Suat Toktaş'ın sunduğu Düşünme Vakti adlı programda Türkiye'nin ABD ile ilişkilerini değerlendiren Akşener, Trump'ın seçim süreci ve seçimden sonra ortaya koyduğu tavra dikkat çekerek, "Davranış ve söylemlerine baktığınız zaman, sanki ABD bir paradigma değişikliğine gidiyor gibi algılamamız gerekiyordu. Şimdi Demokles'in kılıcı Trump'ın başında." dedi.
Trump'ın kendi bakış açısını hayata geçirme noktasında kesinlikle başarılı olamayacağını kaydeden Akşener, "Ehlileştirilmiş bir Trump ile karşı karşıya kalmış olacağız demektir." ifadesini kullandı.
Dış işlerinde Osmanlı'dan itibaren konulmuş rasyonel bakış açısının sürdüğünü belirten Akşener, Cumhuriyetin dış politikasının Erdoğan ve arkadaşları tarafından eleştirilmeye başlandığını kaydetti..
"O MEKTUP ÇOK ÇİRKİN BİR MEKTUP"
Liderler arasındaki dostluklar ülkelere fayda sağlayacağını, ancak asıl olanın ülkeler arasındaki ilişki biçimi olduğunu dile getiren Akşener, "O mektup çok çirkin bir mektuptur. Ona cevap verilemedi. Kişisel ilişki biçiminde Trump'ın kendi durumu öne geçecektir. Bizim gibi ülkelerin yöneticileriyle olan ilişki biçimi bu." diye konuştu.
ABD Temsilciler Meclisi'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mal varlığını araştırma tasarısıyla ilgili soruyu cevaplayan Akşener, "Sayın Erdoğan'ın yerinde olsam 'buyur birader' derdim. Onu yapmamış olması bir nakısadır." dedi.
“Ben sayın Erdoğan'ın yerinde olsam ‘buyurun’ derdim” diyen Akşener, “Demiyor. Rüzgâr üflese kırılgan bir ekonominiz olursa başınız öne düşer. Sayın Erdoğan, kendisi bunu istemese de hepimizi temsil etmek durumunda. Ben o mektubu, onun şahsında Türk milletinin boynuna geçirilmiş bir kement olarak gördüm.” değerlendirmesinde bulundu.
Hükûmete ABD’nin İncirlik ile Kürecik'teki üslerini kapatması çağrısında bulunan Akşener, “Rahmetli Erbakan ile Ecevit'in tutumunu okuyun da bakın.” yorumunu yaptı.
“DEVLET CİDDİYETİNDEN UZAK BİR HÂL DÜNYAYI KAPLIYOR”
“Devlet ciddiyetinde uzak bir hal dünyayı kaplıyor.” diyen Akşener, “Trump’ın seçimi alamadığını varsayın, bir başkası seçilecek. Fakat kalıcı olan, Amerikalıların Türklere olan nefreti. Bu, siyasetçilerin başlattığı bir iştir.” ifadelerini kullandı.
Refah Yol Hükûmeti’nde Necmettin Erbakan ile birlikte hükümet ettiklerini hatırlatan Akşener, Fas'a, Cezayir'e kadar çok saygın ilişkiler kurduklarını dile getirdi.
“Bu arkadaşlarımız gençtiler, rahmetli Hoca'yı eleştirerek geldiler.” diyen İYİ Parti lideri Akşener, “Suriye'de ne oldu. Bir gece öncesi 'Esad kardeşim'di, bir gün sonra 'katil Esed' olmuş.” çıkışında bulundu.
“GEÇ BİLE KALINMIŞ BİR İŞTİ”
Bugün Suriye'nin üçte birine terör örgütü PKK/YPG’nin hakim olduğuna dikkat çeken Akşener, Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunan iki ülkeden birinin Suriye’nin kendi rejimi, diğerinin Türkiye olduğunu belirterek, bunun Türkiye açısından çelişkiler yumağı olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin birden bire sınırda bir terör koridoruyla karşı karşıya kaldığını anımsatan Akşener, “Geç bile kalınmış bir işti ve gidildi. Demin anlatmaya çalıştığım yanlışlıkların Mehmetçik tarafından düzeltildiğini gördük.” dedi.
“MEHMETÇİK BOZULANI TOPARLADI”
Barış Pınarı Harekâtı ile ilgili olarak masadan çıkan metinlerin dışında hiçbir şey bilmediklerinden yakınan Akşener, “Biz bir şey bilmiyoruz. Meclis'teki milletvekilleri de bilmiyor. Bu bir ciddiyetsizlik, ama buna rağmen Türkiye'nin bekası açısından, tüm muhalefet partileri Barış Pınarı Harekâtı'na destek verdi.” değerlendirmesinde bulundu.
ABD ve Rusya’nın YPG'yi terör örgütü olarak tanımlamadığına işaret eden Akşener, “Barış Pınarı Harekâtı yapılmak zorundaydı. Mehmetçik bozulanı toparladı. Masada ne kaybettik bilgimiz yok.” tespitinde bulundu.
Amerika bütün bu işgalleri, demokrasi, adalet, hukuk kisvesiyle paketlediğine dikkat çeken Akşener, “Trump onun yerine Amerika'nın çıkarları deyip yürüdü. Onların yaptığı paketi biz aldık, âlâyıvala ile kabul ettik.” dedi.
Rusya ile olan mutabakat metninde çok ilginç bir şey olduğunu belirten Akşener, “Suriye'de asker bulundurma hakkına sahip olan iki ülke var. Biri İran, biri biziz.” dedi.
Akşener, parti olarak Suriye'nin hem siyasi, hem coğrafi birliğini, dağılmamasını savunduklarını dile getirdi.
“DAMAT BEY BAŞKA BİR PENCEREDEN BAKIYOR”
Türkiye ekonomisinin kırılgan olduğuna dikkat çeken Akşener, “Bu tür işlere karşı 17 yılda son derece tahkim etmemiz lazımdı. Bu yaptırımlar olmasa da bizim ekonomimiz çok zor durumdaydı. Damat bey başka bir pencereden bakıyor. Ekonominin geldiği nokta ortada.” yorumunda bulundu.
“NE ZİLLETLİĞİMİZ KALDI NE İLLETLİĞİMİZ”
Millet İttifakı’nın geleceği ile ilgili sorulara da yanıt veren Akşener, Millet İtiifakı’nın 24 Aralık'ta kurulan 4 partili bir ittifak modeli olduğunu aktardı. Akşener, ittifakın iki ortak noktasından birinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin uygulamada iyi şeylere sebep olmayacağına ilişkin mutabakat olduğunu, ikinci ortak noktanın ise hukuk olduğunu kaydetti.
Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en büyük odak noktasının nasıl tekrar seçileceği olduğunu vurguladı. “Ne zilletliğimiz kaldı, ne illetliğimiz kaldı.” diyen Akşener, “Biz o seçim döneminde ittifaktık, işbirliğiydi. Cumhur İttifakı'nda ise mezara kadar bir koalisyon var.” dedi.
“MHP ÖNERGELERE ÇEKİMSER KALDI”
Akşener, AK Parti ile MHP'nin tabanının çok farklı olduğunu, üst yönetim tabanlara rağmen anlaşmış durumda olduklarını belirtti. İYİ parti olarak Andımız ile ilgili, T.C.'nin kullanımıyla ilgili araştırma önergeleri verdiklerini hatırlatan Akşener, MHP’nin bu önergelere çekimser kaldığını söyledi.
31 Mart'ta ortaya çıkacak sonucu çalıştıklarını belirten Akşener, “Eylül ayından itibaren bütün kurullarımız çalıştı. Sayın İmamoğlu'nun kampanyası tamamen kendisinindir. Ama 31 Mart'a bireysel olarak inanılmaz çalıştım.” Dedi.
“TÜRKİYE’NİN İYİLEŞTİRİLMİŞ PARLEMENTER SİSTEME DÖNMESİ GEREKİYOR”
Erdoğan'ın başından beri başkanlık istediğini bildiklerini dile getiren Akşener, “Bir gün gene bir sabah uyandık. Sayın Bahçeli onun adını koydu. Buradaki işin sayın Erdoğan tarafından istendiğine inanıyorum. Bir yıldır herkese yazık. Türkiye'nin iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönmesi gerekiyor.” diye konuştu.
"ERDOĞAN'IN ŞAPKAYI ÖNÜNE KOYUP BİR DERS ÇIKARMASINI BEKLERDİM"
23 Haziran ile 31 Mart seçimleri ile ilgili olarak da açıklamalarda bulunan Akşener, “Erdoğan'ın şapkayı önüne koyup bir ders çıkarmasını beklerdim. Bir kişi düşünün her şeyden sorumlu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bu. Meclis'in hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Milletvekillerinin de öyle. Bugün birinin kafasına taş düşse sayın Erdoğan'dan biliniyor. Sayın Erdoğan'ın da nefes almaya ihtiyacı var. Hele sayın Davutoğlu ve Babacan'ın kuracağı partilerden sonra seçilemeyecek. Sayın Erdoğan'ın uzmanlık alanı seçim kazanmak. Seçilebilmek için pek çok yola başvurmak durumunda.” ifadelerini kullandı.
"MİLLİ İRADE SADECE SEÇİM DEĞİL"
Cumhuriyetin milli iradenin hayata geçirildiği bir sistem olduğunu vurgulayan Akşener, “Milli irade sadece seçim değil. Her şeyi bir kenara koyun da, bir kişinin bile adaletsizlikle karşılaşması, bugün tek kişi, ruz-i mahşerde hesabı nasıl verilecek. Yargıyla yürütmenin bu şekilde iç içe geçtiği böyle bir sistemin sürdürülebilir olmadığını, bir bilim insanı ve 25 yıllık bir siyasetçi olarak söylüyorum. Sayın Erdoğan başkanlığı aldı. Arzu ettiği oydu. Çünkü herkes ona başkan demeye başladı. O, onu aldı. Sayın Bahçeli de sandalyeyi kurtardı.” diye konuştu.
"'ÇILDIRDI BUNLAR' DEDİM"
Yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu’na verilen 800 bin seçmenin sahibi olmadığını dile getiren Akşener, “Erdoğan'ın 31 Mart akşamı yaptığı konuşmadan umutlanmıştım. Ama 6 Mayıs'ta o mazbatanın iptalini, çıldırdı bunlar dedim. Ben sayın Erdoğan'ı iyi tanırım. O da ben iyi tanır. Bunu yapmaz demiştim. Müşterekler üzerinden konuşmak yerine, farklılıklar üzerinden konuşulan bir dil hakim. Özellikle 2008'den beri.” ifadelerini kullandı.
“SİYASİ DURUŞU VE SÖYLEMİ EN NET PARTİYİZ”
“Siyasi olarak duruşu ve söylemi en net siyasi partiyiz.” ifadesini kullanan Akşener, “Kurumsal olarak kendimizi milliyetçi olarak tanımlıyoruz.” dedi.
“BÜTÜN OLUMSUZLUKLARIN SORUMLUSU SAYIN ERDOĞAN”
Bugünkü sistemin gerçek bir başkanlık sistemi olmadığını dile getiren Akşener,” Güney Amerika'daki otokrat sistem. Buradan yola çıkarak bu parlamenter sisteme dönüşle ilgili, hatta ben sayın Hayati Yazıcı üzerinden, sayın Kılıçdaroğlu'nun da huzurunda, dedim ki bir çalışmamız var, siz kendiniz iletin. İtirazlarımız sürüyor. Bu sistemin değişmesi gerekiyor. Hepimizin hayrınadır. Ekonominin patronu güven. Güven neden yok? Bütün olumsuzlukların sorumlusu şu an itibariyle sayın Erdoğan.” diye konuştu.
“ERDOĞAN 'SENİ TUTUKLATACAĞIM' DEDİ”
Kendisiyle ilgili FETÖ soruşturması açıldığını aktaran Akşener, “31 Mart'a giderken Erdoğan bana çok kızdı. 'Seni tutuklatacağım' dedi. 'Kaçacak deliğiniz yok' dedi, ama ben birey olarak söyleyeyim, bunun sorumlusu Erdoğan. 31 Mart'tan sonra oldu. 15 Temmuz'dan sonra açmışlar. Sayın Bahçeli Erdoğan'a gitti, 'şu hanımefendiyi tutuklayın FETÖ'nün projesi' dedi. Sayın Bahçeli bizatihi söyledi. Bütün HTS kayıtlarım falan incelenmiş. Takipsizlik kararım verilmemiş, rafa kalkmış. Ben de canım sıkıldıkça dilekçe veriyorum ‘ifademi alın’ diye. Türkiye'de FETÖ ile mücadelede ciddiyetsizlik olduğu düşünülüyor. Zenginin kurtulduğu, çaycının çorbacının tutuklandığı durumlar.” açıklamasında bulundu.
Millet İttifakı'nın seçmen üzerinde etkisi olduğunu belirten Akşener, "Hepimizin Türkiye'ye ait çözüm önerileri var. Bununla da gurur duyuyoruz.” dedi.
“KİMSENİN GÖMLEĞİNİ ÇIKARMADAN…”
Demokrasi adalet ve hukukun, olmazsa olmazları olduğunu vurgulayan Akşener, “Türkiye'nin milli birliği, Anayasa'nın ilk dört maddesi konusunda sorunu olmayan, kimsenin gömleğini çıkarmadan üzerine İYİ Parti ceketini giydiği bir partiyiz.” diye konuştu.
YENİ PARTİ HAZIRLIKLARI
Yeni parti hazırlıklarına ilişkin soruları da yanıtlayan Akşener, Türkiye'nin farkı siyasi renklere ihtiyacı olduğunu kaydetti.
“ÇALIŞMAYA MAHKÛMLAR”
Akşener, Millet İttifakı’nın kazandığı belediyelerin yönetimiyle ilgili CHP'yle bir uyum sorunu yaşamadıklarını belirtti.
Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş ile ilgili de konuşan Akşener, “Ben iki başkanın da performansını uyumlu buluyorum. İyi çalışıyorlar, ama çalışmaya mahkûmlar. Başarılı olmaya mahkûmlar. Türkiye'de israfın önde olduğu bir ekonomik düzenek var. Buna engel olunabileceği, bunun yapılabileceğini öngörüyoruz. Mansur Bey’inki 6 ay oldu. Sayın Kılıçdaroğlu'na gittim, Mansur Bey net kazanmıştı, kendisine net şekilde, bu başkanların başarıya mahkûm olduklarını, onların elinin bizim tarafımızdan bağlanmayacağını ifade ettim.” diye konuştu.