Habertürk’ten Ceyda Erenoğlu’nun haberine göre; Migren, engellilik oluşturan baş ağrıları içinde en sık görülen tür olup bir beyin hastalığı olarak tanımlanması dikkatlerden kaçmadı.
MİGREN TEDAVİSİ DENİNCE NE ANLAŞILMALI?
“Migren tedavisi” deyince iki ayrı tedavinin anlaşıldığını uzmanı açıkladı.
Birincisi baş ağrısını o an için geçirmeye yönelik atak tedavisi. Bu tedavinin bir bölümünü migrene özgü olmayan ağrı kesici grubu oluştururken diğer bölümü ise migrene özgü atak ilaçlarından oluşuyor. Migrene özgü atak ilaçları sadece migren ağrılarını söndürebilen ilaçlar olup başka ağrılarda etkili olmuyor. İkinci grup olan önleyici tedavilerde ise migrenli kişi 6 ay, 1 yıl veya daha uzun süre düzenli olarak tedavi ilacını veya tedavi iğnesini kullanarak sonunda migrenin kalıcı olarak veya uzun süreliğine sönmesi sonucuyla karşılaşıyor.
MİGREN ANTİKOR TEDAVİSİ NEDİR?
“Migren antikor tedavisi” çok yeni ve şimdiye kadarki tedaviler içinde en etkili tedavi yöntemi olarak dünyada 4, Türkiye’de ise 1 yıldır uygulandığı bildirildi.
Migren atağında migren ağrısını yapan beyin zarındaki damarlardaki iltihaba neden olan özgün bir maddeye veya bu maddenin bağlantı yerine yapışan antikorlar, bu yolla iltihabın oluşumunu engelliyor ve kanda kaldığı 1 ay boyunca bu etkilerini devam ettiriyor. Böylece hastaya 1 ay süresince ağrı gelmemiş veya çok seyrek gelmiş oluyor. Buna karşın bu tedavinin hastaların yüzde 15’inde etkisiz kalabildiği belirtiliyor. Uygulamanın olumlu etkileri ilaç tedavilerinin aksine uygulandıktan bir gün sonra ortaya çıkıyor. Tedavi ayda 1 kez hastanın kendisi tarafından uygulanıp 1 yıl sürmesi öneriliyor. Gerekirse çok daha uzun sürebileceği dile getiriliyor.
UYGULAMA NASIL GERÇEKLEŞİYOR?
Antikor tedavisi başlandığında hastanın o döneme dek kullanmakta olduğu tedavi ilaçları kesilebiliyor. (Kesilmesi halinde başarı şansı değişmiyor) ancak geçmişten gelen tedaviye devam etmek istenmesinin de sakıncası bulunmuyor. İlk iğne uygulamasından sonra hasta kendisine her ay düzenli injeksiyon yapıyor. İnjeksiyon kas içine uygulandığı için kolayca gerçekleştiriliyor. Uygulama hastanın uygulayabileceği injektör veya otomatik injektör şeklinde uygulanan antikor iğneleri ile gerçekleştiriliyor. İlk 3 ay düzenli kullanımdan sonra etkinlik konusunda karar verilmesi ve yeterince etkili olmadığı kanısına varıldığında başka antikora veya başka tedaviye geçilmesi gerekiyor. Uygulamanın yan etkiler yönünden diğer tedavilerle kıyaslanmayacak kadar güvenli olduğu, seyrek olarak kabızlık, iğne yerinde kaşıntı gibi tedaviyi bırakmayı gerektirmeyen belirtiler yaşanabildiğine dikkat çekiliyor.
NE ZAMAN BAŞVURULMALI?
Antikor iğnelerinin diğer tedaviler başarısız kalırsa uygulanması gerektiği şeklinde bir kural bulunmuyor. Bununla birlikte diğer tedavilere göre daha pahalı olduğu için çoğunlukla diğer tedavilerden yanıt alamayan hastalarda sonraki tedavi adımı olarak düşünülüyor. Eğer hastanın antikor tedavisine erişimle ilgili sorunu yoksa ilk tedavi olarak gerçekleşebileceği belirtiliyor.
BAZI NÖROLOJİ UZMANLARI BİLE BU TEDAVİDEN HABERDAR DEĞİL
Prof. Dr. Mustafa Ertaş, “Bu antikorlar dünyanın her ülkesinde satışta olmasa da ülke olarak bu anlamda şanslı sayılırız. Ülkemizde 1 yıldır satışta olmasına rağmen halen birçok hekim hatta bazı nöroloji uzmanları bile bu tedaviden haberdar değil. Nöroloji uzmanlarının eğitici toplantılara katılanları arasında migren antikor tedavisini bilme oranı daha yüksek olmasına karşın hastalarına önerme şansları düşük. Bunun ana nedeni, Türkiye dışındaki tüm ülkelerde aynı fiyatta iken ülkemizde beşte biri fiyatlı olmasına karşın ekonomik koşullar gereği yine de yüksek kalışıdır. Bu durum hekimlerin bu antikorları kullanma konusundaki deneyim şanslarını azaltmakta ve etkilerine doğrudan tanık olma fırsatlarını ortadan kaldırmaktadır” diyor.
Ertaş, eczacıların önemli kısmının da bu tedaviyi bilmediklerine, hastaların ise sadece çok küçük bir bölümünün haberdar olduğuna dikkat çekiyor.
KİMLERE UYGULANIYOR?
Migren antikor tedavisi 18 yaş ve üzerinde olup, ayda 4 gün veya daha fazla baş ağrısı çeken tüm migrenlilere öneriliyor ve üst yaş sınırı olmadığı belirtiliyor. Bununla birlikte henüz hamilelik ve emzirme dönemlerine ilişkin güvenlik çalışmaları yapılmadığı için hamile ve emziren kadınlara uygulanması önerilmiyor.
DEVRİM NİTELİĞİNDE BİR TEDAVİ
Prof. Dr. Mustafa Ertaş, “Bu tedavi bir devrim niteliğindedir. Migren hastalarının tedavi beklentisi; etkili, etkinin hemen görüldüğü, uygulanması kolay ve yan etkisiz bir tedavi yönündedir. Antikor tedavileri mevcut tedaviler içinde en etkili oluşu, etkisinin bir gün sonra ortaya çıkabilmesi, kayda değer bir yan etkisinin olmayışı ile bu beklentilerin tümünü karşılamaktadır. Tedavinin şimdilik tek olumsuz yönü ağızdan alınan ilaç tedavilerine göre biraz daha pahalı olmasıdır. Bununla birlikte diğer tedavilerdeki yan etkilerin oluşturduğu zararlar ve o yan etkiler için kullanılan ek ilaçlar da düşünüldüğünde aslında arada o kadar da büyük bir fark bulunmadığı görülmektedir. Benim bugün itibarıyla bu tedaviyi gören hasta sayım, daha sık kullanılan antikor için 250’dir. (ülkemizdeki diğer antikor için bunun daha altındadır.) Bu sayının sadece ülkemiz için değil yurt dışı için bile çok yüksek olduğunu söyleyebilirim. Bu yüksek sayının avantajı, bana migren antikor tedavisinin etkisini ilk elden test edip sonuçlarına tanık olma olanağı vermesidir” diyor.
GERİ ÖDEMESİ VAR MI?
Koşullar karşılandığında belli başlı özel sağlık sigorta kuruluşlarının migren antikor tedavisini ayaktan sigorta kapsamındaki sigortalılarına yönelik olarak karşıladıkları belirtiliyor. Bazı Avrupa ülkelerinde bu tedavi sosyal sigorta kapsamında karşılanmakla birlikte ülkemizde henüz SGK tarafından geri ödeme kapsamında bulunmuyor.