Seçim yaklaşıyor, yirmi yıllık iktidar her şeyi tüketti, kaybettiğini görüyor. Açıkladığı paketler, vaatler, herkese para vermeye çalışmalar da işe yaramıyor. Çünkü verdiğini henüz halkın cebine girmeden alan enflasyon canavarını yenemiyor. Bu nedenle giden seçmeni geri döndürmenin imkansızlığını da görüyor ve anlıyor.
Her gün medya bombardımanıyla tukaka yaptığı Altılı Masa iktidar cenahının psikolojisini fena halde bozuyor. Cumhurun sözcüleri ve yandaş kalemler günlerdir ‘arkası yarın’ misali masa hikayeleri anlatıyorlar.
Bir yandan kıt akıllarınca alaya alıp etkisizliğini iddia ediyor, diğer yandan bilinçaltını dışa vuran “Masa dağılıyor, bu gidişle seçimi bile göremezler” teranesiyle mezarlıktan geçiyor gibi korkudan ıslık çalıyorlar.
Tek başına çeyrek asra yaklaşan iktidarının sonunda her alanda ülkeyi gerileten, ekonomiyi batıran Erdoğan; ''''Altı kaptan gemiyi batırır'''' derken, Bahçeli “Kriminal siyaset ittifakı yine aday belirleyememiştir. Yaklaşık 9.5 saat toplantı yapıp da cumhurbaşkanı adayını tespit edemeyen zillet partileri, bir bakıma iflas bayrağını çekmişlerdir” diyor.
İyi de madem Masa dağılıyor, iflas bayrağını çekmişse eğer, Cumhur''un zaferi şimdiden kesin demek. Bu endişe ve ıslık çaldıran korku niye? Tüm tuşlara aynı anda bastıran kaygı ne? Dolma kalemşör ve yancı sözde akademisyen ve rektörlerle saatlerce müflis bir Masa''yı neden konuşuyorlar?
İşin gerçeği şu; iktidar ne yapsa da olmuyor, yolsuzluğunun yoksullaştırdığı halkın büyük çoğunluğu iktidar kaynaklı ekonomik krizin etkilerini iliğine kadar yaşıyor. Asgari Ücretin altında maaşa mahkum edilen emekli yaşam savaşı veriyor. Yeni evim, genç istihdam gibi süslü ama sonuçsuz ataklara ve bayat vaatlere kanmıyor. Lozan''ın gizli maddeleri olmadığını ve süresinin dolmadığını da gördü ya büyük yalanlarına da artık inanmıyor.
*
Medyadaki ezici üstünlüğüne rağmen yandaş kakafonisi Masa için sorun oluşturmuyor. Hatta tersine mukavemetini güçlendiriyor. Ancak; Masa içinden ön alma amaçlı kısır siyasi taktikler muhalif seçmende kafa karışıklığına neden oluyor. Siyaset bilimine kamu hukukuna ve akla aykırı biçimde, seçilecek ortak Cumhurbaşkanını kukla gibi gösterecek söz ve söylemler kime ve neye yarıyor? Anayasanın ilk dört maddesini tartışmaya açmak ve ana dilde eğitim vaadiyle kimden ne kadar oy alacağını sanmak da ne oluyor?
Masanın birlikteliğinin sadece demokratik parlamenter sisteme geçiş ilkesinde uzlaşmak olduğuna göre bu tarz-ı siyasetten nasıl bir fayda umuluyor? Keza halkın arzu ve beklentisini açıkça ortaya koyan anketler istikrarlı biçimde olması gerekeni işaret ederken, şahsi ikbal düşünceli siyasi söylemler Masa''ya kakafoniden daha fazla veriyor.
Bir de HDP''nin aday çıkaracağız diye önce Masa''nın adayını sonra da seçimi domine etme çabası var. Masa dışından yapılan bu güdümlü atraksiyona karşı, içinden konulması çok muhtemel tavır kendi hayrına da olmayacak. Çünkü dışarıdan bu dayatmaya karşı içeriden misliyle karşılık kaçınılmaz olabilir.
HDP davasında Anayasa mahkemesinin 8/7 lik tedbir kararı, (bana göre adaletsiz bir ara kararıdır) seçimden önce bir kapatma kararı gelmeyeceğinin de işareti. Bunun her iki ittifakla pazarlıkta elini güçlendirdiğini düşünmeleri Dimyat ile bulgur işine dönebilir.
Siyasi partilerin sermayesi lider, kadro ve program, kasaları da oylarıdır. Anadolu''da ''''salavat kuvvetinen olur'''' derler. Kuvvetin kaynağı da siyasi partilerin gücü de oylarıdır. Bu hakikati ketmedecek bir siyasi anlayışın halkta karşılığı olmaz. Akıl, ahlak, adalet.