Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet B. ERCİLASUN
Ahmet B. ERCİLASUN

Mehmet Kaplan’ı yeniden okumak

Mehmet Kaplan bir edebiyat ve kültür adamıdır; Cumhuriyet devrinde yetişmiş önemli düşünürlerimizden biridir. O, “Türk Milletinin Kültürel Değerleri” başlıklı uzun makalesinde dil, edebiyat, tarih, musiki, plastik sanatlar yanında Türk şehirlerini, Türkiye’nin tabii güzellikleri ve servet hazinelerini ve nihayet “kültürlü insanlar” ı da kültürel değerlerimiz arasında kabul eder. Bugüne kadar üzerinde hiç durulmayan, kültürlü insanların da milletin kültürel değerleri arasında sayılması fikri orijinal olduğu kadar doğru bir fikirdir. Buna göre Mehmet Kaplan’ı da Türklüğün kültürel değerlerinden biri olarak düşünmek gerekir.
Kaplan Hoca’yı şahsen tanımak, onun öğrencisi olmak ve sohbetlerinde bulunmak şüphesiz beni zenginleştiren bir olgudur. Ancak Kaplan’dan yararlanmak için mutlaka onun öğrencisi olmak gerekmez; o neredeyse bütün düşündüklerini kâğıda dökmüş ve yayımlamış ender insanlardandır. Ciltler tutan eserlerini okuyarak da ondan faydalanmak mümkündür.
1915-1986 yılları arasında 71 yıllık ömür. Okuyarak, düşünerek, araştırarak ve yazarak geçmiş zengin bir hayat. Onun hayat hikâyesi ve kariyeriyle ilgili herhangi bir yazıda ilk bulacağımız bilgiler; 1939 yılında Edebiyat Fakültesi’ni bitirdiği, 1942’de doktor, 1946’da doçent, 1952’de profesör olduğu; kürsü ve bölüm başkanlıkları, dekanlığı; Namık Kemal, Tevfik Fikret, Ahmet Hamdi Tanpınar hakkındaki araştırma eserleri, Şiir Tahlilleri, Hikâye Tahlilleri, Tip Tahlilleri gibi edebiyat incelemeleri bulunduğudur. Şüphesiz onun ilmî eserlerinin tamamı orijinaldir. Tevfik Fikret ilk defa onun tarafından psikolojisi de dikkate alınarak incelenmiştir. Türk şiir ve hikâyesi yine ilk defa onun tarafından, doğrudan doğruya metinden hareketle tahlil edilmiştir. Tarihimizin farklı dönemlerindeki kahramanları edebî eserlerden hareketle birer prototip olarak ele alıp ilk defa inceleyen de Mehmet Kaplan’dır. Yani edebiyat araştırma ve incelemelerinde birçok ilke imza atmıştır. Tanzimat’tan bugüne birçok edebiyat metnini uyumlu kadrosuyla ciltler hâlinde neşreden de yine odur. Fakat Kaplan bunlardan ibaret değildir.
Güne yazarak başlayan ve bunu ömrü boyunca sürdüren bir düşünce adamıdır Kaplan. 1939’dan ölümüne kadar 1500’den fazla deneme ve makale yazmış; bunları Hareket, İstanbul, Hisar, Türk Yurdu, Türk Edebiyatı, Türk Kültürü, Bayrak gibi dergilerde yayımlamıştır. Daha sonra bu yazılar Nesillerin Ruhu, Büyük Türkiye Rüyası, Edebiyatımızın İçinden, Kültür ve Dil gibi kitaplarda toplanmıştır. Onu, düşüncelerini ve hatta ülkemizin bugün içinde bulunduğu durumun sebeplerini anlamak için bu kitaplarını tekrar tekrar okumak gerekir. 1980 yılında yazılan şu cümleler bugünkü duruma ışık tutmuyor mu?
“Türkiye’de ciddi bir ’kültür siyaseti’olabilmesi için, ilkin siyasîlerin kültürlü olmaları ve kültürün mânâ ve ehemmiyetini anlamaları lâzımdır. Kendi ruhunda bir şiir, bir tiyatro, bir roman veya bir kitabın büyüleyici tesirini hissetmemiş bir insana kültürün tesir gücünü anlatmak hemen hemen imkânsızdır.” (Kültür ve Dil, Dergâh Yayınları, İstanbul 1982, s. 160). Bir de 1977’de yazılmış şu cümlelere bakalım: “Üçüncü yanlış görüş, İslâmiyet’i esas alarak Türklüğün, Türk milliyetçiliğinin inkârıdır. Böyle düşünenler tarihte İslâmiyet’i Türklerin muzaffer kıldığını ve bugüne kadar yaşattığını unutmamalıdırlar... Gûya İslâmiyet adına Türk milletine gereken yeri vermeyenler ve ona karşı saygı duymayanlar, tarihi, dünyayı ve Türk’ü bilmeyen kişilerdir.” (aynı eser, s. 99).
Türklüğün ve ülkenin bölünmez bütünlüğünün tartışıldığı şu günlerde Mehmet Kaplan’ın şu sözlerine kulak verelim: “Türk milletinin bugün üzerinde yaşadığı toprak yüzyıllarca onu vatan yapmak için şehit olan, onu koruyan, işleyen atalarımızın, yani tarihindir. Bugün bu topraklarda yaşayan Türk milletinin kendisi nereden çıkmıştır? Türk milleti, bu toprakları fetheden, onun için savaşan, uykusuz kalan, ölen milyonlarca kahramanın torunudur. Millet biyolojik ve kültürel varlığı ile toptan tarihin malıdır.” (aynı eser, s. 62). Bu toprakların niçin Türk’e ait olduğu bundan daha açık ve güzel anlatılabilir mi? Kaplan Hoca’nın dediği gibi bu topraklar “atalarımızın, yani tarihindir.” Tarihin atalarımıza ve onların torunlarına emanet ettiği bu vatan üzerinde hak iddia etmek ve hak iddia edenlere göz yummak tarihe karşı durmaktır. Mehmet Kaplan’ı ve bütün kültür adamlarımızı tekrar tekrar okuyalım.

Yazarın Diğer Yazıları