Mehmet Faraç siyasetteki utanç verici olayı açıkladı. Bu yazıyı okuyanlar geçmişi öğrenecek

Mehmet Faraç siyasetteki utanç verici olayı açıkladı. Bu yazıyı okuyanlar geçmişi öğrenecek

Mehmet Faraç siyasi hayatımızdaki skandalları yazdı. Türkiye'nin yakın tarihine ışık tutan Faraç'ın bu yazısını okuyanlar hafızalarını tazeleyecek, bilmeyenler öğrenecek.

Yeniçağ Gazetesi yazarı Mehmet Faraç, “Cumhuriyetin 100. yılında utanç verici tartışmalar!..” başlıklı yazısında Türkiye’nin yakın siyasi tarihine ışık tuttu.

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in 16 Ekim 2015’te Aktüel dergisine verdiği “Ulusalcı dalgayı aşacağız” sözünü hatırlatan Faraç, o sözden sonra bu ülkenin başına neler geldiğinin ortada olduğunu belirtti.

17 Mayıs 2006 Danıştay saldırısı sonrası Türkiye’yi saracak karanlık tezgahın düğmesine basıldığını söyleyen Faraç, “12 Haziran 2007''de bir ihbar üzerine, Ümraniye''de bir gecekonduda 27 adet el bombası ve TNT kalıpları ele geçirildikten sonra Atatürkçülere yönelik kumpas sivil toplum örgütlerinden medyaya, siyasetten TSK''ya kadar uzandı...” satırlarına yer verdi.

“Kaset ve yasa dışı dinleme tezgahlarıyla, başta tetikçi Taraf paçavrasıyla yandaş basının da kışkırtmasıyla büyütülen tarihin en iğrenç kumpası sürerken, arabasında Nutuk bulunduranlar bile gözaltına alındı, yüzlerce kişi zindanlara atıldı, Kuddusi Okkır''ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kumpas mağduru Silivri''de can verdi...” diyen Mehmet Faraç, şöyle devam etti:

“Cumhuriyetin, laikliğin ve Atatürkçülerin hedef alındığı kumpasın failleri aslında iktidara yürüyordu ama AKP ne yazık ki Ergenekon-Balyoz ihaneti sürecinde cemaate müdahale etmedi...

Ancak Ergenekon kumpasçıları bununla da yetinmedi ve CHP ile MHP''yi kaset tezgahlarıyla dizayn etmeye çalıştı...

2010''da, CHP''de Kılıçdaroğlu dönemi başlarken, bir yandan partinin Atatürkçü çizgisi sarsılmaya başladı, diğer taraftan ‘ulusalcıları bagajda yük’ olarak gören, kimi Altıok karşıtları parti içinde etkili olmaya çalıştı...

Bu arada Aykan Erdemir''in de aralarında bulunduğu FETÖ''cüler CHP''de milletvekili yapıldı, Abant  toplantılarının müdavimleri yönetime getirildi, Fethullah''a saygı sunan Muhammed Çakmak gibilerin danışmanlığı ise hâlen sürüyor!

Erdoğan Başbakanken, Şubat 2013''te Mardin''de yaptığı konuşmada BDP (HDP) ve MHP''ye sert çıkarak, ‘Bu süreçte kimse bizim karşımıza Kürtlükle de Türklükle de çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği, ayaklarının altına almış bir iktidarız. Kuru milliyetçilik yok’ dedi..

Erdoğan aynı sözleri İstanbul''daki mitingde de tekrar edince büyük tartışma yaşandı...”

ANAYASA TUZAKTA, TÜRKLÜK HEDEFTE!...
Türkiye’nin; Atatürk''ün, laikliğin cumhuriyetin, ulusalcılığın, Devrim Kanunları''nın hedef alındığı bir süreçte, çok ağır yaralar aldığını belirten Faraç’ın yazısının devamı şöyle:

Bir yandan PKK güçlendi, bir yandan El Kaide ve IŞİD... Diğer yandan tarikat ve cemaatler palazlanırken, AKP''nin icraatlarında laiklik karşıtlığı arttı, CHP Atatürk''ten hızla uzaklaştı, Suriye karmaşası terör örgütlerini güçlendirdi, cemaate verilen tavizler ise 2016''da FETÖ''yü devlete "darbe" yapacak kadar büyüttü...

İşte bu süreçte; bir yandan her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldıklarını öne süren Erdoğan''ın AKP''si "açılım" adı altında tavizler verince PKK daha da pervasızlaştı...

Ve terör örgütünün yurt içerisindeki faaliyetlerine valiler bile göz yumunca, sonuçta PKK, Diyarbakır gibi kentlerde hendekler kazarak devletle savaştı, ne yazık ki yüzlerce güvenlik görevlisi de şehit oldu...

Türklüğü, Türkiye Cumhuriyeti''ni, aydınlanmayı, laikliği, rejimi hedef alan sağlı-sollu saldırıların sonuçları sadece dincileri ve PKK''yı güçlendirmedi, aynı zamanda "açılım"dan ve cemaate verilen tavizlerden ders alınmamasının sonuçları da çok ağır oldu...

İşte AKP bir yandan halen IŞİD''e karşı operasyonlar yaparken, diğer yandan da PKK''yı sınır ötesinde kuşatmaya çalışıyor...

Peki; Türk, Türklük Türkiye Cumhuriyeti, bayrak üzerindeki son tartışmalara ne demeli?..

SİYASETTE TEHLİKELİ GÜNDEM!..
Evet; Türkiye belki de son yüzyılın en kritik seçimine doğru yaklaşıyor...

"Cumhur" ve "Millet" ittifakının dışında başka partiler de gruplar oluşturarak cumhuriyetin 100. yılında devlet yönetiminde yetki sahibi olmak için çabalıyor...

Bu sırada siyasetin her alanında erozyon yaşanırken, Memleket ve Zafer gibi partiler Atatürk''e ve Cumhuriyete sarılıyor, diğer yandan da IŞİD ve PKK terörünün halen etkili olmaya çalıştığı bir ülkede, DEVA Partisi''nde Türklük kavramı ve Anayasa hedef alınıyor, CHP''de bayrak sansürü nedeniyle çok tehlikeli tartışmalar başlıyor...

Bu arada geçmişte ulusalcılığın, milliyetçiliğin hedef alındığı bir ülkede, siyaset bir kez daha bayrak ve Türklük kavramı üzerinden yeni bir propaganda rotasına da giriyor...

İşte türban yasası nedeniyle AKP''ye büyük koz vererek kendi tabanında büyük erozyon yaratan CHP, bu kez bayrak ve özerklik üzerinden AKP''ye malzeme verdi, kendi tabanında çok tepki çekti...

Kılıçdaroğlu''na danışman yapılan Nuşirevan Elçi adlı zatın CHP Genel Merkezi''nde, parti bayrağı önünde Barzani televizyonuna Kürtçe demeç verirken "özerklik"ten söz etmesi zaten tepki çekmişken, röportajın yapıldığı sahneden Türk Bayrağı''nın kaldırılması ise infial yarattı...

CHP sözcüsü Faik Öztrak, Elçi''nin özerklik ile ilgili açıklamasını "kendi görüşü" olarak nitelendirirken, Türk Bayrağı''nın kaldırılması olayına parti yönetiminin tamamen sessiz kalması kitleleri şoke etti...

İYİ Parti lideri Akşener, "Mustafa Kemal Atatürk''ün çocuklarıyla aynı ruhla, aynı inançla, aynı azimle Türkiye''yi içine düştüğü bu girdaptan çekip çıkaracağız" diyerek aynı zamanda Millet İttifakı''na mesaj verirken, Muharrem İnce ve Ümit Özdağ gibi parti liderleri Türk Bayrağı''nın kaldırılması nedeniyle CHP yönetimine taarruz ederken, devreye Cumhurbaşkanı Erdoğan da girdi ve o da DEVA''yı, CHP''yi hedef aldı...

Erdoğan, Antalya''da yaptığı konuşmada, "Türk Bayrağı ve Türk kavramından nefret edenlerle mücadelemizin süreceği bir seçimi yaşayacağız" ifadesini kullandı...

Evet; başta muhalefet televizyonları ile Soros kafalı yayıncılar arasında "Türk" yerine "Türkiyeli" ya da "Türk edebiyatı" yerine "Türkiye edebiyatı" zırvalarının da pervasızca yürütüldüğü bir dönemde, belli ki bayrak ve Türklük kavramı ile Anayasa''ya bağlılık meselesi 2023 seçiminin en etkili propaganda tartışması yapılacak...

Sözün özü; Cumhuriyetin 100. yılına girerken Anayasa''nın, bayrağın ve özerklik üzerinden ülke bütünlüğünün hedef alınmasından daha utanç verici ne olabilir acaba?..

 

İlgili Haberler