Mehmet Yılmaz: Şehitler Tepesi'ni, tıka basa doldurmadan önce...

Mehmet Yılmaz: Şehitler Tepesi'ni, tıka basa doldurmadan önce...

T24 yazarı Mehmet Yılmaz bugünkü yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İzmir'deki konuşmasında kullandığı "birkaç şehit" ifadesini değerlendirdi. Yılmaz, Türkiye'nin Libya ve Suriye'de kendisini ilgilendirmeyen bir savaşa girdiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İzmir'de yaptığı konuşmada kullandığı ve Türkiye'nin gündemine oturan "birkaç şehit" ifadesini bugünkü "Onlar avokado değil, insan!" başlıklı yazısında değerlendiren T24 yazarı Mehmet Yılmaz, aynı ifadeyi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun kullanması durumunda olabileceklere işaret etti.

Yılmaz, "Türkiye, Erdoğan'ın bastıramadığı egosu ve Müslüman Kardeşler aşkı nedeniyle, Libya ve Suriye'de kendisini hiç ilgilendirmeyen bir savaşa girmiş bulunuyor." diyen Yılmaz, "Şehitler Tepesi'ni, tıka basa doldurmadan önce Türkiye'yi nasıl bir kötü maceraya sürüklediğini fark eder diye ümit edelim." ifadesini kullandı.

Yılmaz'ın yazısı şu şekilde;

AKP Genel Başkanı, İzmir'deki açılış töreninde şöyle konuştu:

"Gayrimeşru Hafter'e karşı biz orada yönetici, kahraman askerlerimiz, Suriye milli ordusundan ekiplerimizle beraber oradayız. Birkaç tane şehidimiz var. Şunu da söyleyelim ki birkaç şehidin karşılığında 100'e yakın lejyonerlerden etkisiz hale getirdik. Şehitler tepesi boş kalmayacak."

Recep Tayyip Erdoğan'ın okuma - yazma ile başı hoş değil ama hiç olmazsa biraz Türkçe bilgisine ihtiyacı var gibi görünüyor.

İnsanlardan söz ederken "tane" sözcüğünü kullanmayız. Bu sözcük, mesela teker teker satın alabileceğimiz meyveler için kullanılabilir ama insanlar için asla.

Mesela avokado tane ile satılıyor, ondan bahsederken "iki tane avokado" diyebiliriz.

Ya da "birkaç tane zeytin yedim" de diyebiliriz. Tane ile satılmaz ama sayılırken "tane" kullanılabilir.

Türkçede, insanlardan böyle söz etmeyiz. "2 şehit" diyebiliriz ama "2 tane şehit, birkaç tane şehit" demeyiz.

Erdoğan, belki imam hatipte okuduğu için Türkçe derslerinde dalga geçmiş olabilir.

Ama burada bilgisizlikten daha çok "küçümseme, küçük göstermeye çalışma" çabası var.

"Birkaç tane şehit" deyince, küçük bir sorunmuş gibi duruyor. Hele hele buna karşın "etkisiz hale getirdiklerimizin" sayısı "100'e yakınsa"!

"Bay Kemal", şehitlerden söz ederken, böyle "birkaç tane" gibi küçümser bir ifade kullanmış olsaydı, başına kim bilir neler gelirdi?

Ama Erdoğan kullanınca bir sorun olmuyor.

Nitekim AKP medyası, İdlib'de verilen şehitleri mümkün olabilse hiç yazmayacak.

Ama şehitler de sonuç itibariyle insan oldukları için mecburen bir cenaze töreni gerekiyor.

Onun için haberlerin kıyısına köşesine, bunu mecburen koyuyorlar. Ama asla başlıklarda değil.

Şehit sayısı, haberin küçük bir ayrıntısı olarak sayfalarda yer bulabiliyor.

Hürriyet, bir adım ileri gidip İdlib'deki şehit haberini, "Dış Haberler" sayfasında vermişti dün. Her gazeteci bilir ki dış haberler sayfası daha az okunur.

Belli ki insanların dikkatinden kaçsın, en azından okuyucuların hepsi okumasın istenmiş.

Daha önce sizlere söylemiştim, demedi demezsiniz, Ahmet Hakan, damadın medya siyasi komiseri biraderinin pabucunu çok yakında dama atacak!

Libya'da şehit olan albay için cenaze töreni bile yapılmamış. Halkın bu şehitlerden haberdar olması istenmiyor belli ki.

Çünkü haberi olsa, önünde sonunda bu soruyu soracak: "Çocuklarımızın Libya'da, İdlib'de ölmeleri niye gerekiyor?" diye.

Ve farkındaysanız, şehitlerin intikamı hemen oracıkta, o saatte alınıyor, 50'şer, 100'er hem de.

Nasıl olsa karşı tarafa kadar geçip, gerçek sayıyı öğrenemeyeceğimizi düşünüyor olmalı.

Salla, sallayabildiğin kadar!

Ama sayı 50'nin altına düşmemeli ki milletin yüreği soğusun!

Bu tür propaganda numaralarıyla gerçekler ne kadar saklanabilir?

Çok işe yaramayacağını şimdiden söyleyebilirim.

Türkiye, Erdoğan'ın bastıramadığı egosu ve Müslüman Kardeşler aşkı nedeniyle, Libya ve Suriye'de kendisini hiç ilgilendirmeyen bir savaşa girmiş bulunuyor.

Şehitler Tepesi'ni, tıka basa doldurmadan önce Türkiye'yi nasıl bir kötü maceraya sürüklediğini fark eder diye ümit edelim.