Olay, Kızıltepe ilçesi Tepebaşı Mahallesi'nde meydana geldi. Arazi anlaşmazlığı nedeniyle P ve S, aileleri arasında husumet oluştu. D.P, 4 Kasım 2024'te, eşi ve 7 yaşındaki kızının bulunduğu aracına doğru ilerlerken bir kişinin tekmeli, yumruklu saldırısına uğradı. Yere düşen P, bu kez farklı noktalardan gelen 3 kişi sopalarla vurmaya başladı. Olayı gören araçtaki eşi, D.P'yi kurtarmak için dışarı çıkarak elindeki tabancayı şüphelilere doğrulttu. Bu sırada 7 yaşındaki kızları araçtan inip, kadının yanına geldi. Çevreden bir kişi kadının elindeki silahı alarak, havaya ateş etmeye başladı. Şüpheliler dağılırken, bu kez P'nin yanına yaklaşan bir otomobilden ateş edilmeye başlandı.
D. P, yerdeki tabancayı alıp, park halindeki 2 aracın arasına girerek kendisini korumaya çalıştı. Şüpheliler kaçarken, çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Toplamda 28 el edilen ateşte 6 kurşunun isabet ettiği P, ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırıldı. Pulat tedavisinin ardından taburcu edilirken, vücudunda 2 merminin kaldığı öğrenildi. Bu arada yaşananlar, güvenlik kamerasına yansıdı.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan kardeşler S.S (22) ve S.S (28) tutuklanarak cezaevine gönderildi. Firari 6 şüphelinin yakalanması için de çalışmalar sürüyor.
DAVANIN İLK DURUŞMASI GÖRÜLDÜ
Olaya ilişkin Kızıltepe 7'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Davanın ilk duruşmasına tutuklu sanıklar S.S ve S.S ile yaralanan D. P, eşi E.P, tarafların yakınları ve avukatları katıldı.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık S.S, olayla ilgili daha önce verdiği ifadeyi tekrar ettiğini belirterek, "Olay günü muhasebe işlerim sebebiyle olayın olduğu yere yakın bulunmaktaydım. Bir arbede olduğunu gördüm. Baktığımda köylüm olan D.P'yi orada olduğunu gördüm. Sakinleştirmeye çalıştım ancak o bana elindeki silahı doğrulttu. Kesinlikle D.P'ye yönelik yaralama suçunu işlemedim. Beraatimi talep ederim" dedi.
Diğer tutuklu sanık S.S, ise "Yürüdüğüm esnada kalabalığı gördüm. Silah sesi duydum. Ben gittiğimde kavga sona ermişti, bu nedenle kimler vardı bilmiyorum. Ben yanlarına gittiğimde D.P, bana elindeki silahı doğrulttu. Benim elimde sopa, silah herhangi bir eşya yoktu. Benim müştekiye yönelik herhangi bir eylemim olmadı. Ben olay günü tesadüfen oradan geçtim. Suçsuzum beraatimi talep ederim" diye konuştu.
'ÖNCE EVİME SALDIRDILAR, SONRA BENİ TAKİP EDİP DARBETTİLER"
Saldırıya uğrayan D.P,ise olaydan önce tutuklu sanıkların yanlarında tanımadığı kişiler tarafından evine saldırdıklarını iddia etti. P, "Olay günü S, evimin yakınında gördüm. Şüphelendim. İkametimden arabamla ayrıldım. Takip edildiğimi fark ettim. Ağabeyimi aradım ve beni takip ettiklerini söyledim. Daha sonra işlerim sebebiyle Kızıltepe Belediyesi'ne gittim. Aracıma döndüğümde tanımadığım bir şahıs bana elini uzattı, bu esnada aniden 4-5 kişinin saldırısına uğradım. S ve S de beni darbetti. Eşim ve kızım da araçtaydı. Araçtan indiler. Eşim arabada bulunan silahı çıkarttı. Şahıslar silahı görünce kaçışmaya başladılar. Daha sonra bir araç geldi. Aracı S, kullanıyordu. Araçtan bana ateş etti. Bu esnada yerdeki silahı gördüm, elime aldım. Yine Şeyhmus da elindeki silahla dükkanların bulunduğu bölgeden bana ateş etti. Araçta değildi. Ben olay esnasında abluka içerisine alınmıştım. Elimden ve vücudumun çeşitli bölgelerinden kurşun yediğim için silahı kullanabilecek durumda değildim. Diğer şahıslar seni hastaneye götürelim dediler. Ancak ben bu şahısları tanımadığım için gitmek istemedim. Aracıma binerek olay yerinden ayrıldım ve karakola gittim" dedi.
'AMACIM EŞİMİ KORUMAKTI'
D.P'nin eşi E.P, ise tanık olarak dinlendiği duruşma salonunda şunları söyledi:
"Olay günü araçta kızımla birlikte eşim Devran'ı bekliyorduk. Devran aracın yanına gelince 4-5 kişi ellerinde bulunan sopalarla eşimi darbetmeye başladılar. Bunun görünce arabada bulunan silahı alıp, araçtan indim. Amacım eşimi korumaktı. Herhangi bir şekilde silahı da ateşlemedim. Ben bu şahısları simaen tanımıyorum. Eşimi darbettiler. Bu şahıslara benzeyen başka şahıslar da vardı. Eşim yerde bulunduğu sırada bir araç geldi, araçtan ateş edilmeye başlandı. Bu sırada çok sayıda silah sesi duydum. Bu esnada ara sokakta bekleyen 2 kişi daha vardı ancak ateş edip etmediklerini görmedim. Çok fazla silah sesi vardı. Daha sonra kızımla birlikte orada bulunan bir iş yerine sığındık. Benim olaya ilişkin bilgim ve görgüm bundan ibarettir."
DAVA AĞIR CEZA MAHKEMESİNE GÖNDERİLDİ
Mahkeme heyeti D. P'ye yönelik "Kasten yaralama" suçuyla ilgili görüntü kayıtları, yaralanma bölgesi, silahın elverişliliği ve tanık ifadeleri dikkate alınarak, davada suçlamaların ağırlaştırılma ihtimali göz önünde bulundurarak, sanıkların "Kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan yargılanmaları olasılığı nedeniyle, davanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesine karar verildi.
Duruşma sonrası D.P'nin avukatı Mustafa Göğüş, "Yaralama adı altında açılmış bir iddianamenin davası için geldik. Soruşturma aşamasında savcılık müştekinin yaralanmasını, adam öldürmeye teşebbüs değil yaralama olarak takdir ettiğini söyledi ve nitelikli yaralamadan dava açtı. Ancak bugün mahkeme, duruşmada öldürücü bölgeleri hedef aldıkları gözetilerek sanıkların adam öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması ihtimali düşünülerek ağır ceza mahkemesine görevsizlik kararı verildi. Bundan böyle duruşmalar ağır ceza mahkemesinde devam edecek" diye konuştu.
P'nin ailesinin diğer avukatı Sibel Çelik ise "Müvekkilimiz eşi ve çocuğunun yanında daha önceden pusu kurarak tasarlanmış bir saldırıya maruz kalmıştır. Bu kişilerin asliye cezada yargılanması gerektiğine dair hukuksuz bir karar bugün asliye ceza mahkemesi tarafından ortadan kaldırılmış, ağır ceza mahkemesine görevsizlikle gönderilmiştir. Müvekkilimiz açısından bu haliyle karardan memnunuz" dedi.
