Çanakkale Boğazı'nda da görülen zehirli pusula denizanaları, Marmara Denizi'nde de artış gösterdi. İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, bahar aylarında görünürlüğü artan pusula denizanalarıyla ilgili, "Hem stok yönünden hem de ekonomik olarak zararı var. Hamsi, sardalya gibi balıklar daha çok etkilenir. Denizdeki tüm canlıları denizanaları etkiler" dedi.
Doğal yaşam alanları Akdeniz ile Ege olan ve zehirli olarak bilinen pusula denizanaları Çanakkale Boğazı'nın ardından Marmara Denizi'nde de artış gösteriyor. 2000'li yıllarda Erdek Körfezi'ndan giriş yapan, 2008-2009 yılları arasında da büyük bir artış gösteren tür, Marmara Denizi'nde yeniden görülmeye başlandı. Çoğunlukla Büyükçekmece sahilde görülen, kırmızı ve kahverengi görüntüsüyle tedirgin eden pusula denizanaları için İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, "Çanakkale Boğazı girişi, Marmara Denizi'nin güneyinde yaygın olarak görülen bir tür. Bunun dışında tüm Marmara Denizi'nde görülüyor. İstanbul Boğazı ve çevresinde yaygın olarak bu mevsimlerde görüyoruz" diye konuştu.
"İSTANBUL BOĞAZI VE ÇEVRESİNDE YAYGIN OLARAK GÖRÜLÜYOR"
Prof. Dr. Okyar, "2008-2009 yıllarında büyük bir artış gösterdi hatta o dönem bu tür zehirli mi diye çok yer almıştı. Çünkü görsel olarak da ilgi çeken bir tür, kırmızı, kahverengimsi bir tür. Sonrasında biraz ortamdan çekildi çünkü ilk girmenin vermiş olduğu etkiyle baskınlığını kazandı. Sonra ortamın değişimine uyarak belli bir dengeye oturdu. Dönem dönem özellikle bahar aylarında, bu dönemlerde bu tür görünür hale geçiyor. Çanakkale Boğazı girişi, Marmara Denizi'nin güneyinde yaygın olarak görülen bir tür. Bunun dışında tüm Marmara Denizi'nde görülüyor. İstanbul Boğazı ve çevresinde yaygın olarak bu mevsimlerde görüyoruz" dedi.
"BU TÜRLERİN İSTEDİĞİ ŞEKİLDE MEVSİM GEÇİŞLERİ YAŞANIYOR"
Pusula denizanalarının son birkaç yıldır tekrar artışa geçtiğini hatırlatan Prof. Dr. Okyar, "Son 1-2 yıldır tekrar bir artışa geçtiğine yönelik irtibatta olduğumuz, çevrede yaşayan insanlardan, balıkçılardan veya biz de denizdeyiz ve gözlemliyoruz. 1-2 yılda bir artışı var gibi görünüyor. Son 2 yılda Marmara Denizi de çok derin değişimler geçirdi. Müsilaj geçirdi, iklim ılıman geçiyor tam da bu türlerin istediği şekilde mevsim geçişlerini yaşıyoruz. Doğal olarak tekrar yoğun bir artış yapabilir ama bunun kesin bir sözü yok. Yapabilir de yapmayabilir de ama şunu çok net söyleyebiliriz ki bu tür artık Marmara Denizi'nde görülen bir tür. Özellikle bahar sonu, yaz aylarında daha sık görüyoruz" ifadelerini kullandı.
"ZEHRİ DİĞER DENİZANALARINA GÖRE DAHA ETKİLİ"
Prof. Dr. Okyar, şaşırılacak bir durum olmadığına dikkat çekerek "Şaşırılacak bir durum değil ama tabi ki zehir olarak diğer Marmara Denizi'nde yaygın olarak görülen beyaz denizanasına göre zehri daha etkili. Mümkünse dokunulmaması, karşılaşılırsa dikkat edilmesi gerekir. Sahilde görülürse dokunulmamasını tavsiye ederim. Tüm denizanaları balık popülasyonunu tehdit eder. Sadece pusula denizanası üzerinden değil, Marmara Denizi'nde bulunan tüm denizanaları balık stoklarını tehdit eder. Çünkü bunlar hem balıkların besinini oluşturan, zooplankton dediğimiz canlılar üzerinden, mikroskobik hayvansal canlılar üzerinden beslenirler. Hem de balıkların yumurta ve lavraları üzerinden beslenirler" diye konuştu.
"BALIK STOKLARININ CİDDİ TEHDİDİNİ OLUŞTURUYORLAR"
Prof. Dr. Okyar, "Doğal olarak balığı hem beslenme hem de üreme yönünden etkilediklerinden dolayı balık stoklarının ciddi tehdidini oluştururlar. Marmara Denizi'nde de son dönemlerde denizanalarında ciddi artış olması sebebiyle balıkçılardan bize de şikayet geliyor. Balıkçı ağını çekerken, denizanalarının yüzde 95'i sudan oluşur. Çekerken bu sıkışma esnasında bunlar parçalandıklarından dolayı parçalandığında sümüksü yapı ağların ağ göz açıklığını kapattığından dolayı ağın alınmasında balıkçıya zorluk çıkarır. Süzülmesi gereken su süzülmez, o suyu da birlikte çekmek durumunda kalır balıkçı. Bu yüzden daha fazla enerji, daha fazla yakıt, daha fazla zaman harcamak durumunda. O yüzden böyle de bir zararı var. Hem stok yönünden hem de ekonomik olarak zararı var. Tüm balıkları etkiler ama özellikle pelajik balıklar. Su kütlesinde hareket eden özellikle yüzeye yakın göç eden balıkları daha çok etkiler. Hamsi, sardalya gibi balıklar daha çok etkilenir. Denizdeki tüm canlıları denizanaları etkiler" ifadelerini kullandı.(DHA)