MHP'ye ipotek konamaz
MHP'de muhaliflerin 19 Haziran'da yaptığı tüzük kurultayı yasaldır...
Zira kurultay, yasal bütün vecibeler yerine getirilerek toplanmıştır...
Çankaya İlçe Seçim Kurulu'nun buna rağmen aldığı Olağanüstü
Kurultay geçersiz şeklindeki karar da yetkisi dahilinde değildir.
.....................
Durum karışık!
Karıştıran da Milliyetçi Ülkücü iradeye karşı çıkan Devlet Bahçeli ile dümen suyundan ayrılmayan Genel Merkez Yönetimi...
Üstelik de çok üzücü!
...................
Birbirine zıt yasal kararlar ülkede hukukun yerleşmediğini gösteriyor.
Mevcut hukukun, egemen siyasal anlayışın hukuku olduğunda ise herkes hemfikir...
Çağdaş hukukun egemen olduğu ülkeler, kargaşadan ibaret hukuk anlayışımıza ve uygulamalarımıza bakarak gülmekten katılıyor...
.................
Ne acı ki yaşanan bu karışık ortam MHP'ye ipotek koymaya kalkan Bahçeli'nin ve Genel Merkez Yönetimi'nin eseri...
El birliğiyle Milliyetçi Ülkücü iradeye karşı tavır almaya ve MHP'yi çıkmaza sürüklemeye devam ediyorlar...
MHP çatısı altına sığınarak siyasal ikbal peşinde koşanlar ve partiyi babalarından tevarüs etmiş miras gibi görenler, Milliyetçi Ülkücü iradeye karşı çıkmayı pek pahalı ödeyecekler...
Bu tiplerin siyaseten sonu hayırlı olmayacak...
...................
Değişime adım adım gidiliyor...
MHP'yi, binbir yanlış iş yapan AKP'nin peşine takmaya kalkan, iktidarın aldığı her karara arka çıkan, moda olan "Cam promter"a bakarak hiç itibar bulmayan konuşmalarla siyasal gaf üzerine gaf yapan bir muhteremin peşinden, bir tek MHP'linin ve seçmen yurttaşın gitmesi bu saatten sonra asla ve kat'a mümkün değildir...
Değişimin son noktası bu olacak!
Milliyetçi Ülkücü herkes 10 Temmuz 6. Olağanüstü Kurultay'da yani son noktada buluşacak!
*
İyi ilişkiler ve dayatma
PUTİN'in temsilcisi bayan Valentina Matviyenko, Erdoğan'ın yolladığı mektubun ilişkileri yeniden başlatabileceğini ileri sürdü...
Yapılan açıklamaya bakılırsa mektup, özür dileme olarak kabul gördü...
Böylece ilişkilerin yeniden başlayabileceği, durumun düzelmesinin mümkün olabileceği ifade edilmiş oluyor...
Erdoğan'ın, yeni yakınlaşma sürecinde Putin ile yüz yüze görüşebileceği ihtimali de doğmuş oluyor...
Yalnız önemli bir husus var; bazı dış siyasal merkezlere göre Türkiye sanki diz çökmüş bir ülke...
Bu havayı yerleştirmeye çalışıyorlar.
Bunu nereden çıkardığımızı da söyleyelim; Matviyenko, Rusya'nın Türkiye'den en büyük beklentisinin ne olduğunu ima etti...
Putin, bizim Suriye ve Irak'a yönelik politikalarımızdan vazgeçmemizi istiyormuş...
Bu kabul edilebilir mi...
Sanmıyorum...
Belki izlediğimiz politikada bir takım revizyonlar yapılabilir, bazı konularda geri adım atılabilir. Ancak AKP iktidarının izlenen politikadan büyük boyutta vazgeçmesi söz konusu olamaz.
Vereceğimiz cevabı ve takınacağımız tavrı bekleyelim diyorum...
*
DERKENAR
ERDOĞAN, Putin ile yüz yüze görüşmeden önce bugün yarın bir telefon görüşmesi yapacak. Gündemde şimdilik bu görüşme var. Bu görüşmeyi taraflar "İyi geçti" diye değerlendirirse siyasal gözlemciler "O takdirde Ramazan Bayramı'ndan sonra yüz yüze görüşme gerçekleşebilir" diyor. Her iki görüşmede ağırlık, izlediğimiz politikalara takılırsa el sıkışma
galiba samimi ve sıcak duygularla yapılmaz...
*
İhanetin sınırı yok
KUMLUCA ve Adrasan'da peş peşe başlayan yangınların çıkış nedenleri aranıyor. Bazı ormancılara göre sıcak hava yüzünden otlar tutuşmuş olabilir...
Bazıları ise yangınlarda kasıt arıyor...
Turizm mevsimine girilirken yangınların çevredeki yerleşim yerlerini etkileyecek noktalardan başlamasını dikkate alarak değerlendirme yapmak lazım...
Sabotaj olamaz mı...
Bana sorarsanız, kesin sabotaj...
Bölücü çetenin Kandil'deki başlarının, kentsel alanda saldırı düzenleyen katillere "Kaçarken her yeri, her şeyi yakın" şeklinde talimat verdiği biliniyor. Güvenlik güçlerimiz bu konuşmaları tespit etti...
O konuşmalar kanıttır...
Daha ne olsun...
Teröristler hem korku salmak, hem turizmi baltalamak, hem de ekolojik dengeyi bozup devletin sırtına büyük boyutta harcamalar yüklemek amacıyla
yangınları çıkarmıştır diye düşünüyorum.
*
Dikkat, dikkat...
BEYLER, çok sıradan bir konuda dahi buluşamıyorlar...
Gazze'ye yapılacak insani yardımın miktarını Erdoğan 14 bin ton olarak açıkladı...
Başbakan bu rakamı nedense aşağıya, 10 bin tona çekti...
Yardımı götürecek olan kurum ise Kızılay...
Başkanı Kerem Kınık -Adını ilk kez duyuyorum- miktarı, "İkisinin arasını bulayım bari" diyerek 11 bin ton şeklinde açıkladı...
Bu kadar basit ve açık bir konuda rakam kargaşası yaşanırsa, daha büyük ve ciddi konularda neler yaşanmaz...
Dikkat dağılımı bir gün toplumun başına iş açmaz inşâllah.
*
ONDAN BUNDAN
ESKİ CHP Genel Başkanı Deniz Baykal uzun aradan sonra Meclis kürsüsüne çıktı. Ankara'daki arkadaşlar "Deniz Bey yargıdaki cemaat etkisinin kırılması gerektiğine değindi" dediler... Baykal hukukçu, o nedenle Danıştay Yasası'na ilişkin görüşlerini açıklamak istemesi yerinde.
*
KIVIRMA âdeti Bahçeli'ye de bulaştı. Genel Başkan 10 Temmuz olarak saptanmış MHP 6. Olağanüstü Kurultayı'nın ortaya çıkan yargısal süreçler nedeniyle yapılamayacağını ileri sürdü. Pabuç pahalı ya, kıvır da kıvır... Siyasal hayatta bu tür kıvırmalara çok rastlandığından gelişmenin yadırgandığını sanmıyorum...
*
BİR SÖZ
AFFIN en güzeli, hasmı ezme kudreti varken yapılandır...