Millet bıktı
Türkiye’deki siyasi çekişmeler karşısında, siyasetle bağlantısı olanların dışındaki hemen hemen herkeste bir bıkkınlık hâli oluştuğunu söyleyebiliriz. Özellikle de genel seçimlerdeki yoğun siyasi gündemin ardından, insanlar bezdi. Siyasi gelişmeler toplumda heyecan uyandırmıyor.
Hangi siyasi partiyi destekliyor olursa olsun, artık insanlar bıktı.
Aynı konuların konuşulmasından da aynı konular için aynı cümlelerin söylenmesinden de…
Ekonomi toplumun gerçek gündemi, ancak insanlar her muhabbetin sonunun ekonominin kötü olmasına bağlanmasından, şu pahalı, bunun fiyatı çok artmış demekten dahi yoruldu.
Şimdi yeni bir seçim dönemi başladı, önümüzdeki 3 ay boyunca yine rezilliklerle dolu bir siyasi süreç izleyeceğiz. Tüm bu siyasi çekişmenin arasında kalan da bıkan da bıktırılan da yine halk olacak.
Anayasasında Cumhuriyet yazan ülkede, sokaklarda birileri hilafet çağrısı yapıyor. Cumhuriyet savcısı, idam cezasının getirilmesi gerektiğinden bahsediyor. Yargı sistemi, geri döndürülemez şekilde yıpratılıyor. Ekonomi, tüm çabalara rağmen, tek başına bu alandaki çabayla elbette ki düzelemiyor. Akılcılık, ilim ve fen yol gösterici olmaktan çoktan çıkmış; eğitimde, tarikatlardan medet umuluyor. Toplum kutuplaştırılmış. Üniversiteler niteliksizleştirilmiş. Nereye el atılsa, kara para, mafya vs. çıkıyor, kanunsuzluk her tarafa yayılmış…
Söyleyecek, sayacak öyle çok olumsuzluk var ki…
İleri gidelim diye umarken, bir adım öne, on adım geriye atıyoruz sanki.
Hâl bu olunca, hep aynı konuları konuşup duruyoruz.
Seçime doğru…
Pazar günü, AKP, İstanbul da dahil olmak üzere 26 şehirdeki belediye başkan adaylarını resmî olarak açıkladı. 1 Ocak itibarıyla da resmî olarak, seçim süreci başladı.
Seçime girebilecek siyasi partiler, YSK tarafından açıklandı. Tutuklu ve hükümlüler ile hasta ve engellilerin seçmenlik sıfatına dair işlemler yürütülmeye başlandı.
31 Mart, hatta sonrasındaki seçim sonuçlarının kesinleşme aşamasına kadar da gündemimizde yine seçim olacak.
Anayasa yoksa…
Sanıyorum ki, hepimiz adil ve şiddetten uzak bir seçim süreci geçirme dileğinde buluşuyoruzdur.
Bir önceki yerel seçimde adaletsizliğin doğurduğu sonuç, haksız olarak tekrarlanan seçimlerde farkın açılmasıyla görüldü.
Ancak bu kadar bariz olmasa da yine adil bir seçim atmosferinden ne yazık ki oldukça uzaktayız.
Zira, anayasanın çiğnendiği bir yargı sistemi içerisinde, anayasayı çiğnemeyi olağanlaştıran bir siyasi yönetimin altında, anayasadaki ve yasalardaki ilkelere bağlı bir seçim gerçekleşmesini beklemek dahi mümkün değil.