Kardeşlerden Fatma Seval Öz de, kız kardeşine babaları Mustafa Öz''ün banka hesabından yetkisi olmamasına rağmen sahte vasiyetnameyle para çektiğini öne sürerek dava açmıştı. Mahkeme iki dosyanın da birleşmesine karar verdi.
İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen duruşmada taraf avukatları hazır bulundu. Mehmet Öz’ün avukatı Alperen Atılgan, “2018 yılında yayınlanan vasiyetname fotomontaj yöntemiyle oluşturulmuştur ve sahtedir. Bizler bu konu hakkında suç duyurusunda bulunmuştuk. Bu dava 2003 yılında yayınlanan vasiyetnamenin iptal edilmesi için açılan bir davadır. 2008 yılında yayınlanan vasiyetname ise baba Mustafa Öz’ün gerçek vasiyetnamesidir ve biz bunun kabul edilmesini talep ediyoruz. Karşı tarafı bahsettiği ortak banka hesap kullanımları da maalesef sahte çıkmıştır” diyerek 2008 tarihli vasiyetnamenin kabul edilmesini ve ortak hesap ile ilgili bankalara müzekkere yazılması talebinde bulundu.
Fatma Seval Öz’ün avukatı ise dosyaların birleştiğini ve müvekkilinin kardeşi olan Mehmet Öz’ün avukatının sunmuş olduğu beyanlara ve taleplere katıldıklarını belirtti. Nazlım Suna Öz’ün avukatı ise mahkemeden davanın reddi yönünde karar verilmesi talebinde bulundu.
“MEHMET BEY’İN PARA PULLA İŞİ YOK”
Mahkeme söz konusu ortak banka hesabının ve hesap hareketlerinin araştırılması için bankaya müzekkere yazı gönderilmesine karar vererek duruşmayı erteledi. Duruşma sonrasında yazılı açıklamada bulunan Mehmet Öz’ün avukatı Alperen Atılgan “Mehmet beyin para pul derdi yok. Mehmet beyin tek isteği babasının son arzusunu yerine getirmektir” dedi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Dünyaca ünlü kalp cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz baba Mustafa Öz’ün ölümünden sonra kardeşi Nazlım Suna Öz ile karşı geldi. Prof. Dr. Mustafa Öz 2019 yılının şubat ayında vefat ettiğinde geride mirasçısı olarak eşi Yıldız Suna Öz ile çocukları Prof. Dr. Mehmet Öz, Fatma Seval Öz ve Nazlım Suna Öz kaldı. 22 Ocak 2003''te bir vasiyetname hazırlayan Mustafa Öz, Sarıyer''deki bahçeli evi kızına bırakmıştı ancak 12 Ağustos 2008''de yeni bir vasiyet hazırladı. Tüm mal varlığını ABD''de kendi adına kurulmuş olan Mustafa Öz Vakfı''na bıraktı. Vasiyete göre, vakfın yönetiminde tüm aile fertlerini eşit olarak koruyacak şekilde oğlu Prof. Dr. Mehmet Öz bulunacaktı. Vasiyetname mahkemeye taşındı.
Mustafa Öz''ün 2008 tarihli dilekçesi İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi''ndeki dava dosyasına sunulduktan sonra, Nazlım Suna Öz''ün avukatı daha önce hiç bahsi geçmeyen 22 Ocak 2018 tarihli bir vasiyetnameyi dava dosyasına sundu. Nazlım Suna Öz''ün ayrıca dava dosyasına sunduğu bilirkişi raporunda, el yazılarının Mustafa Öz''e ait olduğu belirtiliyordu. Rapor, Nazlım Suna Öz''ün talebiyle noterde tasdik ettirilmişti.
Vasiyetnamenin gerçekliğiyle ilgili şüphe duyan Prof. Dr. Mehmet Öz''ün talebi üzerine bilirkişi heyeti inceleme yaptı. Hazırlanan raporda, “22 Ocak 2003 tarihli ‘Vasiyetname'' ve ‘Senet ve Vasiyetname'' başlıklı ikişer sayfalık belgelerden yararlanılarak, bu belgelerin muhtelif yerlerinden alınan 5 ayrı bölüm ve parçanın, imza ile birlikte tamamen boş bir kağıda veya imzalı ve üst tarafı boş bir kağıda özel konumlandırılarak aktarılması ile fotomontaj suretiyle oluşturulmuş bulunduğu sonucuna varılmıştır” denildi.
Prof. Dr. Mehmet Öz''ün avukatı Erhan Baki Selek''in İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı''na sunduğu dilekçede, “Bu rapordan hareketle, müteveffa Mustafa Öz tarafından 22 Ocak 2018''de yazıldığı iddia edilen “sahte” vasiyetnamenin aslında hiç var olmadığı ortaya çıkmıştır. Nazlım Suna Öz, belge aslını sunmaktan her nedense kaçınmıştır.” ifadeleri yer alıyor.
Dilekçede, Nazlım Suna Öz ve savcılık tarafından tespit edilecek diğer şüpheliler hakkında cezalandırılmaları amacıyla dava açılması, hem Türk hem ABD vatandaşı olan Nazlım Suna Öz hakkında çifte pasaport taşıması dolayısı ile yurtdışına çıkış yasağı ve tüm önleyici tedbirlerin alınması, mirasen intikal eden taşınmazlar başta olmak üzere tüm taşınmazları üzerine tedbir konulması talep edilmişti.
Kaynak: Sözcü