MHP, HDP ile koalisyon kurar mı?

Mesaisinin tamamını siyaseti yeniden tanzime ayıran Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre kurar... MHP’nin bunu şimdi itiraf etmemesinin gerekçesi ise ‘oylarının taban yapma korkusu’ymuş!.. Geçmişte asla bir araya gelmeyeceği DSP ile nasıl bir araya geldiyse HDP’yle de bir araya gelirmiş!.. Böyle söylüyor Cumhurbaşkanı!..

Artık ne 400’den bahsedebiliyor, ne de eskisi kadar ‘başkanlık sistemi’ni vurgulayabiliyor... Ellerine sorular tutuşturulan gazetecilerle çıktığı televizyon programlarındaki yüz ifadesi, artık 276’yı tutturamama endişesiyle kaplı... Kendi kaderi AKP’nin kaderiyle iç içe geçtiği için Pazar gününün kendisi adına ‘finalin başlangıcı’ olduğunu iyi biliyor...

Belli ki bir devrin kapanma süreci başlıyor... Bunun elleriyle büyüttükleri, yol verdikleri, ölüm çiçeklerini suladıkları HDP aracılığıyla gerçekleşiyor olması ne acı... Bunların adamlarını ‘akîl’ heyetlerine doldurup, şimdi de onlar ‘aydınlık’ değil, ‘karanlık, karanlık’ diye şikâyetlenmek ne kötü!.. El birliğiyle terör örgütü ‘saygın muhatap’a dönüştürülürken bu ‘aydınlar’ yeterince aydındı değil mi?

Pazar sabahı bambaşka bir iklime uyanacağız... Siyasî tarafların birbirlerine ‘cibilliyetsiz, şerefsiz, namussuz, kanı bozuk, ahlâksız’ diye saldırdığı bir Türkiye’de, üstelik bu konuda Cumhurbaşkanı’nın başı çektiği bir Türkiye’de bir anda normalleşme beklenebilir mi? Kurduğu parti kaç oy alırsa alsın Cumhurbaşkanı bu normalleşmeye müsaade eder mi?

Şu anda mesaisini ‘düşman blok’ dizaynına ayırmış durumda... Bütün muhalefet partileri, artı havuz dışındaki medya, artı paralel!.. Öteden beri bıkmadan usanmadan sahneye konan ‘kendi partililerinde safları sıklaştırma stratejisi’ bu!.. Çünkü ilave gelecek oy yok, gitme ihtimali olan oylar var!.. O oyların yerinde sabit kalması için yeterli derecede ‘düşman algısı’ üretmek ve pazarlamak gerekiyor... Kritik dilimi onlar oluşturuyor ve bu konuda hiç de iyi sinyaller alınmıyor... Tayyip Erdoğan’ın Davutoğlu’nun performansını yeterli görmeyip, bir yandan mitingler düzenlemesi, diğer yandan devlet ve havuz kanallarında canlı yayınlara çıkarak son bir hamle çabası bunun için...

Yüz ifadesi her şeyi ama her şeyi anlatıyor... Önüne rakamlar geldikçe tehlikenin kapıya dayandığını hissediyor ve daha da hiddetleniyor... Dolayısıyla sözlerinde tutarlılık yerine en dipteki seçmenin hassasiyetini kaşımayı bir çare olarak görüyor... Zaten önüne gelen rakamlar kendisine yeni bir iktidarın güle oynaya geldiğini göstermiş olsaydı, bu saldırganlığı değil, zafer akşamları balkonda yaptığı ‘olgun’ konuşmaları tercih ederdi taktik olarak...

Şu anda AKP hariç her partiye verip veriştiriyor Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘tarafsız’ Cumhurbaşkanı... Muhtemel bir gerilemede hedefinde AKP yönetimi de olacak, başarısızlığı onların hanesine yazacaktır...

Uzun zamandır bu seçim ‘sıradan bir seçim’ olmaktan çıktı... Bu, artık parlamentonun yenilenmesinden ziyade ‘ikbal ve istikbal’ meselesi... MHP ile HDP’nin koalisyon kuracaklarına dair sözleri bir Cumhurbaşkanı’nın dile getirmesi, havuzun ‘İslâmcı’ çocuklarının “Türk ve Kürt ırkçılarına yol vermeyin” türünden ilgisiz ve temelsiz yırtınmaları hep aynı endişede odaklanıyor: Düzen çatırdıyor...

MHP’yi ‘BDP/HDP’nin antitezi’ veya ‘varlığı diğerinin varlığına endeksli’ gösterme gayreti öteden beri vardı... Bunlar uçları ve aşırılığı temsil ediyordu, AKP ise merkezi, sağduyuyu ve mâkul olanı!.. Tabii bu yaklaşım üzerinden Türk ve Kürt milliyetçiliği de eşitlenmiş oluyor, böylece milliyetçilikle olan ve pek de itiraf edilmeyen hesaplaşma, ustalıkla hayata geçiriliyordu... Yıllarca ‘karşılıklı olarak kandan beslenenler’ ithamı da bu tezgâhın ürünüydü... Bir terör örgütünün siyasi uzantısıyla, ırkçılık yapmayan, ötekileştirmeyen, hep kendinden sayan bir milliyetçilik anlayışı aynı kefeye konularak sözde aşağılanıyordu...

Ateşle oynayanlar için kaderin garip cilvesi yine sahne alıyor... O ‘mevsimlik dost’ ve ‘mevsimlik düşman’ bölücü, şimdi başa nasıl bela oluyor!...

Yazarın Diğer Yazıları