Başbakan’ın kovdurduğu yazardan iade-i yafta:
Sensin terörist
“Yaratılanı Yaradan’dan ötürü seviyor” du sözde...
Palavra!
Hele bir yol inşaatına karşı çık da gör...
Maske anında düşüyor. Dil çatallaşıyor.
Yeni damga:
“Ateist.”
ODTÜ’lüler, on binlerce öğrencinin emeği, on yılların sabrıyla büyütülmüş güzelim ormanın katledilip yerine yol yapılmasına karşı çıktı ya...
“Yolu bu solculara rağmen, o ateistlere rağmen yaptık” diyor Hünkâr... Nefret söylemiyle bağırıyor:
“Bunlar terörist, bunlar ateist”...
Bir ODTÜ’lü olarak kendisine aynen iade ediyorum:
Sensin terörist!
Ağacı büyüten biziz, kesen sen...
Talana “Dur” diyen biziz, yol veren sen...
Hukuku müdafaa eden biziz, katleden sen...
Gençleri kurşunlayan polise “Kıymayın” diye feryat eden biziz, onları “Destan yazdılar” diye öven sen...
Zulmün kabardığında camiye sığınan biziz, sığınanları “İçki içtiler” yalanıyla lanetleyen sen...
Hırsızı takip eden biziz, takdir eden sen...
Evladımıza “Haramdan uzak dur” diyen biziz, “Evdeki dolarları sıfırla” talimatı veren sen...
İnsanı insan olduğu için, ayrım gözetmeksizin seven biziz, muhaliflerine “Ateist” diye, “çocuksuz” diye hakaret eden sen...
Hal böyleyken, biz “ateist” iz, mümin sen; öyle mi?
Aynı şeylere inanmadığımıza şükrediyor insan...
Can Dündar/Cumhuriyet
Ukrayna’ya Gürcistan senaryosu
(...) Amerikalı ünlü siyaset bilimci ve devlet adamı Zbigniew Brzezinski, 1997’de yayımlanan ’Büyük Satranç Tahtası’isimli kitabında “Ukrayna olmadan Rusya, Avrasya’da imparatorluk olamaz” demişti. Bunu Amerikan perspektifinin bugün hâlâ geçerli olan isabetli bir saptaması saymak icap eder. Ukrayna, milliyetçilerin ağırlıkta olduğu Batı bölgesi bir tarafa, azımsanmayacak bir Rus nüfusun yaşadığı kuzeydoğu ve güney bölgeleriyle; Kırım’daki Sivastopol Üssü’nde 2010’da Kiev’le yapılan anlaşma gereği, 2017’de dolan süresi 25 yıl uzatılan anlaşma icabı bulunan Karadeniz Filosu, Rusya için ‘olmazsa olmaz’. Adeta ‘kırmızıçizgisi’. Bu çizgi üzerinden her türlü müzakereye yanaşırlar da, aşılmasına izin vermelerini beklemek saflık olur.
***
2004’teki ’Turuncu Devrim’Batı’nın Ukrayna’yı Rus etkisinden alma yolunda hamlesiydi. Kendi kendini yiyip bitirmesi için altı sene kâfi geldi. Rusya’nın parmağını kıpırdatması gerekmedi. O dönemin ‘Turuncu devrimcileri’ birbirlerine düşüp yolsuzluklara battılar. Şimdi ikinci bir ‘Turuncu Devrim’ senaryosunu izliyoruz. Bu kez Gürcistan’ın 2008’de Bush yönetiminin cesaretlendirmesiyle Güney Osetya’daki de fakto statükoyu bozmaya kalkıştığında başına gelenlerin benzeriyle sonuçlanabilecek şekilde... Eğer Amerikan yönetimi ve Avrupa Birliği geri adım atmazsa, Ukrayna’nın bölünmesiyle sonuçlanacak bir tablo karşısında hiç ama hiç şaşırmayın. Rusya, çok mecbur kalmadıkça askerî müdahaleye yeltenmeden bu senaryoyu icra edecektir. Bunu yapacak tüm kozlara sahip... Rusya’nın Batı’ya verdiği açık mesaj ‘Ukrayna’yı siz ve biz arasında tercihe zorlamayın’. Bu pazarlık payı da bırakan bir mesaj. Doğru okunmaması hâlinde Ukrayna’da çatışmasız gerçekleşemeyecek bir bölünmenin önünü açması işten bile değil...
Ceyda Karan/Taraf
Ne aşağı tükürebiliyor ne yukarı
Geçtiğimiz hafta, bütün tapelere, servis edilen bilgi ve belgelere rağmen Erdoğan hakkındaki yolsuzluk iddialarına inanmadığını, inanmayacağını söyleyen Koru, dün de “paralel” iddialarına inanmadığını yazdı!
Emniyetin, yargının, medyanın işaret ettiklerine inanmadığına göre Koru açıklasın “hırsız”ı?
AKP’lilerinki “mama bitecek” korkusu
Evet... Düşünün bir kere... Yalakalar, yandaşlar, neden
Başbakan Erdoğan’a dört elle sarılıyorlar?
Bir kısım dalkavuk gazeteler, yandaş televizyon kanalları, suç iddialarını vermiyor, sadece Başbakan’ın cevaplarını yayınlıyor...
Böyle garip yayıncılık bugüne kadar görülmemişti...
Neden böyle yapıyorlar?
İktidar partisinden besleniyorlar da ondan...
Başbakan Erdoğan giderse AKP bitecek ve bütün bunların mamaları gidecek!
***
Birçok bakan, milletvekili, partili ve yandaş gazetelerin genel yayın müdürleri, irili ufaklı yazarları çizerleri, Tayyip Erdoğan olmasa, hak etmedikleri bu makamlara gelebilirler miydi? Ballı-kaymaklı yüksek maaşları ceplerine indirebilirler miydi?
Bütün bu tipler, şimdi önemli adam gibi oturdukları koltukları, rüyalarında bile göremezlerdi...
Bu nedenle Tayyip Bey’e siper oluyor, iddialardan kurtulmak için canhıraş bir şekilde yırtınıp duruyorlar!
***
İslamcı kadın yazar Emine Şenliklioğlu’nun Twitter’da yazdıklarını okurken, neredeyse saçımı başımı yolacaktım...
Bu Tayyip Erdoğan yandaşı hanım diyor ki:
“Bugün biri bana sordu, kaset doğru olsa ne derdin? Dedim ki dindarlar zekâtlarını yoksullara ulaştırmak için Başbakan’a vermiş olabilirler!”
Önce, espri yapıyor sandım ama öyle değilmiş...
Şimdiye kadar böylesi görülmemişti!
Bunlar nasıl dindar, anlamak mümkün değil!
Rahmi Turan/Sözcü