Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Tuğrul Yıldırım, yaptığı açıklamada, el cerrahisi ve mikrocerrahi hakkında bilgi verdi. Doç. Dr. Yıldırım, el ve bilek bölgesinde meydana gelen sinir sıkışmalarının el cerrahisi pratiğinde polikliniklerde en sık görülen rahatsızlıklardan biri olduğunu söyledi. Doç. Yıldırım, “El, el bileği ve dirsekte meydana gelen kireçlenmeler, sertlikler yine el cerrahisinin ilgi alanına giriyor. El cerrahisi deyince bütün hastalıkları cerrahi olarak tedavi etmiyoruz. Hastalıkların büyük çoğunluğunu fizik tedavi, çeşitli enjeksiyonlarla, el ve bilek için tasarlanmış cihazlarla tedavi edebiliyoruz. Bu tedavi yöntemlerinden fayda göremeyen hastalarda cerrahi işlem uygulayabiliyoruz” dedi.
“SİNİR SIKIŞMALARI İLE SIKLIKLA KARŞILAŞABİLİRİZ”
Özellikle karpal tünel sendromu veya kubital tünel sendromunun sıklıkla karşılaşılan sinir sıkışmaları olduğunu belirten Yıldırım, “Hasta karşımıza elinde uyuşma, elindeki objeleri tutarken düşürme, elde kabiliyetsizlik ve ağrı ile başvurabiliyor. Bu tür hastalarda erken dönemde semptomlar hafifse genelde splint veya enjeksiyon tedavisi ile fayda sağlayabiliyoruz. Hastalık ilerlerse, sinir sıkışması devam ederse bu hastalarda ameliyatla o bölgenin gevşetilmesi söz konusu olabiliyor. Çok çeşitli nedenleri var. Gebelerde genellikle vücudun su tutmasına bağlı karpal tünel sendromu ile karşılaşabiliyoruz. Bunun dışında gündelik hayatında titreşimli alet kullanan bireylerde olabiliyor. Bazen bilgisayar kullanan bir bireyde de ergonomik olmayan bir mouse ve klavye kullanımı sonucunda karpal tünel sendromu bulguları gelişebiliyor” diye konuştu.
KOPAN UZUV 16 SAATE KADAR TEKRAR YERİNE DİKİLEBİLİR
Doç. Dr. Yıldırım, iş kazası veya trafik kazaları sonrasında kopan el, kol ve parmak vakalarının olabildiğini söyleyerek, “Vatandaşlarımız böyle bir durum ile karşılaştıklarında paniklemeden ne yapmaları gerektiği çok önemlidir. Kopan uzvu mutlaka temiz bir gazlı beze, gazlı bez bulamazsak bir havluya sarmamız gerekiyor. Asla alkol veya iyotlu bir solüsyonla yıkamaya çalışılmamalı. Temiz bir beze sardıktan sonra bir poşetin içine koyulmalı ve poşetin ağzı bağlanmalıdır. Kesinlikle bu parçanın suyla veya buzla temas etmemesi gerekiyor. Daha sonra 2’nci bir poşet oluşturuyoruz, bu bir poşet olmasa da kova da olabilir. İçerisine buzlu su koyuyoruz. Daha öncesinde ağzını kapatmış olduğumuz poşeti buzlu suya koyuyoruz. Eğer buzlu su oluşturamayacak bir yerdeysek, sadece poşetin yanına bir buz koyarak en yakın sağlık kuruluşuna başvurmasını sağlıyoruz. Yaralanan bölgeye de gazlı bir bez bulamazsak temiz bir bez ya da havlu koyuyoruz ve sarıyoruz. Asla bu bölgeye turnike uygulanmaması gerekiyor. Burada uzvun yaşatılabilmesi için ilk 8 ve 12’nci saat çok önemli. Kopan uzuv da 16 saate kadar tekrar yerine dikilebiliyor” dedi.
CEP TELEFONLARININ SIK KULLANIMI
Teknolojik aletlerin ve cep telefonlarının yaygınlaşmasıyla eklem kireçlenmelerine biraz daha fazla karşılaşılmaya başlandığını kaydeden Doç. Dr. Yıldırım, şunları söyledi:
"Elde eklem kireçlenmesini en sık baş parmağın kök kısmında görüyoruz. Bunun en sık sebebi aşırı kullanım. Bazen de yaşa bağlı olarak kaçınılmaz bir şekilde meydana geliyor. Elde kireçlenme söz konusu olursa biz yine hemen ameliyat yapmıyoruz. Bir süre splint kullanımı öneriyoruz, hastanın eğer çok yoğun el uğraşı varsa aktivitelerinde değişikliğe gitmesini öneriyoruz. Bu tedavilere rağmen fayda sağlayamazsak, cerrahi yöntemlere başvurmamız son çare olarak gelmektedir.
Daha ince 10.0-11.0 sütürler üretebiliyor. Çok ince süper mikrocerrahi dediğimiz milimetreden çok daha küçük damarların bile artık dikilebilmesi söz konusu. Bu da doku ve doku nakillerini biraz daha bizler için kolaylaştırmaktadır” şeklinde konuştu.
DHA