Merkez Bankası eski başkanlarından İYİ Parti eski Milletvekili Durmuş Yılmaz, Nas politikasını, önce cehaletle kötü niyetin bileşimi olarak gördüğünü, ancak zaman geçtikçe uygulamalarla bunun, vatandaşın fakirleşmesi uğruna, belli bir kesime kaynak transferi olduğunun ortaya çıktığını söyledi.
Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası’nın piyasa beklenti anketinde enflasyon beklentisinin düştüğünü, faizlerin bugünkü oranının da beklenen enflasyona göre çok yüksek olduğunu belirtti:
“Vatandaş kurumlara TÜİK’in açıkladığı rakamlara, Merkez Bankası’nın siyasetten bağımsız olarak hareket ettiğine artık inanmıyor.
Eğer inansaydı vatandaş, enflasyonun düşeceğine bugün enflasyon çok daha indirilmiş olurdu. Kurumların itibarı çöktü. Bunun temelinde Sayın Cumhurbaşkanı’nın Nas politikası var.
Bu politikayla dar gelirli kesim açlığa mahkum edilerek belli bir kesime kaynak aktarıldı. Önce cehaletle kötü niyet olarak düşünmüştüm, Nas politikasını.
Ama sonra gelişmelere baktığımda faizler düşürülerek AKP’nin kendi kesimine bilinçli kaynak transferi yaptığını gördüm..
Faizler düşürüldüğünde yüzde 8,5’la yatırım için 10-15 yıl vadeli kredi alıp, sonra bununla altın ithal edenler oldu. Ve onun için de 2023’de altın ithalatı 27 milyar dolara fırladı.
Şimdi Maliye vergi alırken altın ithal edip büyük karlar sağlayanlara yönelmesi lazım.. Dolaylı vergilerle zamlarla emeklinin işçinin memurun sırtındaki yük daha da ağırlaştırılmamalı.”
İYİ Parti eski Milletvekili ve Merkez Bankası Eski Başkanı Yılmaz, “Eğer Sayın Cumhurbaşkanı tekrar Merkez Bankası’na müdahale edip Nas derse, Türkiye bu kez cehennemi yaşar” dedi.
Yüksek enflasyonun yükünün adil paylaşılmadığına dikkat çeken Yılmaz şunları söyledi:
“Toplam talep yüzde 70 ancak, bu talep içinde emekli, memur, işçinin talebi üst gelir grubunun talebinden daha düşük.
Talep düşürülmeye çalışılırken, özellikle üst gelir grubunun talebi düşürülmeli. Zaten, ücretli maaşlı kesim enflasyon seviyesinde artırılan, reel anlamda sürekli gerileyen geliriyle toplam talebi etkilemesi mümkün değil.”
Uygulanan bu politikadan hükümetin ders çıkarması gerektiğini belirten Yılmaz “Merkez Bankası’na tekrar güvenin sağlanması için siyasetçilerin çıkıp ‘Biz elimizi Merkez Bankası’ndan çektik. Merkez Bankası bağımsız bir kurumdur’ demesi gerekir. Ancak o zaman Merkez Bankası görevi olan fiyat istikrarını sağlayabilir” dedi.
Merkez Bankası’nın Ağustos ayından bu yana gerekeni yaptığını, enflasyonun baz etkisiyle düştüğünü belirten Yılmaz, Merkez Bankası’nın dezenflasyon politikasıyla, Orta Vadeli Program’da açıklanan büyüme ve enflasyon hedefleri arasında çelişki olduğunu belirtti.
Eski başkanlardan Yılmaz, sosyal medya hesabı üzerinden şu ifadelerde bulundu: “2025-2027 yıllarını kapsayan OVP de 2025 büyümesi %4 olarak öngörülmüş. Tarımdan sosyal güvenliğe önemli çelişkileri olan ve erken seçim sinyali veren bu tahmin, enflasyonla mücadeleye elveda diyor ve bu güne kadar üstlenilen yüksek maliyeti çöpe gönderiyor. Bu bir tercihtir.”