İspanya’nın haklı olarak şampiyon olduğu EURO 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası, futbol adına bir çok gerçeği gözler önüne serdi…
Daha önce de yazdığım gibi şampiyonada takım olmanın yanı sıra fizik güç, oyun diplini, uluslararası tecrübe ve kadro kalitesi ön plana çıktı…
Bu özelliklere sahip, Avrupa’nın dev takımları İspanya, İngiltere, Fransa ve Hollanda yarı finale adını yazdırırken, şampiyona başladığı günden sonuna kadar oynadığı futbolla dikkat çeken İspanya ile her ne kadar teknik kadrosu oynattığı yavaş futbol ve motivasyon eksikliğiyle eleştirilse de İngiltere finale çıkma başarısını gösterdi…
Avrupa Şampiyonasında, gruplardan itibaren futbolun gereksinimlerini yerine getiren, dahası futbolun iki yönünü de çok iyi oynayan, tüm spor otoriterlerinin şampiyon olarak gördüğü İspanya Berlin Olimpiyat stadında oynanan finalde, 2020 de olduğu gibi bu yıl da finalde mücadele etme hakkını elde eden İngiltere’yi yenerek Avrupa’nın en büyüğü oldu…
Altını iki kez çizerek söylemeliyim ki, benimde favorim İspanya idi… Futbolun adaleti bu kez doğru işledi ve boğalar şampiyonada 7 maçı da kazanarak 4. kez Avrupa’da mutlu sona ulaştı…
Hem de turnuvanın en çok gol atan takımı olarak…
Tersinden söyleyecek olursak İspanya şampiyon olmazsa çok yazık olacaktı.
*
Teknik direktör Luis Dela Fuente ilk kez görev yaptığı İspanya A Milli takımı ile şampiyonluğa ulaşan teknik adam oldu…
EURO 2024 futbol şampiyonasında İspanya’dan Rodri sonuna kadar hak ederek en iyi oyuncu, Lamine Yamal ise en iyi genç, finalin en iyi oyuncusu da Nico Williams seçildi…
Finalde mücadele eden iki takımın teknik adamları arasındaki çelişkide dikkat çekti…
İngiltere teknik direktörü Gareth Southgate yılda 5.8 milyon Euro kazanırken, bu şampiyonaya kadar genç takımlarda görev yapan İspanya teknik direktörü Luis Dela Fuente’nin ise 1.18 milyon Euro aldığı ortaya çıktı…
4.8 milyon Euro alan Julian Nagelsman’ın Almanya’sı ile 4 milyon Euro kazanan Didier Deschamps’in Fransa’sı ise finali göremedi.
*
Bence, her ne kadar A Milli Takımımız çeyrek finalde Hollanda’ya yenilerek elenmesi ve hak ettiği yarı finale yükselememesi üzücü olsa da yarı finale kalan takımlar sürpriz olmadı…
Millilerimiz yarı finale kalabilir miydi?
Elbette kalabilirdi…
Ancak teknik kadronun yanlışları ve bununla birlikte Hollanda maçını yöneten Fransız hakemin kötü yönetimi Millilerin önünü kesti…
Bunda da sanıyorum ki, Merih’in Avusturya maçı sonrası yaptığı hareket ve aldığı 2 maçlık ceza etken oldu…
Büyük bir olasılıkla UEFA Türkiye’yi bir üst turda görmek istemedi…
Bu da şampiyonaya gölge düşürdü…
A Milliler yarı finale kalmış olsalardı, inanıyorum ki finali de göreceklerdi.
*
Geride kalan sezonda kendi takımlarında yıldızlaşan, takımlarının başarısına katkı veren bir çok futbolcu; Henri Kein, Kylian Mbabpe, Robert Lewandowski, Kevin De Bruyne, Luca Modric gibi isimler ne yazık ki Avrupa şampiyonasında kayboldular…
Bunlara karşılık, genç oyuncular futbol sahnesine çıktı…
Hiç şüphesiz ki bunların başında da rekorları alt-üst eden İspanya’nın 17 yaşındaki oyuncusu Lamine Yamal vardı…
A Milli Takımımızda olağanüstü bir mücadele veren futbolcularımızın da hakkını vermek lazım…
Arda Güler, Ferdi Kadıoğlu, Barış Alper şampiyonanın en üst seviyesinde kendilerine yer buldular…
Bu üç futbolcumuz ayrıca şampiyonanın ilk 11’ine seçildiler… Kaptan olarak en iyisini vermeye çalışan Hakan Çalhanoğlu, gerçek kapasitesinin altında kalmasına rağmen Kenan Yıldız, Mert Müldür, Kaan Ayhan, İsmail Yüksek, Avusturya maçında attığı iki golle çeyrek finali getiren Merih Demiral, şampiyonanın en iyi, en kritik kurtarışını yapan kaleci Mert Günok, defansta bazı maçlarda sıkıntılar yaşamamıza rağmen Abdülkerim Bardakçı, Samet Akaydın, teknik adamlar tarafından çok şans verilmese de Kerem Aktürkoğlu, Cenk Tosun, Semih Kılıçsoy, Orkun Kökçü, Okay Yokuşlu, Salih Özcan, İrfan Can Kahveci, Yusuf Yazıcı, Zeki Çelik ve Yunus Akgün dikkatleri üzerine çekerek transferin gözdeleri arasına girdiler…
Yaşı 41 olmasına karşın olağanüstü bir mücadele sergileyen Portekiz’in tecrübeli futbolcusu Pepe şampiyonaya damga vururken, genç futbolcular olarak ayrıca İngiltere’den Bellingham, Kobbie Mainoo, yedek golcü Palmer, İspanya’dan Nico Williams ve Olmo yıldızı parlayan isimler arasına girdiler.
*
Takım olarak hazırlık maçlarıyla birlikte Avrupa şampiyonasında grup maçlarında kendisini gösteremeyen Polonya ve Çekya ile birlikte İtalya, Belçika, Danimarka, Slovakya son 16 turunda elenerek şampiyonaya erken veda etti…
Euro 2024 futbol şampiyonasının en büyük sürprizini ise son 16 turuna kalan Gürcistan ve Romanya yaptı…
Özellikle de Gürcistan…
Ancak; İtalya, Türkiye ve İspanya ile birlikte İngiltere oturmuş kadrosuyla gelecek için ümit veren takımlar arasına ismini yazdırdı… Hollanda, Fransa ve Gürcistan için de gelecek adına iyimser sözler söyleyebiliriz…
İtalya şampiyonaya erken veda etmesine rağmen genç futbolcuları geleceğe hazırlama adına teselli buldu…
Öyle sanıyorum ki Gök-Mavililer 8 yıl sonra yapılacak olan Avrupa şampiyonasında söz sahibi olacaklardır…
Aynı geleceği Milli takımımız için de söyleyebiliriz…
Bir çok futbolcusu Avrupa’da üst düzey takımlarda top koşturan A Milliler, iyi organize ile 2026 Dünya şampiyonasına katılabilecekleri gibi 2028 ve 2032 Avrupa şampiyonalarında da yarı final ve finali göreceklerdir…
Yeter ki bu kadro üstüne koyarak yoluna devam etsin…
Başarı engellenmesin.
*
A Milli Takımımız için asıl gerçeğe gelecek olursak; seyircisiyle ve oynadığı futbolla dikkatleri üzerine çeken Milliler çeyrek finale yükselerek hem Türkiye Futbol Federasyonu başkanı ve yönetimi, hem de Montella yönetimindeki teknik kadroya hayat verdiler…
A Milliler gruptan çıkamamış olsalardı şimdi Federasyon Başkanı ve teknik kadro eleştiri yağmuruna tutulacak ve belki de koltuklarından olacaklardı…
Ama, çeyrek final tüm eleştirileri geride bıraktı/bıraktırdı…
Her ne kadar ağır eleştiriler yapılsa da hedeflenen çeyrek finale ulaşılması tüm yanlışların üzerini kapattı…
Onun içindir ki, Mehmet Büyükekşi seçimi lehine çevirmiş durumda…
Kendisi kazanacak, ama şundan emin olun ki, Türk futbolu çok şey kaybedecek!
Duyduk duymadık demeyin.
*
Görülmesi gereken bir diğer gerçekte; Süper Lig takım yöneticileri için olsa gerek…
Milli takımda yer alan futbolcular, sergiledikleri mücadele ile yöneticilerin gözlerine sokarak “Avrupa’da 10-12 gol atan ve yaşı 30’u aşmış futbolculara 5-6 milyon Euro’lar ödeyerek kulüpleri borç batağına saplama yerine kendi futbolcularınızın elinden tutun…
Altyapıdan yetişen genç yetenekleri, kendi çocuğunuz olarak görerek 300-500 bin Euro veya 3 milyon lira gibi cüzi rakamlara oynatma yerine onların kıymetini bilin” şeklinde ders verdiler…
Altını çizerek söylüyorum, artık gerçekler görülmelidir…
Kulüpler yanlışlardan dönmedikleri, ders almadıkları sürece kaybeden taraf Türk futbolu ve takımlarımız olacaktır…
Bunu da yazın bir tarafa.
İlgili Haberler