MHP'nin payına düşen iki kelime...
Kocatepe Camii'ndeki cenaze töreninde şehit annesinin "ne olur bir araya gelin" yakarışı üzerinden yapılan "...şehit annesi sanki tam aksini söyledi... Davutoğlu, samimi gayret gösterdi. Kılıçdaroğlu elini taşın altına soktu. Ama MHP çözümsüzlüğü tercih etti" yorumlarını okurken, birkaç gün önce bir TV kanalında denk geldiğim o sahneyi hatırladım;
Babası anne karnındayken bırakıp gitmiş, dedesi "doğumda öldü" deyip yaşadığını annesinden gizlemiş ve onu yetiştirme yurduna terk etmiş, genç kız yıllar sonra ailesini bulunca babasıyla sarmaş dolaş oluyor, dedesinin evine yerleşiyor, hikâyenin aslında en masumu olan annesine ise bir afra, bir tafra, bir memnuniyetsizlik içindeki sormayın gitsin... Ne yapsa kızına yaranamayan anne dövüne dövüne isyan ediyor duruma:
- Seni terk eden babanı affedebiliyorsun... Bütün yaşadıklarımızın sebebi olan dedeni affedebiliyorsun... Ben sana ne yaptım; beni niye affedemiyorsun?
İçten içe tam da bu duygularla dolmuş olabilir MHP yönetimi şu günlerde!
Düşünsenize;
Hükümeti kurma görevi AKP'de...
"Koalisyon ortağım olur musun" teklifi dahi almadığı halde, hükümet kurmak için tanınan yasal sürenin çok büyük bölümünün "istikşafi" zırvalığıyla harcanmasına alet olan CHP...
"Koalisyon"u "intihar"la özdeşleştirerek savurduğu tehditle, AKP Genel Başkanı'nın kafasının üzerinde bir Demokles Kılıcı sallandıran Beştepe...
"Neden hükümet kurmadın" diye infazına kalkışılan MHP!
***
Manidar bir durum tespiti vardı dün Yeni Şafak'ın manşetinde:
- 4 teklife de hayır dedi!
Gazeteye bakılırsa 4 teklifi de reddeden MHP lideri Bahçeli'ydi. Hem koalisyona, hem erken seçime, hem azınlık hükümetine, hem de seçim hükümetine kapılarını kapatarak -yine gazeteye göre- "millet iradesinin taleplerinin tamamına sırtını dönmüş"tü MHP!
Manşete sözüm yok; hatta çok da isabetli olmuş koalisyonun neden kurulamadığını izahta.
Doğru, AKP ile MHP arasında, kan kusup kızılcık şerbeti diyerek dahi olsa koalisyonun kurulamamasının nedeni "4 teklif"e hayır denmiş olması... Ama zemini "uzlaşılamaz" kılan o "4 ret" Bahçeli'ye değil Davutoğlu'na ait...
Şu 4 teklife "hayır" denmeseydi;
1. Davutoğlu, Bahçeli'nin "Gel PKK'yı palazlandıran, silahlandıran, devlet içinde paralel terör devleti kurulmasının yolunu açan çözüm sürecini bitirelim, evlat katilleriyle müzakere yerine mücadele edip köklerini kazıyalım, analarımız ağlamasın!" çağrısı doğrultusunda İmralı'daki caniden "kurtarıcı" yaratmayı öngören "süreci" bozulmasın diye korumaya aldığı buzdolabından çıkarıp çöpe atabilseydi, pekala hükümet kurulabilirdi...
7 Haziran'da MHP'ye oy verenlerin beklentisi, MHP'nin PKK terör örgütüyle al takke ver külah olması mıydı ki, "PKK açılımı"ndan vazgeçmeyen AKP'yle hükümet kurmayarak "milletin taleplerine sırtını dönmüş" sayılsın MHP?
2. Davutoğlu, Bahçeli'nin, "Gel, yargıyı bağımsızlığına kavuşturalım, 17-25 Aralık dosyaları da dahil; cukkaları sıfırlanamayan mahdumlardan başlayıp hırsızlar imparatoruna kadar ülkeyi soyup soğana çeviren, kul hakkı yiyen, aldatan, kandıran, dolandıran, çalan, çırpan ne kadar haramzade varsa hukuk devleti topunun saltanatını yıksın" çağrısına "varım" diyebilseydi, mülkü adalet temelinde yükseltmekten yana bir tavır takınabilseydi hükümet pekala kurulabilirdi.
7 Haziran'da MHP'ye oy verenlerin beklentisi, ayakkabı kutularının, havuzların, para sayma makinelerinin önüne yatması mıydı ki, hırsızlardan hesap sormaya yanaşmayan AKP'yle hükümet kurmayarak "milletin taleplerine sırtını dönmüş" sayılsın MHP?
3. Davutoğlu, Bahçeli'nin "Anayasa'nın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez" ilk dört maddesiyle ilgili olarak "değiştirmeyin, değiştirmeyi teklif dahi etmeyin/Anayasa'ya sadık kalın" çağrısına uyup, "devletin şekli, bütünlüğü ve cumhuriyetin nitelikleri"yle uğraşmayacağının sözünü verebilseydi hükümet pekala kurulabilirdi.
7 Haziran'da MHP'ye oy verenlerin beklentisi "cumhuriyet" rejiminin feshi, Türkçe dışında ikinci, üçüncü resmi diller, ay-yıldızlı Türk bayrağının yanına paçavralar, başkentin millî mücadelenin karargahı Ankara'dan mesela mütarekenin payitahtı İstanbul'a taşınması filan mıydı ki, Anayasa'nın ilk 4 maddesini değiştirmekten vazgeçmeyen AKP'yle koalisyon kurmadı diye "milletin taleplerine sırtını dönmüş" sayılsın MHP?
4. Davutoğlu, Bahçeli'nin, "Cumhurbaşkanı, Anayasa'da belirtilen görev, yetki ve sorumlulukları çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı yapsın" uyarısını dikkate alsaydı, Cumhurbaşkanı'nın "Başkan"mış gibi davranmasına boyun eğmeyeceğine dair ufacık bir umut verebilseydi pekala hükümet kurulabilirdi.
7 Haziran'da MHP'ye oy verenlerin beklentisi, sivil darbe için ortam hazırlaması mıydı ki, Cumhurbaşkanı'nı Anayasal sınırlarında tutmaya yanaşmayan AKP'yle hükümet kurmadığı için "milletin taleplerine sırtını dönmüş" sayılsın MHP?
8 Haziran sabahından itibaren hem kurumsal kimliği, hem lideri hedef tahtasında "tek başına"ydı ama AKP'nin hükümet kurmama sürecinin sonunda MHP'nin payına düşen sadece iki kelime var bence:
Teşekkür ederiz!
Sayenizde, önceki gün "çok güzel açıklamalar" yaptı AKP!
İktidar olmaları halinde mücadelelerinin teröristler ve hırsızlarla değil devletin şekli, cumhuriyetin nitelikleri velhasıl "rejim"le olacağını, ağızlarından duymuş oldu millet bu sayede...