MİT Kanunu’nda değişiklik öngören teklife tepki yağdı
Türkiye, Stalin’in SSCB’sine dönecek
(...) TBMM’ye sunulan ve MİT Kanunu’nda önemli değişiklikler yapan kanun, bu Baas-Muhaberat rejimi yolunda, çok önemli bir virajın da yakında dönüleceğini gösteriyor.
(...) Bu virajdan sonrasında “yol artık yokuş aşağı” olacaktır.
(...) Artık yasadışına çıkan MİT görevlilerinin yargılanabilmesi mümkün olmayacak. Eğer MİT soruşturma açmak isteyen savcıya “O iş bizim görevimizdi” derse, savcı kuyruğuna bakarak adliyedeki odasına dönecek. MİT isterse “Önleyici casusluk faaliyetidir” diyerek, yargı kararı olmadan telefonları da dinleyebilecek, haberleşmeyi de kontrol edebilecek.
MİT’in marifetleri ile ilgili belgeleri ve bilgileri yayınlayanlara da ağır cezalar getiriliyor.
Buna göre MİT ile ilgili yayınları yapanlara 3 yıldan 12 aya kadar hapis cezası var.
Hem de sadece haberi yazana ve yayınlayana değil, o yayın organının sahibine de, o yayını basan matbaacıya da, o yayını dağıtan yayıncıya da 3 yıldan 12 aya kadar ceza geliyor!
Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir şeyi akıl etmişler, bravo! Bu kadarı Putin’in bile aklına gelmemişti. Benzerlerine sadece Esad’ın Suriye’sinde, Saddam’ın Irak’ında, Stalin’in SSCB’sinde, Çavuşesku’nun Romanya’sında rastlanmıştı. (...)
Mehmet Y. Yılmaz/Hürriyet
Dış mihrak görmek istiyorsan Gezi’yi bırak Ukrayna’ya bak
Güneyimiz kuzeyimiz, doğumuz batımız, her yer kaynıyor! Belki eski Soğuk Savaş tarzı, belki farklı ama gidişat hayra değil. Pek çok ülke bölünme tehlikesiyle karşı karşıya. (...) Ukrayna iç savaşın eşiğinde. (...) Yani insanın içinden demek geliyor ki, “Gezi’ye dış mihrakların oyunu derken bir düşünün. Bakın da görün Ukrayna’ya, dış mihrak neymiş!” Ama demiyorum, zira fırsat bulsalar Yanukoviç’in iktidarından beter olacak bir nefretle yüklü olduklarını ispatladılar.
(...) Ukrayna, öteden beri Batısı ile Doğusu arasında etnik bölünmüşlük içinde bir ülkedir. Oligarklara dayanan Yanukoviç iktidarının bütün Ukraynalılara özgür bir gelecek vaat etmesi beklenemez. Rusya’nın nasıl acımasız bir emperyal güç olduğunu biliyoruz. Yani Kiev’deki iktidar otoriter ve dışa bağımlı. Gelelim muhalefete... Ukrayna’da Bush yönetiminin 2004’te devşirdiği Turuncu Devrim’in gözdeleri, AKP ile yarışacak denli Batı güdümlü, her tür taşeronluğa açık, hırsız, soysuz ve beceriksizdi. O yüzden Turuncu Devrim tersine döndü. Sarışın güzel Timoşenko’nun yolsuzlukları ayyuka çıkmıştı! AB’nin ise ittifak anlaşmasıyla demokrasi aşılamaya kalktığı Ukrayna’nın dertlerine bu mali krizde derman olacak dermanı yok. Bu muhalefetin AB standartlarında bir yaşam arzulayan Batı Ukraynalılara pek hayrı olamaz maalesef.
Eğer geniş halk kitleleri çıkarlarını savunacak, çürümüş politik yapılar ve argümanlardan kurtulamayacak denli güçsüzse, işte böyle oluyor. Bir bakıyorsunuz demokrasi adına savaşan Naziler ile Rusya’nın piyonu iktidarın polisi birbirini vuruyor. Böyle halk isyanından demokratik bir yönetime geçiş mi beklenir?
Elmalarla armutları toplamayalım ama buradan bize kalan kıssadan hisse şu olmalı... Otoriterlikten profaşizme kayan bir iktidarı en kısa sürede sandığa gömmek!..
Ceyda Karan/Taraf
Her şeyimizi bilen Başbakan!
(...) Başbakan MİT üzerinden özelimize ulaşacak.. Her türlü bilgiye sahip olacak.. Aklınıza ne gelirse..
Şöyle bi örnek vereyim..
Savcı rüşvet ve yolsuzluk konusunda ihbar aldı.. Soruşturma açtı, bilgi belge topluyor, ifade alıyor..
MİT soruşturma sürerken bütün bilgilere ulaşabilecek.. İfadelere de..
MİT’in de bağlı olduğu Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu Başkanı olan Başbakan da..
İktidar, işine gelmezse o savcıyı soruşturma tamamlanmadan görevden alabilir.. Soruşturmayı kapatabilir..
Kimsenin ruhu bile duymaz..
Yasa değişiklikleri buna imkan tanıyor.. (...)
Mehmet Tezkan/Milliyet
Hayati organlara pıhtı tehlikesi
Bu saatten sonra kimin haklı olup olmadığının bir faydası yok. Yine de umutla sormadan edemiyorum; bu saatten sonra itidal, sağduyu, sekine, sükût devreye girebilir mi? Çekilmiş kılıçlar kınına dönebilir mi? Öfke, nefret, intikam, bitirme hamleleri; bir aklıselim, şefkat, affetme, muhabbet meltemi ile sınırlandırılabilir mi, frenlenebilir mi, durdurulabilir mi? (...) Önümüzdeki beş ay, yüksek tansiyon altında biter mi? Giderek artan kutuplaşma, gerilim -Allah muhafaza- provokasyonlarla, suikastlarla tırmandırılırsa, ya hayati organlara pıhtı atma tehlikesi doğarsa?..
Hüseyin Gülerce/Zaman
Fezlekeler yolunu mu şaşırdı
50 gün geçti. (...) Eski bakanlar; Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Egemen Bağış, Erdoğan Bayraktar’ın fezlekeleri oradan oraya gönderilip duruyor. Fezlekeler, yolunu şaşırmış sarhoşa döndürüldü.
Necati Doğru/Sözcü
Devletin yapısı değişiyor
Ne demokrasi, ne hukuk Türkiye kelimenin tam anlamıyla çevremizde örneklerine rastladığımız istihbarat devleti oluyor.
Mustafa Ünal/Zaman
’Soğuk Savaş’ gibi
Türkiye’nin demokratik ilerlemesi, Batı güvenliği açısından üstlendiği bölgesel rolün gölgesinde kalıyor. Bu da hem güvenlik hem özgürlükler açısından tablonun biraz daha kararmasına yol açıyor.
Murat Yetkin/Radikal
Erdoğan’ın kızlarından “manidar” 28 Şubat atağı
(...) Erdoğan önce belediye, sonra cumhurbaşkanlığı seçimine giderken ‘GÜLÜ DİKENLERİNDEN TEMİZLEMEYE’ çalışıyor. (...) 28 Şubat Davası ile Aydın Doğan’a aba altından sopa gösterilsin. Üstelik; iyice anlaşılsın diye, mesaj bizzat Başbakan’ın kızları tarafından verilsin! Neymiş; Esra ve Sümeyye hanımlar ile diğer şikayetçiler yaşadıkları acıyı 15 yıldır içlerinden atamamış...
Sahi; çeşitli gösteriler sırasında saçlarından sürüklenerek götürülen, tekmelenen ve bu yüzden çocuğunu kaybeden, başından aldığı yara yüzünden hayatı yeniden çocuk gibi yaşamaya çalışan kızlar için de üzülmüş müdür bu hanımlar?
Ya da Ali İsmail’in annesine bir ‘başsağlığı’ dileğinde bulunmuş mudur?..
Ayşenur Arslan/Yurt
Hayırlı Baas’lar...
Gitti İslamcılık.
Geldi istihbaratçılık.
Mübarek olsun muhteremler.
Hayırlı Baaslar size...
Hayırlı muhaberatlar...
Ahmet Hakan/Hürriyet
Toplama kampları eksik...
MİT yasasında değişiklik öngören yasa teklifi Başbakan Erdoğan’ın özlemini çektiği düzenin yapı taşlarını tamamlıyor. AK polis, AK savcı, AK yargıca ek olarak AK MİT kuruluyor. Her türlü denetim ve kanundan muaf bir MİT... Verilen yasa teklifine göre:
* Savcılar, MİT’in işlediği bir suç için “görev gereği” derse, MİT mensuplarına karşı soruşturma açılamayacak
* İmralı ile görüşmeler yasal hale getiriliyor. MİT, milli güvenlik ve ülke menfaati için yerli ve yabancı her türlü kurum ve kuruluş ile doğrudan ilişki kurabilecek.
* MİT’e yargı kararı olmadan sınırsız dinleme ( cep, ev, ankesörlü telefon dahil) yetkisi veriliyor.
* MİT, kamu kurum kuruluşları, meslek kuruluşları, Bankacılık Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlardan bilgi, belge, veri ve kayıtları alabilecek... Kurumlar MİT’in taleplerini yerine getirmekten kaçınamayacak.
* MİT’e ait bilgi ve belgeleri izinsiz yayınlayan gazete televizyon sahibi, yöneticileri, muhabir ve hatta basıp yayanlar hakkında 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası verilecek... İnternet yasakları kuşatmayı pekiştirecek. Böylece bir zamanların ünlü İçişleri Bakanı Faruk Sükan’ın deyimiyle...
Devlet muhaliflerin nefes alıp verişlerini dinleyebilecek...
Abdülhamit’in hafiye teşkilatı veya Almanya’nın geçmiş deneyimleri bu yasa teklifine esin kaynağı olmuş mudur? Bilmiyoruz... Eksik ne kalıyor derseniz? Herhalde toplama kampları...
Melih Aşık/Milliyet