Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit tuttu.
Ekonomistlerin beklentileri de faizin sabit bırakılacağı yönündeydi. Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 45 oldu.
Geçen ay yapılan toplantıda politika faizi 500 baz puan artırılmıştı.
Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamalarda şu ifadelere yer verildi:
Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 50 düzeyinde sabit tutulmasına karar vermiştir.
Mart ayının aylık enflasyonun ana eğilimi, devam eden zayıflamaya rağmen öngörülenden yüksek gerçekleşmişti. Tüketim malı ve altın ithalatındaki seyir cari dengedeki iyileşmeye katkı verirken, yakın döneme ilişkin diğer göstergeler yurt içi talepte direncin sürdüğüne işaret etmektedir. Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları enflasyonist baskıları canlı tutmaktadır. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunu yakından takip etmektedir.
"ENFLASYON ÜZERİNDEKİ YUKARI YÖNLÜ RİSKLERE KARŞI İHTİYATLI DURUŞUNU YİNELEDİ"
Mart ayında atılan adımların etkisiyle finansal koşullar önemli ölçüde sıkılaşmıştır. Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Kurul, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelemiştir. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon 2024 yılının ikinci yarısında tesis edilecektir.
"KREDİ VE MEVDUAT FAİZİNDE ÖNGÖRÜLENİN DIŞINDA GELİŞMELER OLURSA DESTEKLENMEYE DEVAM EDİLECEK"
Kurul; makroihtiyati politikaları, piyasa mekanizmasının işlevselliğini ve makro finansal istikrarı koruyacak nitelikte uygulamayı sürdürmektedir. Bu çerçevede, kredi büyümesi ve mevduat faizinde öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması desteklenmeye devam edilecektir. Likidite gelişmeleri yakından takip edilerek, gerektiğinde sterilizasyon araçlarının etkin şekilde kullanılması sürdürülecektir.
"PARASAL VE FİNANSAL KOŞULLARI SAĞLAYACAK ŞEKİLDE BELİRLEYECEKTİR"
Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir.
Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır."
REMZİ ÖZDEMİR SAATLER ÖNCESİNDEN BİLDİ
Yeniçağ yazarı Remzi Özdemir Merkez Bankası'nın faiz kararını önceden açıkladı. Sarayda sandık baskısı olduğunu söyleyen Özdemir Merkez Bankası’nın pas geçeceğini söyledi.
Özdemir yazısında "Yaklaşık 25 puanlık negatif faiz var. Bu şartlarda yabancı gelmez ve dolarizasyon devam eder. Sarayın sandık baskısı var ve çaresiz pas geçecek.” dedi.
REMZİ ÖZDEMİR'İN O YAZISI:
Merkez Bankası normal şartlarda faiz arttırması bekleniyor. Ancak Saray’ın sandık baskısı Merkez’in pas geçmesine neden olacak.
Merkez Bankası gösterge faizini 50’ye çekti ve yeniden faiz artışı yapabileceğinin sinyalini verdi.
Dünyada işler ters gitmeye başladı. Amerika faiz indirimi için çok erkek dedi. Bu da Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinde doğal bir gerginlik yarattı. Amerika’daki faiz kararı bizi neden etkiler?
Çünkü Mehmet Şimşek ve ekibinin umudu Amerika’nın faiz indirimindeydi.
Amerika faiz indirecek ve Türkiye faiz yükseltecek böylece yabancılar Türkiye’ye akın edecekti.
Bu olmadı!
Yine İran-İsrail gerginliği her ne kadar sakinleşmiş gibi görünse de Türkiye coğrafi olarak riskli alanda.
"MEHMET ŞİMŞEK YİNE YANILDI"
Seçimden sonra Türkiye’ye yabancı gelecek diyen Mehmet Şimşek yine yanıldı. Öyle ahım şahım bir yabancı girişi olmadı.
8.5’ten 50’ye yükselen faiz bile beklenen yabancıyı kesmedi ve gelmedi.
İşte bu nedenle PPK toplantısından 500 puanlık bir faiz artışı daha bekleniyor.
Tüm ekonomistler bunu yapmak zorunda diyor. Çünkü enflasyon geldi yüzde 70’e ve mayıs ayında 75’e ulaşacak. Yaklaşık 25 puanlık negatif faiz var. Bu şartlarda yabancı gelmez ve dolarizasyon devam eder.
Yani Merkez’in eli mahkûm faiz artışına!
"SARAYDA SANDIK BASKISI VAR"
Merkez mahkûm ama bu mahkûmiyet biraz da saraydan geliyor.
Sarayın sandık baskısı var ve çaresiz pas geçecek.
Daha seçim olalı 1 ay bile olmadı nereden çıktı bu sandık demeyin!
Bu sandık Anayasa değişikliği. AKP eriyor ve Erdoğan bunu görüyor. Kendisine bir dönem daha Cumhurbaşkanlık yolunu açacak Anayasa değişikliği için sandığa gidecek.
Merkez’in bir 500 baz puanlık faiz artışı Erdoğan’ın planlarını bozar. Çünkü yüksek faiz demek parasal sıkılaşma demek, kredilere ulaşamama demek, konut piyasasının çökmesi demek. Fabrikaların durması demek.
O da işsizlik demek.
Böyle bir ortamda Erdoğan anayasa değiştirme cesaretini gösterir mi?
Elbette hayır!
O halde Merkez Bankası mesajı aldı ve sandığın altında kalıp faizleri pas geçecek.
Peki bu şartlarda dolar ne olur?
Baskıya devam!
Nasıl olsa turizm sezonu geliyor ve 30-40 milyar gelecek!
Onun için kimse Merkez Bankası’ndan faiz artışı beklemesin!
