Devlet Bahçeli beyefendi, koltuğunu kaptırmama uğrunda bakalım daha neler neler yapacak?
- MHP'nin içi bir cadı kazanı gibi kaynıyor.
- Bahçeli, kendisine bayrak açan muhalifleri sindirmek için elinden geleni yapıyor.
- Ülkemiz de karmakarışık...
- Profili düşük bir başbakan aranıyor.
- Güneydoğu'dan şehit cenazeleri gelmeye devam ediyor.
- Kilis ilimiz haince bir saldırı altında... Kente sık sık IŞİD'in fırlattığı Katyuşa füzeleri düşüyor. Ölü sayısı 20 civarında...
- Anayasa yerlerde sürünüyor. Türklük kavramı ve laiklik ilkesi anayasadan çıkartılmaya çalışılıyor!
Güya "Türk"ün savunucusu olan Devlet Bahçeli, yaşanan çirkinliklere tepki göstermediği gibi, ülkeyi bu duruma getiren iktidar partisine yamanma çabası içinde...
***
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ortaklık için AKP'ye yeşil ışık yakarak, herkesi şaşırtan şu ifadeleri kullandı:
"Eğer ihtiyaç hasıl olursa...
Eğer gerek duyulursa...
Türkiye'nin milli ve tarihi çıkarlarını savunmak için...
Düne kadar hükümete verdiğimiz fiili destek, hukuki bir boyut alabilecek...
Ve MHP, yalnızca ülke ve milleti için her türlü sorumluluğu almaya hazır olduğunu kanıtlayacaktır!"
***
Vay canına! AKP'ye "ilan-ı aşk" gibi bu ifadeler!
Daha birkaç gün önceye kadar, her türlü yolsuzlukla, her türlü yalan-dolanla suçladığı iktidar partisine şimdi açıkça "Gel ortak olalım" diyor.
Ne oldu sana böyle ey Bahçeli!
Sen ki, 80 vekile sahipken ve sana Başbakanlık teklif edilmişken bile bunu reddetmiştin... Şimdi vekil sayın 40'a düştü, iktidar partisi ile hukuki boyutta bir ortaklıktan söz ediyorsun...
Bunun yalvarmaktan ne farkı var?
Oturduğun Genel Başkanlık koltuğunun, altından kaymakta olduğunu görüyor ve iktidar partisinden medet umuyorsun ha!
Senin, ülkün, ilken, inançların bu kadar mı zayıftı ey Bahçeli?!
Rahmi Turan Sözcü
*
MHP'de satranç
... MHP'de gelişmeler, Genel Merkez'in öngörülerinin aksine gelişiyor. O nedenle Bahçeli ekibinin içinde sorgulama başlamış. Günah keçisi arıyorlar. Yaptıkları yanlışların Meral Akşener'i büyüttüğünü düşünenlerin sayısı artıyor.
Meral Akşener'in MHP Genel Merkezi'ne girmesi söz konusu değil ama MHP Genel Merkezi'nde konuşulan tek bir konu var; Meral Akşener.
Sadece MHP'nin değil, diğer partilerin ve sokaktaki insanın gündemi olmayı da başardı. Yurt gezilerinde gördüğü ilgi diğer partiler tarafından da dikkatle takip ediliyor.
MHP Genel Merkezi, Yargıtay'ın 15 Mayıs'ta olağanüstü kongre kararı vermesi durumuna karşılık tedbir alıyor. Yargıtay kongre derse, MHP yönetimi muhalifleri, "Tedbirli olarak kesin ihraç talebiyle" disipline sevk edecek. Böylece Meral Akşener, Koray Aydın ve Sinan Oğan'ın kongrede aday olmasının önüne geçilecek. MHP'de müthiş bir siyasi satranç oynanıyor...
Abdülkadir Selvi Hürriyet
,
*
"Askerimizi imanı koruyor" diyen yöneticiler zırhlı makam araçlarıyla geziyor...
Akif Kökçe Milliyet (Açık Pencere)
*
Bir şehir merkezine tonlarca patlayıcı nasıl saklanır?
Bunu açıklayabilecek bir "mülki amir" aranıyor
Diyarbakır'da polis servis aracına terör saldırısı yapıldı, 15 polis yaralandı, yaralanan siviller de var.
(...) Aynı gün Tunceli'de PKK'lıların "kara yoluna bomba tuzakladığı" ihbarı üzerine alarma geçildi. Üç gün önce Güneydoğu ilçelerinde ağırlığı 10-500 kilo arasında 5 bin patlayıcı bulundu.
(...) Ağırlığı 500 kilo hatta tonlarca olan bu bombaları saklamayı terör örgütü nasıl başarmaktadır?
Cumhurbaşkanı Erdoğan "PKK çözüm sürecini kendileri için silah stoklama süreci olarak değerlendirdi, ciddi stok yaptı" demiş, "valilere o süreçte operasyon yapmamalarını söylediklerini" belirtmişti.
Daha sonra süreç sonlandırıldığına göre "stoklanan bu bombalar, silahlar bunca operasyona rağmen nasıl oluyor da hala bulunamıyor"? Yüzlerce kiloluk bombalar nasıl gizlice taşınıyor ve asker-polis araçlarının geçeceği yollara döşenebiliyor?
Bu güzergahlar önceden belli olduğuna göre o yolların önceden denetlenmesi neden yapılamıyor?
Çözüm süreci içinde valiler, Emniyet müdürlükleri, askeri birlikler "operasyon yapmasalar bile" tonlarca bombanın saklanmasına engel olmaları gerekmez miydi?
Her patlamadan sonra "helikopterler, ambulanslar gitti, yollar kesildi" gibi haberler yanında o ilin güvenliğinden sorumlu amirlerin "hangi önlemleri aldılar ve buna rağmen oldu" açıklamaları da verilmelidir.
Güngör Mengi Vatan
*
"Saray"ın "sihirli" formülü
Yerel seçimlere üç; genel seçimlere ise üç buçuk yıl gibi süreler varken, Devlet Malzeme Ofisi'nin (DMO) 450 bin adetlik mühür ihalesi açmasını, olası bir erken seçimle ilişkilendirmek zaten isabetli değildi. (...) Siyasi kulisleri, günlük demeçleri bir yana bırakıp sadece ihale şartnamesini incelediğimizde bile, referandum kararının neredeyse kesinleştiğini anlamak mümkün.
(...) Davutoğlu'nun gideceği AKP'nin 22 Mayıs kongresiyle "düzeltilecek" sistem değişikliği yolunun bir referanduma evrileceği artık kesinleşti. Kapsamlı bir yeni anayasa hazırlayıp başkanlık sistemi önermenin politik ve teknik güçlüklerindense, "partili Cumhurbaşkanlığı"nı içerecek daha küçük ölçekli bir anayasa değişikliği, Saray açısından daha "pratik" görünüyor. Beş yıldır fasılalarla konuşulan "partili Cumhurbaşkanlığı" için, anayasanın 101. maddesindeki tek bir cümleyi, metinden çıkarmak yetiyor.
"Cumhurbaşkanı seçilenin varsa partisi ile ilişiği kesilir" ifadesinin metinden çıkarılması, bütün gücün sadece fiilen değil, artık anayasal olarak da Saray'da toplanmasını sağlayacak, en "sihirli" formül...
Çiğdem Toker Cumhuriyet