Usta oyuncu Metin Akpınar son günlerin en çok konuşulan isimlerinden biri. 77 yaşında olan Metin Akpınar, sadece bir kez evlilik yaptı. İlk kez 7 Şubat 1961 yılında Göksel Özdoğdu ile evlendi. Metin Akpınar'ın çocuğu yok.
“Evlilik insan doğasına aykırıdır. 20 sene sonunda yasal olarak bitirilmelidir” sözleriyle dikkat çeken usta oyuncunun evlilik hikayesi ise sosyal medyada gündem oldu. unutulmaz. kareler adlı instagram sayfasında Metin Akpınar’ın eşiyle birlikte olan fotoğrafı paylaşıldı ve evlilik hikayesi anlatıldı.
İşte Metin Akpınar’ın ilginç evlilik hikayesi…
Annesinin zorlandığı her işe o koşuyordu. Camları silmekten tutun da yerleri süpürmeye kadar. Güney ablası da evlenip evden gidince Metin artık evin hem oğlu hem kızı olmuştu. Her iş geliyordu elinden.
Karşı komşu Sudi Saka, sporcu… Bahçesinde barfiks vardı. Bir gün öğrendiler ki Sudi Abi'nin evi satılıyor. Gelen, giden, bakanlar oluyor. Ve bir gün, eve bakmaya gelenler arasında Ali Mac Graw'a benzeyen bir genç kız... Yanında bir askeri öğrenci, arkalarında bastonlu bir adamla bir kadın…
Beşiktaş'taki evlerini satan Özdoğu ailesi, yeni komşuları oluyor Akpınar'ların. Taşındıkları gün o genç kız, adı Göksel, çok çalışıyor eşyaları yerleştirmek için. Çok hamarat, becerikli…
Annesiyle Metin pencereden onları izliyorlar. Hamaratlığı görünce "Ana" diye sesleniyor Metin, "senin gelin geldi galiba.”
Eskiden mahalleye yeni komşu taşınınca, evlerinde henüz ocak yanmıyor diye komşular yemek yapıp götürürlerdi. Nadide Hanım da hemen bir düğün çorbası yaptı, yanına ekmeğinden suyuna eksiksiz bir tepsi hazırladı. "Al oğlum," dedi Metin'e, "götür bunu."
Kapıyı Göksel açtı. "Biz karşı komşuyuz," dedi Metin, "annem gönderdi."
İlk karşılaşma... 62 yıllık beraberliğin ilk anı…
Mahalleye yeni biri geldi mi ertesi sabah, 'Hoş geldin komşu kardeş,' diye yanaşılır. Sen kapmazsan başkaları kapar kızı. Hazırlandım, süslendim, hemen çıktım, 'Hoş geldin komşu kardeş, nerede okuyorsun, ne yapıyorsun? Hadi sahil yolunda biraz yürüyelim…
En güzel kıyafetlerimi giymişim, ağzım kokmasın diye de bir karanfil atmışım onu çiğniyorum. Sen o karanfil kaç boğazıma! Kızın yanında öleceğim. Nasıl ıstırap çektim o ilk buluşmamızda anlatamam..."
Okulu kırıp gezmeler, el ele tutuşmalar, Emirgan Korusu, Boğaz'da kayık sefası…
Aşık oldular birbirlerine. "Aksaray'ın en büyük yangını" böyle başladı…