GazeteDuvar'da Nergis Demirkaya imzasıyla yer alan habere göre, HDP milletvekillerine cezaevine ziyaret izni verilmemesi bütçe görüşmelerinin yapıldığı Meclis Genel Kurulu’nda tartışma konusu oldu.
“CHP, DEMİRTAŞ İLE GÖRÜŞÜYOR, BİZ GÖRÜŞEMİYORUZ”
2018 yılı bütçe görüşmelerinin yapıldığı Meclis Genel Kurulu’nda partisi adına söz alan HDP İstanbul Milletvekili Celal Doğan, cezaevi ziyaretlerine izin verilmemesini eleştirerek şunları söyledi:
“Ben milletvekiliyim ama siz bize milletvekili muamelesi yapmadınız. Partimize parti muamelesi yapmadınız. Benim arkadaşlarım hapiste, ziyarete gitmek istiyorum, Adalet Bakanlığı’ndan izin alamıyorum. Ama bir CHP’li arkadaşım diyor ki: ‘Filan gün Selahattin Bey’e gittim, sana selam getirdim.’ Benim ağırıma dokunuyor, sizin ağırınıza dokunmuyor mu? Bu nedenle de arkadaşlar, mesele şu: Bu siyasette, bu parlamentoyu, daha doğrusu bir grubu bile, milletvekillerini eşit yönetemiyorsanız bu doğru bir şey değil.”
MHP’YE ÇAĞRI YAPTI
HDP’li Doğan “MHP’li arkadaşlarımdan bir istirhamım var” diyerek şöyle devam etti:
“Siz bütün konuşmalarınızda ‘Kürt kardeşlerimiz bizim bir parçamızdır’ diyorsunuz, ‘Çanakkale’de, Galiçya’da, Kıbrıs’ta birlikte öldük’ diyorsunuz ama o kardeşinizin, doğduğu bölgenin adını söylemesini çok görüyorsunuz, çok görmeyin lütfen. Başka yorumlamayın, sizden ricam bu. Bu parlamentoda hepimizin birlikte çalışmasına ihtiyaç var. Batacaksak da birlikte batacağız, çıkacaksak da birlikte çıkacağız. Bizim ne gidecek başka vatanımız var… Biz birlikte yaşamak zorundayız. Eşit şartlar altında bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı olmaya devam edeceğiz.”
MHP’Lİ DOĞAN: “SAYIN CELAL DOĞAN’A TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Celal Doğan’ın sözlerinin ardından MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay söz aldı. “Bu kısa açıklamama vesile olan konuşmayı yaptığı için Sayın Celal Doğan’a teşekkür ediyorum” diyerek sözlerine başlayan Akçay, şunları söyledi:
“Biz MHP olarak 81 ilde teşkilatlanmış, 80 milyon vatandaşımızdan milyonlarca oy alarak TBMM’de temsil edilen bir siyasi partiyiz. Ne parti mensuplarımızın ne oy veren ne oy vermeyen vatandaşlarımızın etnik kökenleriyle, ana dilleriyle, hayat tarzlarıyla ilgilenmeyiz. Biz, tasada, kıvançta ortak bir Türk milleti olarak kabul ederiz kendimizi ama arkadaşlarımız, insanlarımız kendilerini -Sayın Doğan’ın da ifade ettiği gibi- çeşitli sıfatlarla, isimlerle tanımlayabilir, bu da doğaldır, bizim kültürümüzün de bir gereğidir, bundan da bir rahatsızlık duymayız.”