Matematik, İstanbul ve Ankara’yı kurtarmaya yetmeyebilir

Daha 10 ay var ama yerel seçim tartışmaları erken başladı… Doğaldır ki özellikle İstanbul ve Ankara seçimin gözdeleri olacak… Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu iki büyük şehri öncelikli hedef olarak belirlemişti…

Muhalefette ittifaklar devam edecek mi? Eğer devam ederse bu defa büyükşehirlerin partiler arasındaki paylaşımları nasıl olacak? İYİ Parti bir önceki seçimlerden farklı bir strateji izleyip büyükşehirlerin bazılarının kendilerine bırakılmasını mı isteyecek?

Tartışma genellikle bu sorularda odaklanırken, “İttifaklar devam ederse şu şehirler tekrar alınır, ittifaklar devam etmezse şu şehirler kaybedilir” gibi sadece matematiğe dayanan yorumları sıkça görüyoruz…

Oysa bizler seçimlerin sadece matematikle öngörülemeyeceğini, işin siyasî/ideolojik, psikolojik ve sosyolojik yönleri bulunduğunu anlatmaya çalışıyoruz… Matematiğe uyan siyasete uymayabilir… Sosyal gerçeklik, toplama-çıkarma işlemlerini anlamsız kılabilir… Matematikle aldığınızı zannettiğiniz sonuç, seçim akşamı ekranları kaplayan boyalı haritalarda yerini hayal kırıklığına bırakabilir…

***

İyi bildiğimizi zannettiğimiz Ankara’dan örneklerle anlatalım, muhalefet adına riski…

31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Etimesgut’ta Cumhur İttifakı’nın ilçe belediye başkan adayı MHP’li Enver Demirel yüzde 49,6 oy aldı… İttifakın büyükşehir başkan adayı Özhaseki ise yüzde 42,7 oy aldı…

Aradaki yüzde 7 nereye gitti? Sonuçlara baktığımızda bu oyların Millet İttifakı’nın adayı Mansur Yavaş’a gittiğini göreceksiniz…

Şimdi bu tabloyu hangi matematikle izah edeceksiniz?

Gelelim Türkiye’nin en büyük ilçelerinden birine, Keçiören’e… İlçede belediye başkanlığını Millet İttifakı’nın iktidar partisinden adayı Turgut Altınok yüzde 63,6’yla kazandı… İttifakın büyükşehir adayı Özhaseki, Keçiören’de yüzde 53,9 oy alabildi…

Aradaki kayıp neredeyse 10 puan… Bu oylar da Millet İttifakı’nın adayı Yavaş’a gitti…

Polatlı’yı incelediğimizde de durum farklı değil… Cumhur İttifakı’nın adayı MHP’li Mürsel Yıldızkaya, yüzde 56,3 alırken, büyükşehir adayı Özhaseki yüzde 50,2’de kaldı ve yaklaşık yüzde 6’lık oy Yavaş’a kaydı…

Ankara’nın hemen hemen her ilçesinde oranlar daha düşük olsa da aynı şekilde ‘oy çelişkileri’ gözlendi… ‘İlçede başka, büyükşehirde başka oy kullanma’ eğilimini matematikle çözümlemek ve buradan gelecekle ilgili kurgu çıkarmak işte bunun için mümkün değil…

Milliyetçiliğiyle bilinen yukarıdaki isimler ilçede belediyeyi kazanırken, o ilçelerdeki bir kısım seçmenin büyük ihtimalle milliyetçi geçmişinden dolayı diğer ittifakın adayına oy vermesiyle büyükşehir belediyesini Millet İttifakı kazandı…

***

Aradaki fark Yavaş ve Özhaseki arasındaki ‘milliyetçilik’ farkıydı… Daha önce de vurguladığımız gibi başka gerekçeler de vardı… Ankaralılık gibi, bir önceki seçimden gelen mağduriyet gibi… Peki, iktidar bu farkları ortadan kaldırırsa, ayrıca ilçelerde farklı, büyükşehirde farklı tepki veren seçmeni ikna edici hamleler yaparsa sonuç nasıl olur?

İktidar 2019’da acı tecrübeyi tattı ve bu seçimde şüphe yok ki aynı hataları tekrarlamayacaktır… İktidar, oy havuzlarındaki kaçağı önleyici aday profilleri üzerinde duracak, “Biz kimi koyarsak kazanırız” havasına kapılmayacaktır… İşte muhalefeti bekleyen en büyük risk de budur… Muhalefet, hangi seçmen mühendisliğini ortaya koyarak kendine yönelik tehlikeyi ortadan kaldıracaktır?

Şehirlerde, sosyal psikolojinin ve siyasetin gerçeklerini ıska geçip 2019’un ve son cumhurbaşkanlığı seçimlerinin rakamlarına bakarak yapılacak bütün matematik yorumları hüsran doğuracaktır… Yaşarsak göreceğiz…

Yazarın Diğer Yazıları