Meral Akşener’den önemli açıklamalar (01 Nisan 2020)

Meral Akşener’den önemli açıklamalar (01 Nisan 2020)

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Fox TV canlı yayınında İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Fox TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat programına açıklamalarda bulundu. Akşener, Yeni tip korona virüs salgını süresince zorunlu olarak işçilerin ücretsiz izine çıkarılmasına tepki göstererek, "Böyle bir şey olamaz!" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün başlattığı yardım kampanyasına da tepki gösteren Akşener, "Müteahhitlere bu sene ödenecek para aşağı yukarı 21 milyar lira. Hiç değilse 3 ay bu insanlara devletimiz para ödemesin. Erdoğan'a önerim maaş yetmez, o Katar uçağını hemen bağışlasın" diye konuştu.

Akşener’in açıklamalarından satır başları şöyle:

İktidar partisi maalesef 18 senelik iktidarda ekonomi dışında çok büyük krizlerle karşılaşmadı. Kriz yönetimi konusunda çok başarılı olduklarını söyleyemeyeceğim. Ayrıştırıcı bir dil üzerinden giden bir siyasi dile sahiptiler, birlik ve beraberlik üzerinden oy almak yerine kutuplaştırma üzerinden oy aldılar. Birlik ve beraberlik konusunda zorluk yaşadılar.

Valilerin başkanlığında her ilde bir sağlık komitesi kurulması tavsiyesi vermiştim, bunu yaptılar teşekkür ediyorum. Vatandaş, devleti yanında görmek ister. Zorunlu bir karantina, 3 haftalık bir sokağa çıkma yasağı ilan edilebilseydi bazı şeyler yolunda gidebilirdi.

Ben sayın Erdoğan’ın siyasi partilerle bir toplantı yapmasını isterdim. Bu, hepimizi ilgilendiren bir durum. Sokağa çıkma yasağını yapmayacaklar. Hükümet bunu ilan ettiği andan itibaren bütün milletin giderlerini ödemek zorundalar. Dolayısıyla bunu yapmayacaklar.

"VATANDAŞIN PARASINI ÖDEYECEK KAYNAKLARI YOK"

Bizim Merkez Bankası’nın ihtiyat akçesi vardı, bu bizim kefen paramızdı. Anlaşılan harcanmış. Askerin sokağa inmemesi için sokağa çıkma yasağı ilan etmediklerini söylüyorlar, ben buna inanmıyorum, polisle de halledilebilir. Vatandaşın parasını ödeyecek kaynakları olmadığından ilan etmiyorlar.

Hesap yapalım: 130 milyar lira işsizlik fonunda olması gerekiyor. Varlık Fonu’nda ne kadar var bilmiyoruz. 4 milyar dolara S-400 aldık. Neden aldığımızı sorgulamıyorum. 40 milyar dolar Suriyeli sığınmacılara harcadık. Aslında kaynak var. Ben sayın Erdoğan’ın ve damat bakanın bu salgın konusunda ciddiyeti anladıklarını sanmıyorum. 100 milyar liralık istikrar paketi açıklandı. 2 milyar lirası garip gurebaya ayrıldı. Geri kalanında uçak biletinde vergi indirimi ve konut kredisi vardı.

"3 EMEKLİ MAAŞIMI ANKARA'YA, 3 EMEKLİ MAAŞIMI İSTANBUL'A BAĞIŞLADIM"

Siftah yapamayan esnaf ve KOBİ’ler dururken 5 müteahhit öne geçmiş. Bunların ciro yapmasından vazgeçilememiş. Kanal İstanbul ihalesi yapıldı. İlk defa tarihte maskelerle müteahhitler ihaleye girdi. Cumhurbaşkanı Bakanlarla konuşurken bor üzerinden dezenfektan gündeme geldi, sayın Erdoğan’ın gözleri açıldı. Bununla bir açığı kapatırız dedi. Para üzerinden bir açık kapatacaklar.

Çok başarılı gidiliyor. Ben Millet İttifakı'nın belediye başkanlarını takip ediyorum. Sayın Mansur Yavaş ve sayın İmamoğlu kampanyalar başlattılar. İktidar tarafından destek verilmesi gerekiyordu. Ben de 3 emekli maaşımı Ankara’ya, 3 emekli maaşımı İstanbul’a bağışladım. Dekontu elimde. Bütün arkadaşlarımızı da bu konuda imkanları ölçüsünde yardım etmeye çağırıyorum.

"AİLELERE NAKİT YARDIMI YAPILMALI"

Ücretli öğretmenler, EYT’liler, kapanan iş yerlerindeki garson çocuklar, taksi, şoförleri, ev hizmetlerinde yevmiyeli. Bunlar bir gün çalışamasalar evlerine ekmek götüremezler. Biz sayın Erdoğan’dan yardım beklerken, o bize IBAN numarası verdi.

Hasta garantili, geçme garantili mütahhitlere bu sene ödenecek para 21 milyar lira. En azından 3 ay mücbir sebeple bunlara para ödenmesin. Sayın Erdoğan meşhur Katar uçağını hemen bağışlasın. Benim mahallemde ihtiyaç sahiplerine sessiz sedasız yardım yapılıyor. Bunlar olabilir.

Biz İtalya’ya yardım yapıyoruz. İspanya 25 milyar euroluk paket açıkladı, kimseden para istenmedi. Biz buralara yardım gönderiyoruz, devlet bizden para istiyor. Bizim kaynaklarımız var, bunları doğru kullanmalıyız. Bu paketten IBAN ve kredi çıktı. Ben ilçeleri gezerken siftah yapmayan dükkanlarla karşılaştım. Bunları nasıl ödeyecekler? Kapanan lokanta ve kafeler açıldığı zaman ne yapacaklar? Küçük bir mekan sahibi bana dedi ki çalışanlarımın maaşını ödemek için kredi çektim. Bu sonra nasıl ödenecek? Ailelere geri ödemesiz nakit yardımı yapılmalı.

"EN STRATEJİK ALAN GIDAYA ERİŞİM OLACAK"

EYT’li insanlar işten çıkarıldıkları için zorunlu olarak emekli olmuşlar. Şu anda yevmiyeli çalışmaları da mümkün değil. Şimdi bu insanlar ne yiyip ne içecek? Şu anda tarımda takipteki borç tutarı 5,2 milyar lira. Bahar ayları özellikle stratejik ürünlerin ekme ve dikme dönemi. Bu insanların işlerini yaparken güvenliklerinin sağlanması, kredi borçlarının ertelenmesi ve faizsiz olarak yapılandırılması gerekiyor. Dünya çapında resesyon bekleniyor. Burada en stratejik alan gıdaya erişim olacak. Bizim buğday stokumuz var mıdır? Mercimek Kanada’dan geliyor. Saman ithal ettik biz.

Tarıma yönelik üretim merkezli bir program yapılması lazım. Silah şirketleriyle ilaç şirketlerinin hepsi küresel ama salgına yönelik ellerini kıpırdatmıyorlar. Belki bundan sonra Birleşmiş Milletler yeni paradigmalara göre tanzim edilecek. Uluslararası organizasyonlar değişirken, milletler ulus devleti yeniden keşfedecek.

"ASLA BURALARDA YANLIŞ YAPILAMAZ"

(Gazeteci Rahşan Gülşan'ın, "Bugün bankalara olan kredi borçlarımı üç ay ertelettim. Devletten bir beklentim yok. Tek dileğim bugünleri kimseden borç istemeden geçirmeyi başarmak. Ha tabi bir de becerebilirsem hastalanmamak. Bunun dışında hiç bir beklentim yok gelecekten. Kalbim kırık, yalnız hissediyorum" sözlerine ilişkin değerlendirme)

Sosyal devletlerin görevleridir yardımlar bunlar için toplanır. Asla buralarda yanlış yapılamaz. O beytül mahaldir. Ona göre bakılır. Böyle bir zamanda devleti yönetenlerin devleti o insanların yanında olmalıdır. Başından beri söylemeye çalıştığımız konu bu. Çoğu insan talep bile etmez bir başkası alsın diye. Yardım yapmaya gayret ettiğimiz parti içinde yaptığımız gayri resmi yardımlar var. Yeni bir burs bulduğu zaman o çocuk bizi arar ben buldum bir başkasına verin. Ama bu yalnızlık. En önemlisi bu. Rahşan Hanımın yazdığı 'kalbim kırık' bir beka sorunudur.

(İzmir Tabip Odası Ergün Demir'in "Hazırladıkları taslağa sağlık çalışanında Covid-19 tanısı pozitif çıkarsa meslek hastalığı eklemeleri uygun olur mu?" sorusuna yanıt)

Buradaki bizim bu şehit tanımı içerisine alınması önerimizin arkasında şu var. Sonuçta bu mücadele esnasında vefat ettikleri zaman çalışma sürelerine göre ailelerine şehit tanımıyla yapıldığında devlet sahip çıkıyor. Bizim söylemeye çalıştığımız vatan savunmasında şehit olan şehitlerimizle yan yana getirme değil. Sadece ölüm esnasında devletin geride bıraktıklarına sahip çıkması. Öyle bir yan yana getirme söz konusu değil .Ergün Bey'in önerisini de arkadaşlarıma ileteceğim.

Büyük şirketlerin işçi çıkarmayacağız beyanatlarına teşekkür ediyoruz. Burada ikimizin de ısrarla söylediği bu küçük işletmelerin, çalışanları ve sahiplerinin nefes aldırılacağı bir zemine ihtiyaç var. Devlet orada onların yanında olmalı. "

Eğer bugün iktidarda olsaydınız bu süreçte alacağınız en önemli tedbir ne olurdu? sorusuna cevap;

Derhal sınırları kapatırdık. Mutlaka sokağa çıkma yasağı ilan ederdik. O dönemde de insanımızın ekonomik olarak yanında olurduk.

İNFAZ SİSTEMİ DEĞERLENDİRMESİ

Biz infaz yasası diye biliyoruz. Ama onu hapishanelerde yatan insanları aileleri af diye bilir. Bu sistemin ağzınızdan çıkardığınız andan itibaren müthiş bir beklenti olur. Yakınları hapiste olanların talepleriyle gittiğimiz her yerde karşılaştık. Bir şey anlayamadık. Bu iki partinin sayıları yeterli. Muhalefete ihtiyaçları yok.

Korona virüsle ilgili bir meclis bünyesinde bir araştırma kurulu kurulsun diye bir teklif verdik. Bu iki partinin oylarıyla reddedildi. İkincisi, ilginç bir biçimde bize getirilen teklifin içinde çocuk tecavüzü, artı çocuk tacizi, kadına şiddet ve çocuk evlilikleriyle ilgili bir de torbacılarla ilgili infaz indirimi mevcut. Bunlar bizim kırmızı çizgimiz. Naci Bostancı'ya bu infaz yasasını açık net bir şekilde kamuoyuyla paylaşsınlar.

Birbirine insanların hale ettiği bir şey olamaz. Açık net yayınlasınlar biz tekliflerimizi istemediklerimizi söyleyelim ondan sonra elbette bir orta yol bulunur dedik. Biz ilkesel olarak bu yasaya karşı değiliz.