MEDYA POLEMİK (15 Kasım 2015)

MEDYA POLEMİK (15 Kasım 2015)

Yetenek, kişisel başarı siyasal fikir ve MHP

Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği 1. Uluslararası Kardeş Şehirler Turizm Zirvesi'ndeydik. Türk cumhuriyetlerinden Avrupa'ya, Balkan ülkelerinden Arap ülkelerine kadar 23 ülkenin çeşitli bölgelerinden belediye başkanlarının (sayısı 50'yi geçiyordu) katıldığı zirve bir şeyi gösterdi. 'Dünyanın ortak dili turizm' artık...

Kişilerin yetenekleri varsa bunu milletvekilliği, bakanlık gibi bağlı oldukları kişi ve yapıya göre kişisel inisiyatiflerini kullanmak açısından belediye başkanlığı o mevki ve sıfatlardan daha önemlidir. Adana ve Mersin büyükşehir belediyeleri ile Eskişehir buna örnektir. (Bakın Eskişehir'de Büyükerşen'in mensup olduğu partinin yapamadığını yapıp yalnız şehrinde değil ülke genelikle büyük ilgi görüyor.) Benzer durum Adana ve Mersin büyükşehir belediye başkanları için de geçerli. Burhanettin Kocamaz (Mersin) ve Hüseyin Sözlü (Adana) MHP'li...

Görüldüğü gibi hangi partiden olursa olsun kişisel yeteneği ve becerisi olanların kendi partilerinde öne çıkmaları pek istenmiyor. Oysa bunlar lafla değil yaptıklarıyla bulundukları şehirleri aşıp Türkiye genelinde bir ilgi odağı olabiliyor. 1. Uluslararası Kardeş Şehirler Turizm Zirvesi fikri ilk ortaya atıldığında sahiplenen ve bunu başarıyla gerçekleştiren Burhanettin Kocamaz, Mersin'in ilçesi Tarsus'ta görev yaptığı dört dönemde yaptıklarından sonra Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na seçildi. Aynı şekilde Ceyhan Belediye Başkanı da üç dönemden sonra Adana Büyükşehir'e geldi. Turizm Zirvesi, kişisel yetenek ve çabaların mensup olunan siyasi partiye rağmen güzel şeyler yapılabileceğinin güzel bir örneği oldu...

Yalçın Bayer / Hürriyet

*

TBMM'yi Çarşamba Pazarı'na çevirdiler...

Buldumcuklar

Bugüne kadar böylesi ne Türkiye'de, ne de başka bir ülkede görüldü…

Tazesi ile eskisiyle AKP'nin vekilleri, Meclis'i Çarşamba Pazarı'na, panayır yerine çevirdiler…

Kimi elinde baklava tepsisi, kimi lokum kutuları, kimi leblebi torbaları, kimi çikolatalarla kayıt yaptırmaya gittiler…

Bazıları şimşir kaşık dağıttı, bazıları Meclis bahçesinde ocak yaktı katmer pişirip yedirdi.

Bir AKP'li vekilin eşi de kocasına sekreter seçmek için adayları mülakata aldı, hiçbirini beğenmedi!..

Rahmetli anneannem bu gibilere "Buldumcuk oldular" derdi…

Elde ettiği şeyin görgüsüzlüğü anlamında…

Eski yılların ağırlığına bakın, şimdikilerin hafifliğine…

Mehmet Türker / Sözcü

*

"Dünya Savaşı" tamtamları

(...) gazetelerde şu haber vardı: ABD son geliştirdiği silahlarla donattığı hava gücünü Türkiye'ye yığdı. Adana'da İncirlik, savaş üssüne dönüştü. 6 adet ABD F-15C, 12 adet ABD KC-135, 12 adet ABD A-10, 11 adet ABO MQ-1 ve yeterli cephane takviyesi yapıldı. Türk Ordusu'nun da adının geçirildiği Suriye'ye karadan harekat kapıya dayandı.

Bu kadar silah ne için?

IŞİD içinse çok fazla.

Rusya'ya ve Çin'e gövde gösterisi içinse arkasının "yeni bir dünya savaşı başlatmak" üzerine olmayacağını kim garanti edebilir?

* * *

Ortadoğu'dalar.

Silah yığmaktalar.

Güç göstermekteler.

Birinci ve İkinci dünya savaşlarında yangın, yine böyle güç gösterileri ile başlamış ve nihai kapışma Ortadoğu'yu paylaşma üzerine olmuştu. Belli ki, yine dünya enerji kaynakları ile dünya pazarları paylaşımında bir itişme-kakışma-kol bükme dönemine girdik. Dünya zenginliğinin bölüşümündeki adaletsizlik "küresel bir boğazlaşmanın" altyapısını ördü ya da örüyor. Arşiv kayıtlarında var: Birinci Dünya Savaşı öncesinde de Avrupa'da birikmiş sermayenin yüzde 90'ını nüfusun yüzde 10'u elinde tutuyordu. Bugün de ABD'de ve AB'de tüm sermayeyi elde tutanların oranı aynı sayılarla yazılıyor.

(...)

Savaşın tam tam sesleri!

Korkutucu!

Necati Doğru / Sözcü

*

İstikrar(!)

1 KASIM öncesi istikrarın ancak "tek partili iktidar" ile sağlanabileceği iddia ediliyordu!

(...) İstikrardan anladıkları bugüne kadar kazanmış oldukları makam ve mevkileri muhafaza ise tamam istikrar sağlanmış kabul edilebilir! Ama istikrardan kasıtları başta terör olaylarının önünün alınması ve ekonomik gidişat ile ilgili bir takım beklentilerse o zaman istikrarın sağlandığını söylemek bir hayli güç olacaktır!

Zeki Ceyhan / Milli Gazete

*

Parti içi demokrasiye darbe

İki gün önce Akdeniz Bölgesi'nden bazı milletvekilleri "Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekliyoruz" diye bildiri yayımlamışlardı. Dün de Karadeniz Bölgesi milletvekilleri... Ayrıca 81 ilden 77'sinin başkanı da yayımladıkları deklarasyonla Kılıçdaroğlu'na desteklerini açıkladılar.

Böylece ne olmaktadır? Kemal Bey muhaliflere karşı parti örgütünü kullanmaktadır. Parti içi sürtüşme ve bölünme süreci yaşanmaktadır.

Batı'da liderler başarısız sonucu görür görmez anında istifa ediyordu? Neden? Başkanlık yarışına genel merkezi alet etmemek, partiyi yıpratmamak için... Bizim demokraside böyle kaygılar duyulmuyor!..

Melih Aşık / Milliyet

*

Bir "benim hâlâ umudum var" yazısı:

CHP yenildi ama toplumsal muhalefet dimdik ayakta

Bir hayal size:

Diyelim ki seçimde AKP tek başına gelemedi, CHP ile koalisyon kurdular…

Kültür, tarım, sanayi falan, birkaç uyduruk bakanlığı CHP'ye verdiler…

Ön seçime bile giremeyip seçimde tepeden liste başına konulan o beceriksizler bakanlıklardaki koltuklara oturdular…

(...) AKP, yaptıklarına cumhuriyeti kuran partiyi de ortak etmişti sadece…

O kadar…

Kemal Bey zırt pırt kaçak sarayda olacaktı…

Belki CHP'li bakanlara birer oda…

Orası da aklandı mı size?

*

Karşı devrime CHP'yi de yeterince ortak ettikten sonra… Diyelim ki bir-iki seneyi bulmadan AKP "Bunlarla devlet yönetilemez" diye koalisyonu bozacaktı…

Bizler sus pus…

Hangi konuda ağzımızı açsak "CHP iktidar ortağıydı, onun da imzası var" yanıtı karşısında söyleyecek söz bulamayan, umudunu tümden yitirmiş…

Ve kire pasa ortak olmuş bizler…

*

Oysa şimdi (...) Seçimi kaybeden CHP'dir…

Toplumsal muhalefet değil…

*

Tarih, her başardıkça felaketine yaklaşanlarla doludur…

Ve yenildikçe kazananlarla…

Biz de o günü bekleriz…

Bekir Coşkun

*

1-225.jpg

Ercan Akyol / Milliyet