vergi yasası,
- Sıfırdan yepyeni Sosyal Güvenlik yasası,
- Sıfırdan yepyeni Milli Eğitim yasası,
- Sıfırdan yepyeni Hakimler ve Savcılar Kurulu yasası,
- Sıfırdan yepyeni Yazılı Basın, RTÜK ve Elektronik basın yasası,
- Sıfırdan yepyeni Türk Ceza yasası, Medeni yasa, Ticaret yasası hazırlamalılar.
Değerli okurlarım,
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin adı var ama anayasada yeri yoktur.
Bu “tek adam” sistemi Türkiye’yi taşıyamamakta, milletimizin sorunlarına çözüm üretememektedir.
Yaklaşık 2 yılda yarattığı yıkım ortadadır.
Tek adam rejimi sürdükçe Türkiye iyiye değil kötüye daha da kötü günlere gidecektir.
Muhalefet partileri Anayasa ve yasa çalışmalarına vakit geçirmeden başlarlarsa halka umut gelir, heyecan gelir, alternatif olmadığı düşüncesiyle AKP’ye oy verenler de uyanırlar…
Özetle halka umut vermeyen 18 yıllık iktidar seçimle gider, halka umut ve yeni bir Türkiye vaat eden millet ittifakı iktidara gelir.
Tıpkı yerel seçimlerde olduğu gibi...