İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş bugün Sakarya'da miting düzenledi.
Çakarlı arabaları ile gündeme gelen AKP'li isimlerin aile fertlerini hatırlatan Yavaş, "Oğulları çakarlı arabalarla gezmeye alıştı. Ayrıcalıklı iş tutmaya alıştılar. Bize ahlak dersi vermeye kalkıyorlar. Okşanlar, Kerimcanlar gırla gidiyor. Dolayısıyla artık bu hükümet kendini tüketmiştir" dedi.
Mansur Yavaş, Sakarya'daki miting konuşmasında şunları söyledi:
"ÖCALANI TELEVİZYONA ÇIKARIP AKP'YE OY VERİN DEMEDİLER Mİ?"
Bunlar İstanbul seçimlerinde Ekrem Bey’e seçimi kaybettirmek için AK Parti’ye oy istemek için 33 askerimizin katledilmesini planlayan Bingöl’de Osman Öcalan’ı televizyona çıkarıp AK Parti’ye oy verin, Binali’ye oy verin demediler mi?
O yetmedi. Zaten görüştüklerini biliyoruz. Abdullah Öcalan denilen bebek katilinden mektup getirip ‘AK Partiyi destekleyin’ diye devletin televizyonunda konuşturmadılar mı? Zaten baştan beri söylüyorlar. ‘İktidarda kalmak için gerekirse papaz elbisesi giyeriz’ diyen onlar değil mi?
HDP’nin olduğu yerde biz olmayız dedi. Ne bakanı? Siz vermediniz mi bakanı HDP’ye. Kalkıp da kendimize her şey helal başkasına haram olmaz. Ankara’daki gibi gözü boyadılar. ‘Vermeyin. Onlar solcu’ diye diye seçimi 25 yıl seçim kazandılar.
Bu arada mal gitti 16 katrilyon Ankapark’a gömüldü. Bir sürü para boşa gitti Ankara’da. Niye? Bunlar konuşulmasın ortaya çıkmasın diye. Şimdi de bunların konuşulmasının sebebi iktidarı bırakmak istemiyorlar.
"BİZE AHLAK DERSİ VERMEYE KALKIYORLAR"
Oğulları çakarlı arabalarla gezmeye alıştı. Ayrıcalıklı iş tutmaya alıştılar. Bize ahlak dersi vermeye kalkıyorlar. Okşanlar, Kerimcanlar gırla gidiyor. Türkiye’de neler oluyor neler ve bu adamlar bize ahlak dersi vermeye kalkıyor.
Dolayısıyla artık bu hükümet kendini tüketmiştir. Ekonomi Bakanı’nın biri gidiyor biri geliyor. Merkez Bankası başkanının biri gidiyor biri geliyor. Artık deniz bitti. Yapacakları bir şey kalmadı.
"KUTUPLAŞTIRIP OY ALMA YOLUNU SEÇEN YÖNETİM VARDI"
Bütün Sakarya burada toplanmış kararını vermiş. Sizlere Manisa'dan selam getirdik. Belli ki Türkiye kararını veriyor ve yönetimi değiştiriyor. Millet İttifakı'nı iktidara getiriyor. 2019'da Ankara'da aday olduğumuzda buna benzer bir ortam vardı.
25 yıldır Ankara'nın kaynaklarını bir oğluna spor kulübü bir oğluna televizyon kaynakları aktaran, vatandaşı sürekli olarak aşağılayan, kutuplaştırıp oy alma yolunu seçen, 25 yıl önce hiçbir işi yokken şu anda Türkiye'nin yüz zengini içerisine bir sürü iş adamı sokan bir yönetim anlayışı vardı.
"KİMSEYİ ANKARADA AÇIKTA BIRAKMIYORUZ"
Herkes biliyordu. 'Çalıyor ama çalışıyor' diyorlardı.
Bunu muhafazakâr kitleye kabul ettirdiler. Siyasi söylemlerle muhafazakâr kitlenin gözünü kapatıp kul hakkına ortak olacak yolu seçtiler. Biz iş başına geldik, gelirken bütün yardımları kesecek dediler.
Hiçbir yardım kesildi mi, on misli arttı.
Biz geldiğimizde 158 bin aile vardı, şu anda 200 bin aileyi geçti hem pandemi hem de hükümetin ekonomiyi kötü yönetmesi nedeniyle. Ankara'da iki senedir doğal gazlarını veriyoruz. 18 aydır birer kilo et paralarını yatıyoruz. Ankara'da kimseyi aç ve açık bırakmıyoruz.
Güzel ülkemizde de seçimden sonra da aynısı olacak. Korkutuyorlardı, 'Ankara kötüye gider' diye. Değişmiş de kötü mü olmuş? İnşallah hükümeti de değiştireceğiz.
"85 MİLYONU BAŞ TACI EDİYORUZ. 65 MİLYON SEÇMENDEN OY İSTİYORUZ"
Seçime gidiyoruz, seçim konuşulmuyor. Bu gençler artık istikbalini hayal edemiyor. Bu gençler iş istiyor bakıyorlar ki, daha okurken işe girecekler belli, belli ailelerin çocukları... Dümenleri iyi, düzenleri iyi. 20 yıl önceki durumlardan şimdikine baktığınız zaman yöneticileri kastediyorum özellikle, hepsinin evleri, araçları, giyimleri, kuşamları, yaşantıları değişti. Gelirken, 'Bir lokma bir hırka bizim dünyayla işimiz yok, biz millet için geliyoruz. Onları zengin edeceğiz, onları rahat yaşatacağız, onlara cenneti vadediyoruz' dediler. Cehenneme tıktılar adeta. Bir genç bir şey istediği zaman bu sözlerle muhatap oluyor. Bu gençler her şeyin en iyisine layık. İşin de telefonun da villanın da en iyisine layık. Sadece siz mi oturacaksınız. Vatandaşı görmeyen, 'soğan pahalı' dediğin zaman 'soğan kafalı' diye lakap takılan, 'et pahalı' dediğin zaman terörist olarak adlandırılan, toplumuzun yarısını terörist eden bir zihniyet var. Hiç itiraz etmeyeceksiniz, ne derlerse 'eyvallah' diyeceksiniz. FETÖ'yü onlar yükseltir, siz karşı çıktığınız zaman size en ağır hakareti ederler. Sonra FETÖ kötü olur 'bizimle beraber niye kötü demiyorsunuz' derler. Çözüm süreci başlar, 'Bu böyle olmaz yanlış yapıyorsunuz' dediğiniz zaman 'bunlar kandan besleniyor' derler. Sonra bir başkanlık yüzünden araları bozulur bu sefer derler 'Bunların hepsini asalım, keselim niye siz bizim yanımızda değilsiniz' diye bütün Kürt vatandaşları PKK'lı gibi adlandırmaya başlarlar çünkü kendilerine oy vermiyorlar diye. Bizler 85 milyonu baş tacı ediyoruz. 65 milyon seçmenden oy istiyoruz. Seçim yaklaşıyor. Şimdi bile 'bu devleti teröristlere bırakmayız' siz değil miydiniz 'Türkiye'de 85 tane terörist kaldı' diye. Yalan mı söylüyorsunuz? Size oy vermeyecek yüzde 55-60'ın tamamını mı terörist kabul ediyorsunuz. Bir ülke vatandaşını terörist muamelesi yapamaz.