MHP fikriyatı ülke bütünlüğünün teminatıdır
Gözü olan herkes görüyor. Kulağı olan herkes işitiyor. Bölücüler niyetlerini hiç saklamıyorlar; açık açık söylüyorlar. Meydanlarda söylüyorlar; ekranlarda söylüyorlar. İmralı mahkûmunun resimlerini gözlerimizin içine sokuyorlar. Anlamayanlar için taş atıyorlar, molotof kokteyli atıyorlar, polis panzerlerini tutuşturuyorlar, belediye otobüslerini yakıyorlar, mağazalarda, bankalarda yangınlar çıkarıyorlar.
Gözü olan herkes bunları görüyor; kulağı olan herkes bunları işitiyor. Duyu organlarıyla beyinleri arasında sağlıklı irtibat bulunan herkes de bütün bunların ne anlama geldiğini anlıyor: Ülke koşar adım bölünmeye doğru gidiyor.
Bölücü teröre karşı tedbir almak mevkiinde olanlar, bölücü başı ile devlet yetkililerinin müzakere ettiğini açık açık söylemişlerdir. Yani bölücü terörle mücadele değil müzakere edilmektedir. Yetkilileri müzakere masasına çekmeyi başaran İmralı, taleplerini yöneticilerin önüne koymuştur ve 15 Haziran’a kadar netice beklemektedir.
Yöneticiler uzun zamandır, Türk üst kimliğinden vazgeçmişlerdir. Ağızlarını açtıkları zaman “Türk, Kürt, Çerkes, Boşnak...” diyerek Türk’ü etnik bir kimlik seviyesine indirmişler; Türk’ün bütün etnik kimlikleri kucaklayıcı bir millet adı olduğunu inkâr ederek etnik kimlikleri Türk’e ortak yapmışlar; böylece ülkemizin Türk ülkesi değil, birçok etnik kimliğin ortak ülkesi olduğu düşüncesini yaymaya çalışmışlardır. Yöneticilerden bu tavizi alanlar, sürekli daha fazlasını istemişlerdir. Devlet televizyonunun bir kanalı Kurmançça yayına ayrılmış; böylece Kurmançça fiilen resmî dil olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bölücüler bununla yetinmemişlerdir. Şimdi Kürtçe dedikleri Kurmanççanın öğretim dili olmasını istiyorlar. Özerk bölge, özerk güvenlik gücü istiyorlar ve bunların yeni bir anayasa ile tescil edilmesini talep ediyorlar.
Bölücü taleplere yöneticilerin ne cevap verdiğini bilmiyoruz. Bugüne kadar verilen tavizler, resmî kanallardan birinin Kurmanççaya tahsis edilmesi ve özellikle Türk üst kimliğinden vazgeçilmiş olması yöneticilere olan güveni sarsmıştır. Söz verilen yeni anayasada yeni tavizlerin yer almayacağından emin değiliz. Milletten birtakım şeyler saklanıyor ki yeni anayasanın muhtevası açıklanmıyor.
Bütün bunlar olurken bölücülüğe karşı durabilecek kişi, kurum ve kuruluşlar düşman ilan ediliyor, itibarsızlaştırılıyor, çökertiliyor. Bölücülerle mücadele edenler suçlanıyor, tutuklanıyor, yargılanıyor. Bölücüler gerilla ve şehit, onlarla mücadele eden asker suçlu ilan ediliyor.
Yürütmenin başında bulunanlar en önemli görevlerinin terörü önleyerek asayişi, can ve mal güvenliğini sağlamak olduğunu unutmuş görünüyorlar. Bölücülerin taleplerine evet diyerek meseleyi halledeceklerini sanıyorlar. Bölücü fikirlerin yayılmasına aldırış etmiyorlar.
Yandaşıyla, merkeziyle medyanın büyük bir kısmı da, her zaman % 10’un altında oy alan bir partinin özerk bölge, özerk yönetim gibi taleplerine sayfalarını, köşelerini, ekranlarını sonuna kadar açıyor. Medyaya bakan, sanki milletin % 90’ı onlar gibi düşünüyormuş hissine kapılıyor.
Öte yanda bölücü, omuzunda silah dağlarda kol geziyor, karakol basıyor, asker öldürüyor. Belinde bomba şehirlere iniyor, pusu kuruyor, sivil öldürüyor. Elinde taş ve molotof kokteyli sokakları tutuyor, vitrinleri indiriyor, polisi taşlıyor. Ve yıllardır Türkiye’yi idare edenler terör eylemlerini önleyemiyor.
Durum vahimdir. Ülke kırmızı alarm vermektedir. Alarm durumunda harekete geçmesi gereken kurumlar ya teslim alınmıştır ya felç edilmiştir. Teslim alınamayan, felç edilemeyen en önemli kurum MHP’dir. Bütün mel’anetlere, çirkefliklere rağmen MHP dimdik ayakta durmaktadır. Bundan sonra da duracaktır. Düşman da bunu bilmekte, bu sebeple kalleşçe saldırmakta, pusular kurmakta, aşağılık oyunlar oynamaktadır.
Pusuyla, hileyle milletin aldatılacağını veya sindirileceğini sananlar oynadıkları oyunun ters teptiğini görmüşlerdir. Millet durumu kavramış ve MHP’ye sahip çıkmıştır. Çünkü millet bugünkünden daha küçük bir vatana razı değildir. Ülkeye ortak gelmesine de razı değildir. Bu konuda en dirençli gücün de MHP olduğunu görmektedir. Bölücülük karşısında direnen, taviz vermeyen, fikir değiştirmeyen parti MHP’dir ve bu hâliyle MHP, ülke bütünlüğünün teminatıdır.