Merkez Bankası'ndan tencereye...

2018 yılında, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener dedi ki;

- Bu ekonomi aklıyla duvara doğru gidiyoruz. Ekonomiye ve kurumlara bakışınız değişmezse, dolar 5 lirayı bulacak, önlem alın.. Ama önce zihniyetinizi değiştirin..

Ak Parti iktidarının 18''inci yıldönümünde, yani 3 Kasım 2020''de, Meclis''teki konuşmasında, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener dedi ki;

- Peki sizce Merkez Bankası neden bağımsız? Merkez Bankası; Para politikası, siyasi rant uğruna kullanılmasın diye bağımsız. Siyasi çalkantılar, ekonomik çalkantılara sebep olmasın diye bağımsız. Bu işi en iyi bilen insanlar, Merkez Bankası çatısı altında olduğu için bağımsız. Buradan Damat Bakan''ı uyarıyorum: Merkez Bankası Başkanı''na çaycın gibi davranmaktan vazgeç.

Daha önce de, daha sonra da defalarca uyardı.

"Piyasaların gerçekleri" dedi..

"Liyakat" dedi.

"Sermaye güvenli liman arar, ekonominin ayarları ve kurallarıyla bu kadar oynamayın" dedi..

"Güvenli liman, hukukla olur, demokrasiyle olur, bu kadar keyfiyet ağır sonuçlar doğurur" dedi..

E dinlemediler tabii..

Damat Bakan da dinlemedi, ekonomist olduğunu ilan eden Sayın Erdoğan da dinlemedi..

Aksine, "Faiz sebep, enflasyon sonuç" şeklindeki akıllara şenlik teoride ısrar ettiler..

Hadi bu tolere edilebilir bir durumdu..

Ama, tüm dünyada, "Bağımsızlığın" en önemli gücü olan Merkez Bankası gerçeğini görmediler, görmek istemediler..

Merkez Bankası''nın, piyasaların gerçeklerine, ekonominin evrensel değerlerine, ihtiyaçlara göre, özgürce pozisyon alabilmesinin, bir ülkenin ekonomisinin en önemli sigortalarından olduğunu bir türlü kabullenemediler..

Sonuçta ne oldu?

Meral Akşener''in deyimiyle, "Çaycısıyla oynar gibi" Merkez Bankası''yla ve başkanıyla oynayan Damat Bakan gitti ama, kayınpederi, Sayın Erdoğan, bu geleneği daha baskın ve etkin şekilde sürdürdü..

Doğalgaz''daki, elektrikteki zamların da,

Gıdadaki zamların da,

İğneden ipliğe, her etikete yansıyan zamların da en önemli sebeplerinden biri, dövizdeki tırmanış..

Ve bunun en önemli sebeplerinden biri de, Merkez Bankası''nın, liyakatsiz zihinler tarafından baskı altına alınıp, piyasanın şartlarına göre operasyon imkanının elinden alınması..

Tak diye söyleyen siyasi irade ve şak diye yapan bir Merkez Bankası ilişkisi, ekonomideki dengeleri, güveni, istikrarı altüst ediyor..

İşte dünkü son hamle de bu zihniyetin, bu yönetim şeklinin ürünü..

Faizlerin artmasını bir vatandaş olarak ben de istemem..

Ama bize bir hikâye anlatılıyor..

Vatandaşın mevduat faizi düşüyor da, üreticinin, sanayicinin, üretebilmek için kullandığı kredilerin faizleri yükseliyor..

E ne anladım bu işten..

Dövizdeki tırmanışın Türkiye''nin omuzlarına bindirdiği yük ortada.. Bunun bedelini hep birlikte ödeyeceğiz..
Dış borç 450 milyar dolar.. Dövizdeki 1 liralık artış, borcu 450 milyar lira daha artırıyor..

Pandemide millete doğrudan destek olarak 10 milyar lira verilebildiğini düşündüğünüzde, dövizdeki 1 liralık artıştan doğan kaybımız daha da anlamlı hale geliyor..

45 katı parayı birkaç dakikada kaybediyoruz..

Türkiye bu yükü taşıyabilir mi?

Elbette taşıyamaz..

Merkez Bankası "Faizi 2 puan düşürdüm" dediği anda 9.50''yi gören doların, sırtımıza bindireceği yükü henüz bilmiyoruz..

Ama bildiğimiz bir şey var;

Ak Parti iktidarının bundan sonraki her günü, altından kalkamayacağımız yeni yükler üretecek..

Bu hatayı geçin, önümüzdeki hafta, bu hamlenin etiketlerdeki yansımasını göreceksiniz..

İşte bu da, Türkiye''yi yönetemeyen bir iktidarın sonu anlamına geliyor..

Yazın bir kenara..

Merkez Bankası, döviz-möviz derken, iş geliyor, mutfaktaki tencereye dayanıyor.

Rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel''in deyişiyle;

"Tencere bir iktidarı götürüyor."

Yazarın Diğer Yazıları