MHP, AKP'nin taşeronu ve fedaisi mi?
Türbana karşı olan çevreler hırsını ya da hıncını MHP’den almak istiyor.
Neymiş efendim MHP, AKP’nin kuyruğu olmuşmuş!
Neymiş efendim MHP, AKP’ye taşeronluk yapıyormuş!
Neymiş efendim MHP, AKP’nin fedailiğine soyunmuşmuş!
Hayır bu ithamların hiçbirine türban ya da başörtüsü bağlamında hiç mi hiç katılmıyoruz.
Daha önce de yazdık.
MHP’nin başörtüsüne sahiplenmesi onun varlık sebebidir.
MHP eğer türbana sahiplenmeseydi muhafazakar değerlerin patentini tamamen AKP’ye vermiş olurdu.
MHP, AKP yok iken de bu serbestiyi savunuyordu.
Ne yani bir istismarcı güruh zuhur etti diye MHP savunduklarından ya da kimliğinden feragat mı edecek?
Bazıları MHP tabanını bilmediği için anlamıyor.
MHP şayet bu olayda, karşı blokta olmuş olsaydı o gün harakiri yapmış olurdu.
Dolayısı ile biz MHP’nin türban politikasını onaylıyoruz
Diyeceksiniz ki toplum ayrışıyor!
Diyeceksiniz ki bu serbesti ile sorun tamamen çözülmüyor tersine yeni sorunlara zemin hazırlanıyor!
Diyeceksiniz ki rejim ipoteğe giriyor!
Bütün bu söylediklerinizde haklılık payı var, ancak MHP’nin tersi tutum alması mümkün değildir.
Bakın MHP, Nesrin Ünal olayındaki tutumu sebebiyle Anadolu’nun muhafazakar illerinde tükenişe girdi. Dolayısı ile bu yapının bu noktada artık hata yapma marjı kalmamıştır.
Diyeceksiniz ki MHP’nin metotta yanlışı yok mu?
İşte orada haklısınız.
Devlet Bahçeli son birkaç gündür başörtüsünü savunacağına, AKP’yi savunuyor gibidir.
Oysa MHP Genel Başkanı, hem başörtüsünü savunup hem de AKP’nin istismarcı zihniyetini teşhir edebilirdi. Bahçeli bunu yapmayıp Tayyip Erdoğan gibi Deniz Baykal’ı ve toplumda türbandan ürken çevreleri hedef alarak kendini, AKP’nin yanında konumlandırdı.
Bu şekilde Abdullah Gül’ün Çankaya’ya gönderilme yanlışına yeni bir yanlış eklendiği gibi bir görüntü ortaya çıktı.
Bahçeli’nin taktik üretmeksizin başörtüsünü sahiplenmesi ve AKP ile yoldaş görüntüsüne girmesi, amatör siyasetçilerin bile yapmayacağı bir acemiliktir.. Bahçeli MHP’lilere, “Bunlar it, kopuk, mafya takımı, bunlara selam bile verilmez” diyen bir liderin partisi ile nasıl bu biçimde ortak bir görüntüye girer!
Keza Tunca Toskay’ın hasat beyanı da sürç-i lisanın ötesinde aleni bir garabet değil midir?
Hayır MHP hasat toplamak, yani oy almak için değil, kendi çizgisi ile tutarlı olmak için başörtüsü özgürlüğünü savunuyor.
Bir başka eleştirimiz protesto çelenklerinin lise öğrencileri tarafından parçalatılmasıdır.
Ne gerek vardı buna? Neden MHP bu tepkilerin adresi yapılıyor?
MHP’nin başörtüsü olayına bakışı doğru, metodu yanlıştır.
MAKSAT OY OLSUN...
“Tayyip Bey türbanın Anayasa Mahkemesi’nden döneceğini düşünüyor!”
22 Temmuz seçimleri sonrasında AKP milletvekili olan ancak son seçimde Erdoğan tarafından listeye alınmayan Karadeniz kökenli, Milli Görüş patentli bir isimden dün dinlediklerimin özetini yorumsuz olarak sunuyorum: “Tayyip Bey’in son türban teşebbüsü taktik bir açılımdır. Amacı da AKP’nin ekonomik olumsuzluklardan aşınmasını engellemektir. Erdoğan bu teşebbüsü ile AKP’yi yine dinamik bir hale getirmiş, ülke sorunlarını geri plana itmiştir. Kendisiyle yaptığımız sohbetlerinden iyi biliyorum ki Tayyip Bey ne yapılırsa yapılsın türban düzenlemesinin Anayasa Mahkemesi’nden döneceğini biliyor. Bize her türban sohbetimizde bunu söylerdi. Hal bu iken türbanı gündeme sokması yukarıda saydığım nedene ilave olarak mahalli seçimlerde, gördünüz biz uğraştık ama izin vermiyorlar demek içindir. Tayyip Bey reddedilme olayını bile mağduriyet olarak sunup bunu oya dönüştürmeyi düşünüyor.”
MONTAJ!
Diyanet cemaatlerin taarruzunda!
Diyanet’te acayip şeyler oluyor. Hızlı bir kadrolaşma var. Yeni yasal düzenlemeler eşikte. Buna göre uzun yıllar Diyanet’e mesafeli olan cemaatler bu kuruma sızmak için çırpınıyor. Bana gönderilen bir listeye göre Diyanet’e atananların tamamına yakını cemaatlere mensup isimler. Altı çizilen en önemli husus ise değiştirilmek istenen yeni personel rejimi. İddiaya göre bu rejimle Diyanet’in bütün uzman kadroları ve yönetim birimleri tasfiye edilip yeni bir organizasyon şeması oluşturulacak ve buraya da tepeden inme cemaatçı bir yapı monte edilecek.. Eğer bütün bunlar doğru ise Cumhuriyet’ten beri büyük hizmetler veren ve İslam’ın çimentosu olan Diyanet, politize olacak demektir ki böyle bir şey bu kurumu bitirecektir.. Kalitesini bildiğimiz Diyanet’in Sayın Başkanından konu ile ilgili açıklama bekliyoruz. Sütunlarımız kendilerine açıktır.
TUTUYORLAR...
DTP’nin amacı ABD’yi etkilemek...
DTP’nin densizlikleri sürüyor. Neymiş efendim operasyon bölgesinin çanağında çadır kurup operasyonları engelleyecekmiş.. Son dönemde işi zıvanadan çıkaran DTP’nin yaptıkları kuşkusuz bilinçli ve taktik çıkışlardır. Amaçları da kendilerini gündemde tutmak ve bölge halkı ile dış dünyayı etkilemektir. Bu bağlamda DTP’nin kendini kapattırmak ve bu şekilde gündeme oturmak istediği de artık herkesin malumudur. Hadisenin önemli olan diğer boyutuna gelince: DTP son süreçte bölge ile ilgili senaryolarda ABD, AB ve İsrail tarafından devre dışına itilmiş yani artık yok konumundadır. Bunu gören DTP, kendini kabul ettirmek ve var olduğunu tescillemek istiyor. DTP’nin çaba ve eylemleri, aslında kendini çizen Washington, Brüksel ve Tel Aviv’e beni yok sayma mesajından başka bir şey değildir. DTP’nin bu tutumunda İmralı telkini elbette tartışılamaz. Öyle, çünkü İmralı’ya göre, dünyanın efendisi ABD’ye rağmen bu bölgede hiçbir şey yapılamaz.