Yaklaşık 4 milyon memur ve 2,5 milyon memur emeklisini ilgilendiren toplu sözleşme görüşmelerinde 1 Ağustos'ta başlayan süreç Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ev sahipliğinde devam ediyor.
Görüşmelerde hükümeti temsil eden Kamu İşveren Heyetinin 14 Ağustos'ta ilk zam teklifini sunmasıyla başlayan pazarlıklar, 17 Ağustos'taki ikinci teklifle yoğunlaştı.
Kamu İşveren Heyetinin son yaptığı 2024'ün ilk altı ayında yüzde 15, ikinci altı ayında yüzde 10, 2025'in ilk altı ayında yüzde 6 ve ikinci altı ayında 5'ten oluşan zam teklifini yeterli bulmayan sendikalar, yeni teklif beklemeye başladı.
YÜZDE 70 ZAM TALEBİ GELDİ
Belirlenen takvim gereği müzakere sürecinin 22 Ağustos'ta sona ereceği toplu sözleşmesi görüşmelerinde, gözler Kamu İşveren Heyetinin yapacağı yeni tekliflere çevrilirken zam pazarlığında yetkili konfederasyon Memur-Sen taleplerini yeniledi. Zammın 2024 yılında 3'er aylık dönemde yapılmasını isteyen Memur-Sen, önümüzdeki yıl için yüzde 70, 2025 yılı için ise yüzde 40 zam istedi. Böylece Memur-Sen'in 2 yıllık zam talebi yüzde 110 oldu.
Memur-Sen Başkanı, Ali Yalçın'ın konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
"Toplu sözleşme görüşmelerinde 21. günü geride bırakıyoruz. Son 36 saatine girdiğimiz görüşmelerin kritik kavşağında sizleri bilgilendirmek, yaşanan süreci özetlemek ve geldiğimiz aşamayı paylaşmak için bir aradayız.
Bizim amacımız kamu görevlilerinin alın terinin karşılığını almak, hakkını ve hukukunu korumaktır. Refah seviyelerini yükseltmektir.
Gerçekçi olmayan teklifleri reddederken de masada müzakere yürütürken de hep aynı hassasiyetle devam ettik. Toplu sözleşme tekliflerimizi Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu ve her birimizin sürece dair sorumluluğunu gözeterek hazırladık. Yaşanan fiyat istikrarsızlığını ve ekonomik koşulları göz önüne alarak zam tekliflerimizi de bunun üzerinden 3'er aylık sunmuştuk.
Merkez Bankası'nın öngördüğü enflasyon beklentileri bizim yaklaşımımızı, öngörümüzü doğrulamış, teyit etmiştir. Bu süreçte Türkiye'nin büyüme rakamlarını ve hükümetin seçim beyannamesindeki refah payı vaadini kamu işverenine ısrarla hatırlattık. Kamu işverenin birinci ve ikinci teklifinde getirdiği rakamlar ne ifade ettiğimiz gerçekliğe uygun ne de beklentileri karşılayacak niteliktedir. Yüzdelik teklif toplu sözleşmenin esası, enflasyon farkı kayıpların telafisi, refah payı ise alım gücünün korumanın güvencesidir. Ama bugün görüyoruz ki 6 ay boyunca yaşayacağımız sıkıntılar sonucu alacağımız enflasyon farkı zam gibi sunuluyor.
Açıkça söylüyorum, enflasyon farkı kamu işvereninin jesti falan değil toplu sözleşme kazanımımız ve geçmişe dönük alacağımızdır."