Mersin’deki saldırının Suriye’de planlandığına ilişkin açıklamayı değerlendiren Mehmet Şandır, “Maalesef Mersin’deki terör hadisesi Türkiye’nin her yerinde mümkün. Niye bu kadar kolay oluyor bunu sorgulamak lazım.” ifadesini kullandı.
Şandır, iktidarın “Muhalefeti terörle ilişkilendirerek propaganda yaptığını.” belirtti ve bunun ülkeye faydasının olmadığının altını çizdi. KRT’de “Haftanın Panoraması” programında Semra Topçu’nun sorularını yanıtlayan Şandır, T24''ün derlediğne göre, şunları söyledi:
MERSİN SALDIRISI VE CHP’YE KUMPAS
“Hükümetin elinde, iktidarın elinde, Sayın Cumhurbaşkanı’nın elinde terörle mücadelede ve dış politikadaki şu son atraksiyonlarından başka bir malzeme kalmadı. Yani 20 yıllık iktidarın ekonomiyi nereden nereye getirdiğini, vatandaşın gündelik yaşamındaki sıkıntıları görüyoruz, tedbir yok. Gelirini artıracağız, demek anlamsız çünkü 2018’de bu hükümet sistemine bu rejime geçildiğinde Dolar 4,5 Liraydı şimdi 18 Lira 20 Liraya gidiyor. 4,5 kat artmış. Ee! Vatandaşın geliri maaşlar 4,5 kat arttı mı, hayır. Dolayısıyla hükümetin terör üzerinden siyaset yapmasını, propaganda yapmasını, rakiplerini özellikle CHP’yi veya muhalefeti toptan söyleyeyim İYİ Parti için de aynı… Şunu söyleyelim; Türkiye’yi PKK çıkmazına sokmak, HDP’nin gölgesi altında siyaseti tartıştırmak bir talihsizlik oluyor.
ERDOĞAN AKILLICA BİR STRATEJİ YAPIYOR"
Muhalefet partileri kendilerini HDP ile ilişkili olmadıklarını, onunla bir temaslarının, ortaklıklarının, iş birliklerinin olmayacağını ispat etmek için çırpınıyorlar. Halbuki muhalefetin millete iktidar olduklarında sorunları nasıl çözeceklerini anlatması gereken bir süreçten geçiyoruz. Hükümet, iktidar, Sayın Cumhurbaşkanı bu noktada kendi hesabına akıllıca, stratejik bir propaganda, PR dediğimiz şeyi yapıyor; muhalefeti terörle ilişkilendirerek, kendilerinin de terörle mücadelede çok iyi işler yaptığını ifade ederek propaganda yapacak. Bunun ülkeye bir faydası olmaz, bunun siyasete bir faydası olmaz.
SURİYELİ SIĞINMACILAR SORUNU
Suriyeli sığınmacılar Türk toplumunun gündelik hayatında bir sorun, psikolojik bir sorun, dengemizi bozdu. Öyle yerler var ki, sığınmacı nüfusu yerleşik nüfustan daha fazla. Onları suçlamıyorum, yurdunu terk etmiş gelmiş, o sorunlu insanlarla biz bir arada yaşıyoruz. Türkiye’yi buna mecbur eden bu iktidarın gerçekten kusuru günahı çok.
100 bin gelecekti, şu anda Milli Savunma Bakanı’nın ifadesiyle 9 milyon Suriyeliye bakıyoruz, diğer ülkelerden gelen sığınmacılarla birlikte Türk toplumunun, Türk halkının sokakta geçim zorluğu içinde yaşayan Türk insanının omuzunda nereden bakarsak 11-12 milyon sığınmacının yükü var. Buna hakları yok.
"ÜMİT ÖZDAĞ’A KATILIYORUM"
Sığınmacıların bir kısmını gönderebilirsiniz ama bu ancak yüzde 10’dur, yüzde 20’dir. Ben bu noktada Sayın Ümit Özdağ’ın değerlendirmesine katılıyorum; sığınmacı meselesi bir küresel projedir. Türkiye’nin çevresinde bir operasyondur. Türkiye’nin içinde de sosyolojik bir operasyondur. Türkiye’nin geleceği ile ilgili bir iç çatışmanın yani dile getirmek istemiyorum ama endişe ediyorum.
Bu mesele bu iktidarın çözebileceği bir mesele değil, bunu kabul edelim çünkü bizim Anadolumuzda şöyle bir söz vardır; gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklerseniz, yukarıya kravat bağlayamazsınız. Şimdi bu hükümet Suriye meselesinde çok stratejik bir yanlışlık yaptı, müttefiklerinin beklentilerine, görüşlerine uyarak Suriye ile olan dostluğumuzu bozdu, operasyonlar, şehitler verdik, sığınmacı sorunu değil sadece.
Onca maliyetin ötesinde Suriye’de verilen şehitlerin bir damla kanın hesabını kim verecek? Bu hükümetin yatacak yeri yok! Aynı yanlışı başka konularda yapacakları endişesi ile uyarıyorum, bağımsız dış politika diye. Türkiye müttefiklerinin beklentileri doğrultusunda, telkinleri doğrultusunda ülkenin geleceğini tehlikeye atmamalı.
"SURİYE’DE KIMILDADIKÇA BATIYORUZ"
Operasyon olabilir mi diye tartışmak faydasız, olmalı. Ama Suriye niye bu hale geldi, nerede yanlış yapıldı, tartışmak lazım. Çünkü Suriye’de yaşanan hadisenin benzerleri yeni dönemde başka yerlerde tekrarlanabilir. İşte Ukrayna, önümüze geliyor. Türkiye tarafsızlığını nasıl koruyacak, Suriye’deki gibi eşbaşkan olma hayalleriyle ne hale geldi.
Sayın Cumhurbaşkanının başka konularda da yanıldık, aldatıldık, hakkınızı helal edin diye konuşmalarını hatırlıyorum, FETÖ meselesinde olduğu gibi. Suriye konusunda yanıldıklarını kabul etmeleri, özeleştiri yapmaları gerekiyor. Müttefiklerinin öncelikleriyle örtüşüyoruz yaklaşımında yanıldıklarını kabul etmeleri lazım.
“SURİYE TERÖR BATAKLIĞI OLDU, “BİR GECE ANSIZIN GİDEYİM” DİYOR, GİT BAKALIM, GİDEMİYORSUN”
Suriye’de olaylar çıktığında MHP Grup Başkanvekili olarak TBMM’de ‘Suriye dipsiz kuyudur, olaylar başlar ama bitmez’ demiştim. ‘Buradaki olaylara karışmayın’ diye uyarmıştım. Şimdi Suriye’den çıkmak istiyoruz çıkamıyoruz. Suriye bir terör yuvası oldu, bir bataklık. Kımıldadıkça da batıyoruz. Hadi işte “Bir gece ansızın gidelim”, git bakayım gidemiyorsun. Suriye’de terör yoktu, bu ülkeden giden Kürtler vardı, şimdi orası terör yuvası oldu.”