Zaferi kazanacağını da zaferden sonra ne yapacağını da biliyordu
“Bizim Anadolu koyunlarının, özellikle de Doğu Anadolu koyunlarının elyafı kalındır. Bu nedenle, bu koyunlardan elde edilen elyaftan üretilen iplikler kalın olur, bunlardan kalın ve kaba kumaşlar, halı ve battaniyeler dokunur. Dünyada en ince elyaflı koyun, Avustralya’da yetişen, adı da Merino olan koyundur. İşte İngilizler Merino koyununun yününü ithal edip bundan önce iplik yapar, sonra da ünlü kumaşlarını dokurlar... Şimdi bir soru: Bizim de İngiliz kumaşı gibi ince kumaş üretebilmemiz için gereken nedir?”
“Avustralya’dan Merino yünü ithal etmek.”
“Evet ama o çok pahalı ve dışa bağımlı bir yoldur. Ben şunu düşünüyorum... Zaferden sonra mensucat sanayisine önem vereceğiz. Avustralya’dan canlı Merino koyunu satın alacağız. Bizim Marmara bölgesinin koyunları, elyafı en ince olan koyunlarımızdır. İşte Avustralya’dan alacağımız Merino koyunlarını bizim Marmara bölgesi koyunlarıyla çiftleştireceğiz. Doğacak koyunları da yine Merino koyunu ile çiftleştireceğiz. Böyle böyle, Avustralya’nın Merino koyununa yakın bir tür melez koyun elde edeceğiz, adına da Merinos koyunu diyeceğiz. Bizim Merinos koyunundan elde edeceğimiz yapağıdan önce iplik, daha sonra İngiliz kumaşı ayarında kumaş üreten bir fabrika kuracağız. Üretilecek kumaşa da Merinos kumaşı diyeceğiz...”
O gece cephede, Mustafa Kemal Paşa, Bursa Merinos Fabrikası’nın temelini atmış oluyordu.
Ben bu anıyı okuduktan sonra kendi kendime şu soruyu sordum:
O gece cephede, Mustafa Kemal Paşa’yı dinlerken kurmaylarının kafasından acaba ne geçiyordu?
“Biz burada ölüm kalım savaşının eşiğindeyken, Paşa tutmuş bize mensucat sanayisinden, İngiliz kumaşı kalitesinde Merinos kumaşı üretecek fabrika kurmaktan söz ediyor!” diye düşünmemişler midir?
Mustafa Kemal Paşa ufkun ötesini görebilen devrimci bir dehaydı.
Zaferi kazanacağını da biliyordu, zaferden sonra neler yapacağını da...
İşte Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün büyüklüğüne, dehasına bir kez daha şahit oluyoruz. Dünyanın hangi ülkesinde, kim böyle bir şey düşünebilir. Ertesi sabah gireceğin savaş, senin daha doğrusu bir ulusun ya var olma ya da yok olma savaşıdır ve sen savaştan zaferle çıkacağından o kadar eminsin ki, zafer sonrası başlatacağın sanayi hamlesinin en ileri kollarından biri olan tekstil sanayisinin önemli bir fabrikasının planlarını yapıyorsun. Ve bununla da kalmıyor, o fabrikaya nasıl ham madde temin edeceğinin hesaplarını yapıyorsun. Ve bunu da gecenin bir yarısı, ertesi gün gireceğin savaşı yönetecek kurmaylarına anlatıyorsun. Var mı yeryüzünde böyle bir lider. İşte o lider Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk; insanlığın yetiştirdiği en büyük dahi. (Bitti)