MHP bunları mutlaka yapmalı...
1) Hedef seçmen kitlesini belirlemeli ve onlara göre mesajlar üretmeli.
2) Hedef seçmen kitlesi milliyetçi-muhafazakar camianın yanı sıra merkez sağ seçmen ile ülkenin bölünmezliğinde hassas olan ulusalcı çevreler olmalı.
3) Halka kısa ve anlaşılır net mesajlar verilmeli.
4) MHP’nin üniterlikte ve ülkenin bölünmezliğinde yegane teminat olduğu kitlelere ısrarla anlatılmalı.
5) Seçim yaklaştıkça AKP’nin medya üzerindeki baskısı tartışmasız şiddetleneceğinden MHP halka ulaşmak için kendini destekleyen medya imkanlarını geliştirmeli. Mutlaka bütün ülkeye yayın yapma imkanı olan bir televizyon kanalına sahip olmalı.
6) Genel başkan bugünden itibaren sürekli ekranlarda olmalı ve gazetelere röportajlar vermeli.
6) Seçimdeki hedeflerini sloganlaştırmalı ve somut projeler sunmalı.
7) “İşsizliği yenmek için hükümete ortak olduğumuz ilk 100 gün de 1000 fabrikayı faaliyete geçireceğiz...” benzeri net vaatlerde bulunmalı.
8) Üniversite sınavını kaldıracağını söylemeli.
9) Eğitimde dershane sistemine neşter atılacağını ifade etmeli.
10) Fakir ailelere yapılacak para yardımını rakam olarak bugünden açıklayıp öne geçmeli.
11) Sağlıkta AKP’nin yaptıklarının ötesinde hizmetler için yine somut vaatlerde bulunmalı.
12) Türkiye’yi sömüren Gümrük Birliği’nden çıkılacağını duyurmalı.
13) Dış politikada vizyon ortaya konulmalı ve Türk Cumhuriyetleriyle ilişkilerden Kerkük’ün geleceği ve Kıbrıs’a kadar net mesajlar verilmeli.
14) Türkiye için tasarladığı mega projelerini tek tek açıklamalı ve “Güdülen değil, hükmeden Türkiye” mesajını verip ufkunun genişliği ile toplumda hayranlık uyandırmalı.
15) Ekonomide ’Milli Model’ maddeler halinde ortaya konmalı.
16) Türkiye’nin yeni enerji vizyonu sergilenmeli.
17) En önemlisi halkın günlük sıkıntıları ile alakalı olarak kısa sloganlarla net vaatlerde bulunulmalı.
18) Genel Başkan mutlaka pratikten gelen isimlerin de olduğu üretken bir ekip kurmalı. Keza seçim sürecinde Genel Başkanın yanında günlük taktikleri belirleyecek bir uzman ekiple iletişimciler bulunmalı.
19) Seçim öncesi mahalli anketler yaptırılıp yöresinde sevilen isimler belirlenip bunlar aday yapılmalı.
20) Seçim öncesi imaj oluşturmak için büyük merkezlerde popüler muhafazakar isimlerin yanı sıra mutlaka tanınan merkez sağ ve ulusalcı isimler de aday yapılmalı.
21) 1968’den bugüne MHP ve Ülkü Ocaklarında bir şekilde ilişkisi olan herkese ulaşılıp kucaklanmalı ve seferberlik ilan edilmeli.
22) Bugünden itibaren “Türkiye’deki Amerikan İslamı” tezi ısrarla işlenmeli ve MHP’yi hedef alacak dinci gruplar bu şekilde etkisiz kılınmalı.
23) Tayyip Erdoğan, ABD-Barzani işbirlikçiliği ile ülkeyi ayrıştırmak, padişahlık ve diktatörlük argümanları ile hedef alınmalı ve de ısrarla ekranda tartışmaya davet edilmeli.
24) Mutlaka CHP ile arasına mesafe koymalı ve AKP ile CHP’yi özdeşleştirmeye devam etmeli. Bu şekilde AKP’nin yapacağı kesin olan “MHP’ye oy vermek CHP’ye oy vermektir” propagandasının peşinen önüne geçilmeli.
25) Seçimin arifesinde AKP’nin kendisi için yaptıracağı operasyon, dezenformasyon ve psikolojik taarruza şimdiden önlemler almalı ve AKP seçim öncesi bizim için şunları şunları yapacak diye kamuoyunu uyararak karşı psikolojik ortam hazırlamalı.
26) Muhafazakar Anadolu’ya İslami hassasiyetlerinin kuvvetle var olduğunu hatırlatmak için Anı Harabeleri’nde Cuma namazı kılması misali her ilde Güneydoğu şehitleri için geniş katılımlı mevlitler düzenlemeli.
27) AKP’nin TSK ile gizli bir işbirliği içinde olduğu, Yaşar Büyükanıt ve Çevik Bir örnekleri verilerek ortaya konmalı.
28) Türkiye’yi ayrıştırmak için ’ABD ile Erdoğan MHP’yi Meclis’te istemiyor’ sloganı ısrarla seslendirilmeli.
29) Gençlere ve kadınlara hitap için sloganlar üretilmeli ve elektronik medyada faaliyet için partide özel birim kurulmalı.
Arınç, İslam’ın distribütörü mü?
Şuraya bakar mısınız?
Sanki mukaddes dinimiz bunlardan soruluyor!
Sanki onlara ilahi bir yetki ya da distribütörlük verilmiş?
İslam için ne derlerse ona boyun eğiliyor!
Olayı biliyorsunuz?
Malum Türkiye’de son yıllarda siyasetçiler, ezan okunurken miting alanında iseler konuşmalarına ara veriyorlar.
Bu tutumları toplumda dine saygı olarak görülüyor.
Aaaa o ne?
Bülent Arınç birkaç gün önce ezan okunurken zerre tınmadı ve devam etti.
Medyaya bakıyorsunuz tık yok!
Peki kazara böyle bir şeyi Kılıçdaroğlu ya da Bahçeli yapsa ne mi olurdu?
Malum dinci kanallar kıyameti koparır ve Kemal ile Devlet Bey’leri İslam’a hakaret etmekle itham ederlerdi.
Sadece o da değil.
Muhtemeldir ki Tayyip Erdoğan ve peşi sıra AKP güruhu da bu fırsatı kaçırmaz ve tıpkı Deniz Baykal’ın kaset olayında olduğu gibi hemen hücuma geçerdi.
Görüldüğü gibi bizde fiilden ziyade fail önemli.
AKP’li yaparsa cihat, MHP ya da CHP’li yaparsa küfür!
Bülent Arınç ezan okunurken susmama gerekçesini şöyle açıkladı:
-Ben fetva aldım, ezan okunurken konuşulabilirmiş!
Peki kimden almış bu fetvayı?
Üşenmedim Diyanet İşleri Başkanlığı’na telefon ettim.
Hayır onların bu konuda hiçbir açıklaması olmamış!
Soruyorum o zaman o fetva makamı kim?
Devletin bir Bakanı Diyanet’in dışında bir din otoritesinin varlığını nasıl terennüm edip onun doğruluğunu ilan eder?
Bu ülkede maalesef İslam’ın en temel kuralı olan faizi bile haram görmeyen dinci gruplar olduğuna göre bu ezan fetvasını onlar ya da benzeri gruplar verdi ise ne yapacağız?
En tuhafı, Bülent Arınç’ın bu konuda kendini doğal yetkili görmesi ve söylediklerine kimselerin itiraz dahi edememesidir!
Sanki patent almış mübarek!
Vallahi pes!