Mide yanmasını hafifleten yöntem bulundu. 1 kaşık ilave etmeniz yeterli

Mide yanmasını hafifleten yöntem bulundu. 1 kaşık ilave etmeniz yeterli

Mide yanmasını anında dindiren mucizevi karışım olarak karbonatlı suyun ortaya çıkması dikkat çekti.

Mide yanması, çoğu kişinin karşılaştığı önemli ve korkutan bir rahatsızlık olarak biliniyor. Mide yanmasına iyi gelen doğal tedaviler ortaya çıkmaya devam ediyor.

Son ortaya çıkan karbonatlı suyun mide yanmasını anında dindiren mucizevi karışım olarak karşımıza çıkması dikkat çekti.

3328656-172f286af328c38478169a6797f53a41.jpg

İŞTE KARBONATLI SU KARIŞIMI…

Mide yanmasına mucizevi çözüm sağlamasıyla karbonatlı su karışımı dikkat çekiyor.

Karbonat, yemek sonrası artan asidi dengeleyerek mide yanmasını önlediğinin altı çizildi.

Öncelikle bir bardağın içine içme suyu doldurmanız önerildi. Ardından içerisine 1 çay kaşığı karbonat ilave etmeniz bildirildi.

Karbonat, suyun içinde iyice çözülene dek karıştırmanız tavsiye edildi.

Midenizin yandığını hissettiğiniz an hemen bu pratik yöntemi deneyebilir ve mide yanmasını anında dindirebileceğiniz vurgulandı.

KARBONATLI SUYUN FAYDALARI

-Cilt sağlığının yanında cildin güzelleşmesine de katkı sağlayan Karbonatlı su, eğer bilinçli tüketilirse sivilce oluşunun engellenmesine eğer sivilce varsa da bunun tedavi edilmesine yardım eder.

-Karbonat suyun alkali seviyesine gelmesine yardımcı olduğu için güneş yanıkları ve hafif derece su ya da ısı yanıklarını üzerine sürüldüğü zaman yanıkların acısını hafiflettiği söylenir.

-Karbonatlı su, ağız sağlığında da sık sık kullanılır. Dişlerde oluşan sarılıkların giderilmesinde, ağız kokularının giderilmesinde, nedeni anlaşılamayan boğaz ağrılarının hafiflemesinde, aft gibi ağız yaralarının iyileştirilmesinde de karbonatlı suyun kullanıldığı görülür.

-Karbonatlı suya biraz limon katıldığında elde edilen karışımın yararları da azımsanacak gibi değildir. Karbonatlı Limonlu Suyun Yararları içinde en bilineni ciltteki toksinlerin arındırılmasına yarım etmesi ile bilinir.

mide-yanmasi.jpg

MİDE YANMASI NEDİR?

Mide yanması, ya da diğer adıyla mide ekşimesi bireyin göğsünde, göğüs kemiğinin hemen arkasında yer alan yemek borusunda yanma hissi olarak ortaya çıkan ağrıya verilen isimdir.

Bir çok vakada bu ağrı özellikle yemek yedikten sonra, akşamları, veya uzanma ya da eğilme sırasında daha da ağır bir hal alır.

MİDE YANMASI BELİRTİLERİ VE TİPLERİ NELERDİR?

Normal şartlarda en yaygın mide yanması türü gastroözofageal reflü hastalığından kaynaklanmaktadır. Bu hastalıkta mide asidi yemek borusuna doğru geri akar ve ağrıya neden olur. Bu ağrı, genellikle göğüs kemiğinin veya göğüs kemiğinin arkasında spazm veya keskin bir ağrı şeklinde yanma hissi olarak hissedilebilir. Çoğu zaman asit reflü ağrısı, kalp krizi ağrısıyla karıştırılabilir.

Asit reflü ağrısı göğsün alt kısmında kalabilir veya boğazın arkasına kadar yükselebilir ve boğazın arkasında oldukça ekşi bir su akıntısı gibi hissedilebilir. Eğer asit reflü boğaza, gırtlağa ya da ses kutusuna kadar yükselebilir öksürük ataklarına veya ses kısıklığına neden olabilir.

Mide yanmasına neden olan asit ağıza kadar ulaşırsa, ağızda acı veya yakıcı, asidik bir tat hissedilmesine neden olabilir. Uzun süreli reflü vakalarında ise mide asidinin diş minesini aşındırıp çürümeye neden olduğu gözlemlenmiştir.

Mide yanması belirtileri genellikle ağır yemeklerden, öne eğildikten veya düz yattıktan sonra kötüleşir. Durumdan etkilenenler birçok vakada mide yanması nedeni ile uykudan uyanabilir.

Mide yanmasından kaynaklanan göğüs ağrısı, kalp krizi belirtileri ile benzerlik göstermektedir. Eğer birey şiddetli göğüs ağrısı veya basıncı hissini, özellikle kol veya çene ağrısı veya nefes almada güçlük gibi diğer belirti ve semptomlarla birlikte yaşıyorsa, acil tıbbi yardıma başvurulması gereklidir.

Mide yanmasının haftada iki defadan fazla meydana gelmesi, semptomların reçetesiz satılan mide rahatlatıcı ilaçlara rağmen devam etmesi, yutmada zorluk çekilmesi, bulantı veya kusmanın sürmesi ya da iştahsızlık veya yeme zorlukları nedeniyle kilo kaybı görülmesi durumunda mutlaka bir doktora başvurulması tavsiye edilir.

İlgili Haberler