Memleket neyse, gazetecisi de o...

Efendim şikâyetim var..

30 yılı aşkın süredir yaptığım sevgili mesleğime dair yüksek beklentilere, itirazım var..

Gazetecilik mesleği, nerede bir sorun varsa, hep tarafların ortak hedefi olmuştur..

Adliyede kavga eden taraflar, gazetecilere hücumda ortaklaşır mesela.

Birbirlerine taş, sopa, molotofkokteyli, göz yaşartıcı gaz ya da bazen silahla dalan göstericiler ve polis, an gelir, gazetecilere taarruz ruhunda buluşur mesela.

Birbirlerine etmedik söz bırakmayan siyasetçiler, meseleyi kaşıyan gazetecileri tu kaka ilan etme alışkanlığında ortaklaşır mesela..

Birbirlerine laf yetiştiren magazin ikonları bile, "Ay şekerim hep bu asparagas haberler yüzünden" yalanıyla, meseleyi buhar etme manevrasında buluşur mesela..

**

Liste uzayıp gider..

Gazetecilerin hiç mi hatası yoktur..

Olmaz mı?

Meslek tarihimiz, "Ali Kemal"den başlayan ihanet öyküleriyle doludur..

Çünkü, bir toplum neyse, medyası da, iş dünyası da, siyaseti de odur..

**

Lafı çok uzatmayayım..

Sevgili dostum Deniz Arman derdi ki;

İyi ki Türk''üz, iyi ki gazeteciyiz!

Çünkü bu memlekette, gazetecinin haber kovalamasına gerek yoktur..

İsveç''te bir trafik kazası olur, iki kişi ölür.. Koca memleket bir hafta bunu konuşur..

Oysa Türkiye''de, bu rakam haber olmaya bile yetmez..

Çünkü sayfalarda zaten yer yoktur..

**

Gündemin bu kadar hızla değiştiği,

Dün yaşanan büyük olayın bugünün sabahında unutulduğu,

Her yeni günün, yeni bir manşetle geldiği ülkede,

Söyler misiniz, gazetecinin ve gazeteciliğin aklı, zihni nasıl duru kalsın?

Gazeteci nasıl şaşırmasın?

Bu kakafonide nasıl hatalar yapmasın?

**

Hele de, yaşanan her olay, absürt akıl oyunlarıyla, saçma iddialarla, aptal aptal yorumlarla bambaşka bir hâle geliyorsa,

Söyler misiniz, gazetecinin aklı nasıl yerinde kalsın?

Okur ya da izleyici "Amaaaaan, bu ne saçmalık deyip" şalteri indirip, rahatlayabiliyor..

Ama gazeteci öyle mi?

Şalteri indirdiği gün, bittiği gün..

Mecbur devam edecek.. O kakafonide artık Allah ne verdiyse yürüyecek..

**

Şu son birkaç günde olanları hatırlayınız lütfen..

Memlekette nasıl bir gündem var anlayınız lütfen..

Hakan Ural çıkmış memleketin yarısından fazlasını "Allah''ıma hain" diye yaftalıyor..

Lafa baksan laf değil de, söyleyene baksan Hakan Ural da,

İşte siyasetteki dilin yansıması olduğu için gündem oluyor işte..

**

Özgür Demirtaş ile Kıraç atışmış..

Biri Anglo Sakson tavırdan bahsetmiş, diğeri ona "Sen kimsin?" demiş..

İkisi de değer, ikisi de kıymet..

Ama bir fırtınadır tuttu bizi, bir kavgadır içine çekti hepimizi..

**

Antalya''da forum yapılıyor..

Rus ve Ukrayna Dışişleri Bakanları buluşuyor..

Aynı gün CHP lideri Diyarbakır''a gitmiş..

Anam anam, bir komplo teorileri, bir beyin fırtınaları, sorma gitsin..

**

Cumhurbaşkanı doktorlara laf etmiş..

"Giderlerse gitsinler" demiş..

"Kimi, kimin yurdundan, kim kovuyor?" ayrı konu ama, çıkan kavgada çıkan sesleri duymak zorunda gazeteci..

**

Seçim kanununda değişiklik önerisi var..

Ak Partili Hayati Yazıcı teklifi anlatıyor..

Gazetecilerin kafası karışıyor..

Devreye MHP''li Feti Yıldız giriyor, "Ben anlayabileceğiniz şekilde anlatayım" diyor..

Herkesin gözleri fal taşı gibi açılıyor..

Hayati Yazıcı bozuluyor..

Ya da bozulmuyor, ama hiçbir şey olmasa da bir şeyler oluyor..

Okur da, izleyici de, o karmaşadan net ve temiz bilgi bekliyor..

**

Birkaç gün içinde aklımıza düşen notlar bunlar..

Bu garip sarmalda, bu garip gündemde, gazetecinin sağlıklı yürümesini, düşünmesini bekleyen milyonlarca insan var..

Gel de sağlıklı kal..

Gel de, önce anlam ver, sonra haber ver..

**

Demem o ki;

Memleket ne ki, gazetecisi ne olsun..

Kıymayın onlara..

Bu kadar karmaşık bir hayatın sorumlusu değil, yalnızca tanığı onlar..

Kızmayın derken, "Ali Kemal" fıtratlı olanlar için demiyorum..

Onlara kızın..

Hatta onları asla, ama asla unutmayın..

Üç parça menfaat için yıllardır ülkesine, milletine ihanet edenleri asla unutmayın..

Affetmeyin.. Affedene selam bile vermeyin..

**

Ama kakafoninin kurbanı meslektaşlarımı da idare edin..

Yazarın Diğer Yazıları