Best FM'de Ufuk Karcı ile Konuşan Türkiye programına konuk olan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, gündeme ilişkin soruları cevapladı.
Akşener'in açıklamaları şöyle:
"28 Şubat sonuçları itibariyle bu günleri getirdi. Hem asker hem sivil bürokratın. İmam Hatip mezunlarının çeşitli dini grupların Türkiye’de yanlış şeylere sebep olacaklarını düşünerek bir işe koyuldular. Ben o dönemlerde de söyledim. Yanlış olan şuydu; siz zorlayarak insanlara bir şey yaptıramazsınız. Şuan da 28 Şubat sürecindeki düşüncenin tersine bir tablo ile karşı karşıyayız.
Derler ki tarih tekerrür eder. Şimdi de benzeri ama tam tersi bir süreçle karşı karşıyayız. Kaç çocuk doğurulacağından başka şeylere kadar her şeye karışılır oldu. Ben isterdim ki AKP geldiğinde bazı bölgeleri rahatlatsın. Dün başörtüleri olduğu için üniversiteye alınmayan kızlarımızın üzerinden yaratılan korku sistemi korkunç bir şeyken, bugün de başı açık kızlarımız kadınlarımız için neredeyse aynı baskı uygulanıyor.
"28 ŞUBAT'TA ASKERDEN KORKULURDU ŞİMDİ ERDOĞAN'DAN KORKULUYOR"
Zamanında Irak, Suriye meselesi Meclis’te konuşulsaydı şimdi Afrin’i konuşmak zorunda olmazdık. Bizim parti kurmaya çalışmalarımız başladığında “bunlar bunu yapamaz dediler” yaptık şimdi “seçime giremez” diyorlar ama gireceğiz. İşleri hep korku üzerinden götürmeye çalışıyorlar. Bunu başaramayınca da bizleri yok görmeye başladılar.
Yaygın medya ikiye ayrılıyor bir tarafı yandaş bir tarafı daha rahat ama orada da bir baskı var. Medya gruplarına baskı uygulanıyor. 28 Şubat döneminde askerden korkulurdu, şimdi herkes Tayyip Bey’den korkuluyor.
İki buçuk aydır tarım ve çiftçiyi konuşan bir tek biz vardık bir baktık çiftçilerimiz Saray’da ağırlanmış. Tayyip Bey aslında bana cevap vermiyor değil, biz şeker fabrikalarını konuştuk, Tayyip Bey, Kılıçdaroğlu üzerinden aslında bana cevap verdi. Sayın Erdoğan’la bizim birbirimizi tanımak gibi olumlu bir yönümüz var. Erdoğan bize cevap vermiyor değil aslında.
Ben “belam” dedim kendisine Sayın Kahraman buna çok alındı. Bu hukuki bir söz değildir dini bir sözdür. Bir kadının soy adı sadece evlilik yolu ile değişir. Söylediği söz yapabileceği en büyük hakarettir. Şimdi ikimiz de mahkemeleşiyoruz. Ben kendisine dedim ki “hadi kardeşim kusurumuza bakma” ama kendisi bana cevap vermedi.
"YAPTIKLARI HATAYI ASKERİMİZ DÜZELTİYOR"
Ben Meclis Başkanlığı yaptım, o dönemin efendileri “Hoca efendi hoca efendi” diye göz yaşları döktüler. Ben o dönem herkesle gittim konuştum. O referandum taslağı geldiğinde yapmayın etmeyin dedim. O zaman benim elimde farklı bilgilerde vardı. Bizim kadınlarımız dinlenmiyor. O zamanın hoca efendisi bugünün FETÖ’sü “Ölüler dirilip oy kullansın” dedi. Şimdi Selahattin Demirtaş’tan öğrendik ki HDP'de bu işin içindeymiş. O zaman mahkeme FETÖ’ye bırakıldı. Şimdi askerimiz kanıyla canıyla bunların yaptıklarını düzeltmeye çalışıyor.
"PARTİLİ MEMURLAR TÜREDİ"
Hatay’a gitmeden önce biz izin almıştık. Sonuçta şov amaçlı gitmedik. Ben oraya iki kişi ile girecektik. Gittiğimizde dediler ki bize “kusurumuza bakmayın içeride mühimmat var sizi içeri alamayız” ben de “size dert vermeye gelmedim” dedim orada konuştuk sadece.
Hatay’da bir emniyet müdürü parti binasına geliyor “bu paraları nereden buldunuz” gibi söylemlerde bulunuyor. Devlet Memuru değil de partili memurlar türedi. Alana giren vatandaşları arıyorlar bir bir kameraya çekiyorlar. Vatandaşlarımız bundan korkuyor. Çok ilginçtir bariyer içindeki insanlar kadar ben konuşmaya başladıktan sonra dışarıdan dinlemeye gelen insanlar oluyor.
Sayın Erdoğan yıllardır “tek adam” eleştirisinde bulunur. Sayın ismet İnönü’yü eleştirir. Ama gördük ki İnönü’yü kıskanıyormuş aslında söyledikleri eleştiriler gerçek değilmiş.
Anketlerde yüzde beş oranında “cevap vermiyorum” diyen insanlar var. Kabul günlerinde bile teyzeler telefonlarını kapı önlerine koyuyor. Bir paranoya baş gösterdi. Kadınlarımız yine hedefte her gün biri çıkıp kadınlarımızı hedef alıyor. 15 Temmuz’un sonuçlarını şehitlerimizle, gazilerimizle ödedik. Bakıyorsunuz Afrin’de durum aynı. Ben Güneydoğu’da geziyorum. Dediler ki “Hendek kazılırken polise gittik bize ‘kafanızı çevirin dediler’” seçimden sonra da hendekler üzerinden bir operasyon başlatıldı. O zaman vatandaşa kula verilmediği için 700’den fazla şehit verdik biz. Kimse bunun farkında değil. Hata yapıyorlar bedelini onlar değil vatandaş, bizler ödüyoruz. Onlar elini yıkayıp “Milletim bizi affetsin” diyor. Sonuç olarak kandırılmaya doyamıyorlar.
Ben çok siyasi bir aileden geliyorum. Cumhuriyetin kuruluşundan beri. Böyle bir çerçeve içerisinde ben siyaseti çok küçük yaşta öğrendim. Üzüldüğüm nokta şudur, sürekli bir istinat ve iftira halinde giden hal ve tavır var. Sahada vatandaşa ne diyorlar “FETÖ çantalarla para yolluyormuş” ispat etsinler sözde dini bütün insanlar. Alt tarafı ben yalnız birisiyim. Varsa bunların içinde bir yanlış el götür kardeşim. Böyle devlet mi olur? Kraldan çok kralcı bir süreç oluştu bilmiyorum Sayın Erdoğan’ın bundan ne kadar haberi var. Kendisinin etrafından selam vereceği kimse kalmadı. Bugün kendisine “Bravo” diyen kimse yarın yanında olmaz hatta ilk onlar satar.”
BAHÇELİ SARAYIN MEMURU YAPILDI
“Biz her şeye hazırız. Ben hala 15 Temmuz’da genel seçimlerin yapılacağını düşünüyorum. Gerisi hedef şaşırtma. Öncelikle şunu söyleyeyim siyasi partilerin ittifakını bizim eleştirme hakkımız yok. İYİ Parti Genel Başkanı olarak buna saygı duyuyorum. Yalnız bu ittifak kurulunca şöyle bir şey başladı. CHP-İYİ parti ve bir de HDP aynı kefeye konmaya çalıştı. Sarayın Memuru yapılan olan Bahçeli’ye de bu saldırı görevi verildi. Türkçesi yeterli olmayanlar sövgü ve saldırı dilini kullanır.”
İTTİFAK İDDİALARI
“İddia ediyorum böyle bir ittifak yapmayacağız, bizim iddiamı o kadar yüksek ki inşallah seçimleri kazanacağız. Söyledikleri gibi ittifak gerçekleşse deve keserler. Ben bunu daha önce kendi arzum olarak Saadet Partisi ve Demokrat Parti ile bir ittifak kurmak isterdim. Ama onlar da aday çıkarmak istiyor ki bu çok güzel bir şey. Şimdi beş adayın çıktığını var sayın. O zaman kime ne iftira edecek. Bana dinsiz mi diyecek? Zamanında o imamlık yaptı biz arkasında namaz kıldık. Bana gayrı milli diyebilir mi? Hayır. Saadet Partisi’nin adayına ne diyecek? Sayın Gül’ü aday gösterirler mi bilmiyorum ama keşke gösterseler.”