Dertli çiftçiye Akşener'den garanti. ''Ben de anamı alıp gideceğim'' diyerek isyan etti

Dertli çiftçiye Akşener'den garanti. ''Ben de anamı alıp gideceğim'' diyerek isyan etti

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Karaman'a ziyaretlerde bulundu. Akşener, ziyareti esnasında bir vatandaşla derdini konuşması sosyal medyada gündem oldu.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Karaman''da esnafı ziyaret etti, dertlerini dinledi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Karaman''da vatandaşlarla bir araya geldi.

İYİ Parti lideri Meral Akşener, vatandaşlarla konuştu dertlerini tek tek dinledi.

İYİ Parti lideri Meral Akşener''in bir vatandaşla dertleşirken konuşmasından ilgili bölüm şöyle:

Vatandaş: "Elektrik maliyetlerinden artık baş edemez hale geldik. Saatine 2750 liradan su suluyorum. 25 saat suya 9 bin lira para ödedim. Elektrik hususunda çok sıkıntımız var. Kimse kapı duvar. Elektriklerimizi kesmeye geliyorlar. Ondan sonra avukata 3 gün sonra dosyayı veriyorlar. Bu işten avukatları zengin ediyorlar. Karaman''da bugün MEDAŞ devrolduğunda 1 tane bürosu olan avukatın Konya''da şu anda belki trilyonlara yakın mal varlığı var. Bunlara kim dur diyecek sayın Başbakanım?."

Akşener: "Biz söyleyeceğiz. Beraber dur diyeceğiz."

Diğer bir vatandaş: Bende anamı alıp gideceğim.

Vatandaş: Evet inşallah sizlerden bekliyoruz. Gübre, efendim bir gübre...Sayın Başbakanım gübre ayrı bir sıkıntı. Yüzde 300 ile 500 arasında. Tam gübre atacağımız zaman gübre alamıyoruz. Ziraat Bankası''na gidiyorsunuz, kefil bulamıyorsunuz. Kredi kartı istiyorsunuz, 5 milyon, 10 milyon, 3 milyon eski parayla 3 bin lira, 5 bin lira kredi kartı veriyor. Bir gübre 15, tonu 15 bin lira olmuş. Nereden alalım sayın Başbakanım? Bu kadar.

Akşener: "İlaç ayrı bir dert."

Vatandaş: "Evet ilaç ayrı bir dert. Bir de çiftçileri köyde tutabilmek için gençleri köye göndermek istiyorlar. Fakat gençlerin köylerde yerleşebilmesi için 442 sayılı bir köy kanunu var. Orada ki yasa diyor ki; 1934 tarihli, köyde nüfusuna kayıtlı olacaksın. Benim atam Karaman''a kaydetmiş. Nüfusumu taşıyamıyorum. Çocuğuma ev yapamıyorum köyde. Ondan sonra, nüfusumu taşırsam Karaman''da yerim var, arsam var babamdan kalma; onlardan dolayı üzerinde mal var diyor, yine alamıyorum. Yani her taraf kapı duvar. Ne valilik, ne özel idareler... Artık bizi dinlemiyor sayın Başbakanım lütfen. Bu işe bir ''dur'' deyin. Lütfen."  

Akşener: "Ya bak az kaldı. Şimdi ben bunları bildireceğim grupta. Fakat çok az kaldı, çok az."

Vatandaş: "Daha çok şey söylüyorum."

Akşener: " Hayır, çok az kaldı. El ele vereceğiz kardeşim. Bu harami düzeni sandıkta halledeceğiz." 

İYİ Parti lideri Meral Akşener, vatandaşla dertleşmesinin ardından Karaman''da açıklamalar yaptı.

Akşener, açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:

"Bugün aranızda olmanın başka bir nedeni var. Hem Türkçe’nin Başşehrindeyim, Türkçenin şehrindeyim, hem de Anamın şehrindeyim. Dolayısıyla iki heyecan bir arada. Karamanoğlu Mehmet Bey’i rahmetle şükranla anıyorum. Bugün burada güzel Türkçemizi konuşuyorsak onlara borçluyuz, Allah onlardan bin kere razı olsun, Allah bizleri onlara layık olmayı nasip etsin. 

İkinci bir heyecanım var, Rahmetli anamın ailesinin buradan göç ettiği, Osmanlı devrinde balkanları Yunanistan’ı Bulgaristan’ı Müslümanlaştırma ve Türkleştirmek için gönderilen Türkmen aşiretlerinden birine yani Avşarlara mensup Karamanlı bir ananın kızı olarak buradayım. Size heyecanımı anlatmam mümkün değil.

Uzun bir zamandır esnaf esnaf ilçe ilçe il il geziyorum, esnafları gezme nedenim şudur. Çükü esnaflarımız için müşteri velinimettir, ve hizmet üzerinden daha iyi hizmet verebilmek üzerinden daha iyi mal satabilmek üzerinden rekabet edeler. Ama çok uzun bir zamandır maalesef Türkiye’de seçmen velimet olmaktan çıkmıştır. Yani siz kimsiniz kıymeti harbiyeniz yoktur. Seçime yakın değerlerimiz üzerinden inançlarımız üzerinden hayat tarzlarımız üzerinden birbirimizin karşısına dikilip birbirimize düşman edilip ondan sonra ceketimi assam seçilirim anlayışı üzerinden bir siyaset uygulanıyor Türkiye’de. Halbuki o esnaf dükkanlarının içinde sanayicinin ürettiği malı buluyorsun, yani bir anlamda işçinin alın terini görüyorsun, o dükkanların içinde o malı satan asgari ücretli çalışan istihdam edilmiş kardeşlerimiz var, onlarda müşteriye hizmet edenler. Sonra o dükkanların içinde müşteri olarak gördüklerimiz var, kimdir; çiftçiyi görürsünüz, elma üreticisini görürsünüz, buğday üreticisini görürsünüz, eskiciyi görürsünüz, işsiz gencin anasını görürsünüz, atanamayan öğretmeni görürsünüz. 92 Puan almış buna karşılık mülakatta elenmiş 58 puanlı ayısı olan dayısı olan gencin atandığı umutsuz çocukları yada anasını görürsünüz.

Dolayısıyla o esnaf dükkanları Türkiye’nin özetidir. O esnaf dükkanlarının içinde Türkiye vardır, Türk Milleti vardır ve Türkiye’nin gerçek dertleri vardır. 

Uzun bir zamandır sizin derdiniz konuşulmuyor, sizin derdiniz konuşulduğu takdirde çözüm üretmek lazım, çözüm üretmek için 5 maaşlı 10 maaşlı israf abidesi yan gelip yatan, kifayetsiz, muhteris pudra şekerci danışmanların işten çıkarılması lazım. Haram olsun zıkkım olsun. Eğer o dükkanların içindeki hayatların dertlerini duyar ise biraz öce buraya gelirken Çumra’da durduruldum bir besici dedi ki anaları kesmeye gönderiyoruz, yani gebe inekleri kesime gönderdiğini söylüyor. Ayıptır be günahtır, diyor ki hiçbir destek olmadı ama buna karşılık o zamlar neticesinde bizim gibiler anaları, yani gebe inekleri kesime gönderiyoruz. Şimdi bunu duyduğunuz zaman çözmek zorundasınız, e çözmek zor iş, o zaman Türk Telekom’un 24 Milyar Lirasını Hariri’lerin cebine koyamazsınız, EYT’linin meselesini çözmek zorunda kalırsınız, atanamayan öğretmenlerin derdini çözmek zorunda kalırsınız. Buğdayın ekim zamanı gübre atamayan çiftçimizin bari Nisan’da atalım dediği gübreyi ücretsiz çiftçinin eline vermek zorunda kalırsınız. Ama o zaman 5 müteahhidimizin vergisini silemezsiniz. Bir seferde silinen verginin karşılığı o gübrenin bedava çiftçinin eline verilmesi demektir. Hariri’nin cebine konulan 24 milyar lirayla bir yıl boyunca ilkokuldan liseye 15 milyon öğrencimize sabah ve öğle yemeği verirsiniz. Ama o çocukları biliyor musunuz okula aç giden öğrencilerimiz, çocuklarımız var bizim. Yazıklar olsun size sarayda oturanlar, haram zıkkım olsun sarayda oturanlar, eğer siz o dükkanların içindeki hayatları dinlerseniz o hayatların sorunlarına çözüm üretmek zorunda kalırsınız. Emeklinin en düşüğü en az Asgari ücret kadar olmalıdır. Asgari ücret yeni zamlara göre güncellenmelidir. Siz bu ülkenin en kıymetli insanları gençleri ve emeklilerini açlığa yokluğa umutsuzluğa mahkum ederseniz o 500 milyon dolarlık uçaklarda gezmeniz haramdır haram, kul hakkıdır.

2,5 Yıldır o dükkanların içinde ben hiç kendi partimi övmedim, başka bir siyasi partiyi yermedim, o dükkanların içinde bulunan kardeşlerimin dertlerini grup konuşmalarımda kamuoyuna o sesleri ilettim. Sonra arkadaşlarımız kanun teklifi verdiler, araştırma önergeleri verdiler ve o dertleri kamuoyu gündemine getirdiler. Sonuç malummmm.

Bütün bu dertlerin konuşulması yerine dövüştürülmüş, komşunun komşunun karşısına dikilip, birbirimizin farklılıkları ile dövüştürülmüş olduğumuz bu güne kadar o düzeni o harami düzeni birlikte yıkıyoruz. Nasıl yıkıyoruz, sandıkta yıkıyoruz. Nasıl yıkıyoruz helal oylarımızla yıkıyoruz, demokrasi ile yıkıyoruz. 

Ve nasıl müşteri velinimetse seçmen de velinimet olmalıdır. El ele vereceğiz ve bu harami düzeni yıkacağız."

İlgili Haberler