Burcu Aydın, “Eylül ayında açıklanan yüksek enflasyon verisiyle birlikte yurt içi ve yurt dışında hemen hemen tüm kurumlar faiz indirimi beklentilerini ötelediler. Oysa yaz başında önde gelen birçok uluslararası finans kuruluşu Eylül-Ekim aylarında 250 baz puana kadar faiz indirimini baz senaryo olarak raporlarında açıklamışlardı.” dedi.
Aydın, Merkez Bankası, tarafında da enflasyon sürecine yönelik beklentiler yaz başından beri pozitiften negatife doğru bozulma gösterdiğini belirtti.
Aydın, Merkez Bankasının değerlendirmesini şu şekilde paylaştı:
HAZİRAN PPK: Aylık enflasyonun ana eğilimindeki zayıflama mayısta geçici bir kesintiye uğramıştır
TEMMUZ PPK: Haziranda aylık enflasyonun ana eğilimi belirgin bir zayıflama göstermiştir.
AĞUSTOS PPK: Temmuz ayında aylık enflasyonun ana eğilimi, önceki aya oranla kısıtlı bir biçimde yükselirken ikinci çeyrek ortalamasının altında kalmıştır.
EYLÜL PPK: Ağustosta aylık enflasyona dair göstergeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, ana eğilimin net bir değişim sergilemediği değerlendirilmiştir.
EKİM PPK: Eylülde enflasyonun ana eğilimi bir miktar yükselmiştir… Enflasyondaki iyileşmenin hızına dair belirsizlik ise son dönemdeki veri akışı ile artmıştır.
Aydın, “Diğer yandan faiz artırım sürecinden beri geçen 17 aya rağmen fiyatlama davranışları ve beklentilerin istenilen düzeyden uzak olması, enflasyonla mücadelenin tek ayaklı ekonomi politikasıyla, yani faiz/vergi artışıyla, yürütülemeyeceğini de bizlere gösteriyor. “ dedi.
FAİZ İNDİRİMİ NE ZAMAN?
Aydın, “Faiz indirim sürecinin öngörülebilir bir şekilde başlayabilmesi için genel ekonomi politikalarının mutlaka ve mutlaka TCMB politikalarını desteklemesi gerekiyor. Özetle, mali, idari ve yapısal politikaların para politikasını desteklemesi ve toplumsal refahı göz etmesi gerekiyor.” şeklinde açıklamada bulundu.