Dr. Sümer, mide küçültme ameliyatlarına karşı olmadıklarını, ‘doğru hasta ve doğru yöntem’ ilkesine inandıklarını vurguladı. Türkiye’de 2,5 milyon ‘morbid obez’ olarak diye nitelendirilen birey bulunduğuna dikkati çeken Sümer, “Amacımız bu insanların tedavi edilmesi. Ameliyat yöntemlerinden biri de mide küçültme ameliyatı. Bizim karşı olduğumuz nokta, endikasyonsuz, yani kriterleri olmayan hastaların ameliyat edilmesi.” diye konuştu.
Dünyada mide küçültme ameliyatı kriterlerinin net olarak belirlendiğine dikkati çeken Sümer, şunları söyledi:
“Kilonun boya bölünmesi sonucu ortaya çıkan vücut kitle indeksi yüzde 40’ın üzerinde olan veya 35’in üzerinde olup diyabet, uyku apnesi, hipertansiyon, insülin direnci gibi yandaş hastalıkları bulunan bireylerin ameliyat edilmesini öneriyoruz. Bu tür hastalarda tüp mide ameliyatının yararlı olduğunu, yaşam süresini ve kalitesini yükselttiğini biliyoruz.”
Sümer, mide küçültme ameliyatları konusunda Türkiye’de bir sektör oluştuğuna işaret ederek, bu durumun ölüme varan ciddi sorunlara yol açabildiğini dile getirdi. Hasta, doktor ve sağlık kuruluşlarının ‘doğru hasta ve doğru yöntem’ konusunda dikkatli olması gerektiğini kaydeden Sümer, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Kriterleri uygun olmayan, vücut kitle indeksi 40’ın altında, 10-15 kilo fazlası olan bireylere mide küçültme ameliyatı yapıldığını biliyoruz. Bu da ciddi problemler yaratabilir, komplikasyonlar oluşturabilir, insanlar hayatını kaybedebilir. Özellikle son dönemde bireyleri bazı hastanelere, hekimlere yönlendiren ‘simsar’ dediğimiz kurum ve kişiler ortaya çıkmaya başladı.”
Son yıllarda bazı ünlü kişilerin, kriterleri uygun olmadığı halde ameliyat masasına yattığını söyleyen Sümer, bu durumun mide küçültme operasyonlarının ‘estetik’ girişim olarak algılanmasına yol açtığını dile getirdi.
Morbid obezlere yapılması durumunda bu tür ameliyatların çok riski bulunmadığını kaydeden Sümer, mide küçültme ameliyatlarının doğru hastalara uygulanması durumunda guatr operasyonlarından daha tehlikeli olmadığını açıkladı ve sözlerine şunarı ekledi:
“Bu yıl sayının 20 binin üzerine çıkmasını bekliyoruz. Vücut kitle indeksi 40’ın altında olan hasta sayısı da az değil. Nasıl organ nakli her merkezde yapılamıyorsa bariatrik diyabet cerrahisi ameliyatlarının da her hastanede, her cerrah ve ekip tarafından yapılmaması gerekir. Belirli eğitimler, sertifikasyon programları olmalı. Bu hastaların bilgisinin organ nakli hastları gibi kayıt altına alınması gerekir. Ancak bu şekilde sorunun üstesinden gelinir.”