Meral Akşener'den flaş açıklamlar

Meral Akşener'den flaş açıklamlar

İYİ Parti lideri Meral Akşener, Bursa'da partisinin üye katılım töreninde konuştu. Akşener, milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı olduklarını belirterek, "Sandalyelerimiz uğruna bu çarpık düzenin sahiplerinin karşısında ne kafa eğeriz, ne fikrimiz değişir, ne de ayağımız titrer. Burada seçmenimiz bir irade bozulması hissederse seçmenimiz beni terlikle kovalar." dedi.

İYİ Parti lideri Meral Akşener, Bursa'da partisinin il teşkilatı tarafından düzenlenen üye katılım töreninde açıklamalarda bulundu.

İYİ Parti'nin kuruluşundan bu tarafa yaşanan zorlukları ve mücadelelere değinen Akşener, "Biz ne dedik? Milliyetçiyiz dedik, demokratız dedik, kalkınmacıyız dedik. Bu günün bu çarpık düzenini demokrasiyi getirerek, hukukun üstünlüğünü getirerek, akraba kayırmacılığını kaldırıp liyakatli insanları yönetime getirip, kuvvetler ayrılığı ilkesini getirip umudun gelmesini sağlayacak bir siyasi hareketiz." şeklinde konuştu.

Akşener, "Sandalyelerimiz uğruna bu çarpık düzenin sahiplerinin karşısında ne kafa eğeriz, ne fikrimiz değişir, ne de ayağımız titrer. Burada seçmenimiz bir irade bozulması hissederse seçmenimiz beni terlikle kovalar." dedi.

Akşener, Berat Albayrak'ın Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan istifasının da İYİ Parti sayesinde olduğunu belirtti.

 

Meral Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;

Hakkın ve haklının yanında olan iyi ve cesur kardeşlerimizi bu salonda buluşturdunuz. Allah hepinizden tek tek razı olsun.

Hatırla diye bir video hazırlamış il yöneticilerimiz, Çok duygulandım. Her şeyi hatırla, kötülüğü unut iyiliği hatırla ama kışın ayazını sana nasıl yedirdiklerini ise hiç unutma hep hatırla.

Bu salonlara giremezdik biz. Buralarda konuşma yapamazdık. Salonların avizeleri şıkır şıkır sallanmazdı, elektrikleri kesilirdi. Sonra o yolculuk devam etti, iyi ve cesur insanlar bir aya geldiler. Cep delik, cepken delik; para yok pul yok. Herkes rızkını bir araya topladı. Karısına, çocuğuna bırakacağı mutfak harçlığını kesti, 81 ilde örgütlendik, teşkilatlandık.

Metanet başkanı aramıştım dedim ki ‘İl başkanı olmanı istiyorum’. Dedi ki ‘’Ne zaman yapacağım, hayhay’. Bursa ili de dahil olmak üzere, biz 24 Haziran seçimi yapılıp grup kurulduktan sonra, devletin bize verdiği parayı alıncaya kadar 81 ilin hepsine bir lira yardım yapamadık.

"BÜTÜN BUNLARI UNUTMAMALIYIZ"

Onun için teşkilatlarımızı sırtlanıp götüren arkadaşlarımız benim son nefesimde bile helallik alacağım insanlardır. Bu çok zorlu, çok zevkli ama çok da acı verici bir yolculuktu.

Burada tek tek görüyorum sizleri. Tek tek saysam her birimizin bir başka hikayesi var. Siyaset tarihinde bir ilki başarmış, 6 ayda bir siyasi partiyi kurmuş, kurumsallaşmış tek siyasi hareketiz. Onun için ben her birinize iyi ve cesur insanlar ve bu harekete cesurlar hareketi diyorum. Son nefesim için sizlere bunları söylemeye devam edeceğim.

Biz bunları unutmamalıyız. Mitinglere giderdik, polis etrafı çevirirdi, içerde, dışarda daha fazla insan olurdu. Orada video çekildiğinden, o görüntülerin aleyhinde korkusunda olduğu için o kurdelenin gerisinden bizleri izlerdi. Bunu hepimiz tek tek alın teriyle ve kimseye dayanmadan başardık. Bu başarımızın tadını çıkarmak, bu başarımızla övünmek hakkımızdır ama o kadar teyakkuzda olmaya alıştık ki bu başarının tadını çıkaramadık.

Çünkü teyakkuz halinde olmaya alıştık. Bu alışkanlık, dün çıkmış, bugün çıkan ve yarın çıkabilecek engeli de kimisini tekmeleyip yine var olmaya, yine büyümeye, bu ülkenin çarpık düzenini değiştirmek için dimdik aynı heyecanla yol yürümeye devam ediyor.

"MİLLİYETÇİ, DEMOKRAT, KALKINMACIYIZ"

Biz bu partiyi bu ülkede çarpık giden millet aleyhine olan pek çok durumu değiştirmek için kurduk. 70’li yaşlarında bize oy vermek isteyen bir ablamız var, çocukları devlet memuru.

Demişler ki kameralar var her yerde. O da verdiği oy görülmesin diye eliyle kapatıp öyle oy vermiş. Şayet o kameralardan nereye oy verdiği görülüyorsa çocuklarının başına bir şey gelmesin istediği için.

Seçmenimiz de son derece şuurlu, son derece teyakkuzda. Seçmeniniz ve teşkilatımız aynı teyakkuzda bir bütün. Ne yapılırsa yapılsın seçmenimiz bize karşı, partimize karşı soru işaretleri barındırmıyor. Seçmenimizin de kendine dair ölçüleri var.

Biz ne dedik? Milliyetçiyiz dedik, demokratız dedik, kalkınmacıyız dedik. Bu günün bu çarpık düzenini demokrasiyi getirerek, hukukun üstünlüğünü getirerek, akraba kayırmacılığını kaldırıp liyakatli insanları yönetime getirip, kuvvetler ayrılığı ilkesini getirip umudun gelmesini sağlayacak bir siyasi hareketiz.

"SEÇMENİMİZ BİZİ TERLİKLE KOVALAR"

Buradan bir milim geri atmamız mümkün değildir. Sandalyelerimiz uğruna bu çarpık düzenin sahiplerinin karşısında ne kafa eğeriz, ne fikrimiz değişir, ne de ayağımız titrer. Burada seçmenimiz bir irade bozulması hissederse seçmenimiz beni terlikle kovalar.

Biz kısa sürede çok yol yürümüş gibi görünen ama arkasında 5 yıllık bir eziyetin olduğu, dövüle dövüle ve her türlü tehdide rağmen yol yürüyen bir aileyiz. Gün gelmiyor ki bu ailenin bir ferdinin başına bir iş gelmesin. Ama o başına iş gelen kardeşimizin mutlaka yanında biri oluyor.

Bu aile kimseyi ortada bırakmadı. Bundan sonra işimiz son derece kolay. Yapılan bütün anketlerde 14-15 bandına oturduğumuz kanaati çıkıyor. Bu anketleri biz para verip yaptırmadık. Bunu sağlayan sözümüzün, özümüzün doğru olmasıdır. Sadece kendimden değil, her birinizden tek tek, ayrı ayrı bahsediyorum.

Biz 20 Ocak 2020 tarihinden itibaren yola düştük. 7-8 Şubat’da da Bursa’daydık. 7 ilçe gezdik, esnafımızla buluştuk. O günden bu güne ben ve arkadaşlarım o gezilere devam ediyoruz. Şimdi size sahadan taze bilgileri vereyim. Biz gezmeye başladığımızda pandemi yoktu.

Esnaf kiranın stopajından şikayet ediyordu. Biz söylemeye başladık stopaj 10 puan düştü. Aldığımız o şikayetlerim kamuya mal edilmesi sonucu yıkılmaz armada olarak görülen iktidar partisi ve küçük ortağının seçmeni görmek mecburiyetinde kalmasıdır bunlar.

Sonra dediler ki alım gücü düştü ve girdi maliyetleri çok yükseldi. Yanımızda insanlar çalışıyor, keşke çok faiz insan çalışsın ama bu fiyatlarla dükkanı çevirmek çok zorlaştı. Maaşlarından yana sorun yok ama sigortaların bir kısmını devlet üstlensin dediler. Bunları hep anlata anlata geldik.

"DAMADIN GİDİŞİNİ SAĞLAYAN İYİ PARTİ'DİR"

Çiftçilerle karşılaştık. Köylünün hiçbir değerinin kalmadığı, mahsulün ekilmediği, mahsulden kazanılan para ile kafa kafaya bile gelinmediği bir düzenin olduğu, mazotta yemde yardımcı olunması gerektiğini, ABD’nin çiftçi ise yaptığı neyse o bile bize yeter diyen çiftçilerimizle karşılaştık. Sonra pandemi geldi. Pandemiden beri hala geziyorum.

Bunu söylemeyi utanıyorum ama Kütahya’nın bir ilçesinde siftah yapmadım diyen bir iş yeri sahibine haftada kaç kere et aldın diye sordum. Nasıl bağırdı bana biliyorsunuz; “Abla sen benle dalga mı geçiyorsun ne haftası.”

Kayseri’nin ilçesi bir kasap dükkanında bir kilo kıymayı aynı müşteriyi şimdi ne kadara alıyor diye sordum. Dedi ki ne 1 kilosu abla, kurban kesenler ve kurban eti alanlar şimdi 6 ay onu yiyecekler ne kasabı. Artık gittiğim her ilçede 1 ya da 2 kişi derdini anlatırken öyle bir hale geliyor ki kendini kaybediyor. Böyle bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Biz bunların her birini kamuoyuna mal eden, ağaların, beylerin dikkatini çekmeye dikkat eden bir muhalefet anlayışı ile çalışıyoruz. Ne mu oldu, damat gitti. İşte bunu sağlayan İYİ Parti’dir.

Buradan sayın Erdoğan’a sesleniyorum. Biz İYİ Parti olarak biz madenciliğe karşı değilim ama Kirazlıyayla’nın ahbaplara peşkeş çekilmesinin karşısında olacağız. Sonuna kadar sizin nefesiniz olamay devam edeceğiz.