Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU
Sadi SOMUNCUOĞLU

Manifesto: Habur ve Oslo’ya devam mı?

AKP Kongresinde basın mensuplarına “AK Parti” amblemi taşıyan, iki sayfalık, 63 maddeden oluşan bir belge dağıtıldı. Belge, sanki PKK istekleriyle örtüşen yol haritası gibi.
Bunlardan bazılarını değerlendirelim
1- Partiler kapatılamayacak.
2- Parti kurulmasında kısıtlayıcı ve yasaklayıcı hükümler kaldırılacaktır.
3- Partileri tek tipleştirici hükümler kaldırılacak.
Partiler kapatılamayacak. PKK da dahil, her çeşit parti kurulabilecek. Kandil’den inenler siyaset yapabilecek. Etnikçi, ırkçı, bölücüler dahil. Bunlar Devlet bütçesinden yardım alabilecekler.
İnanmak çok zor. Ama Habur ve Oslo mutabakatı da böyle diyor. Öncesi de var; “Kürt Açılımı” (Doğrusu, örgüt isteklerinden oluştuğu için PKK açılımı olmalıydı) çerçevesinde Başbakanlık, İçişleri ve MİT uzmanları tarafından hazırlanan ve 19.09.2009 tarihli Star gazetesinde yayımlanan 26 maddelik raporun, 4, 5, 6 ve 11. Maddeleri de bu mahiyettedir.
Peki neden? Bunun cevabını yetkililer veriyor. Diyorlar ki; “Türkiye sadece Türklerin değildir (!) Burada yaşayan bütün gruplarındır. Türk, Kürt, Arap, Gürcü, Laz, Roman vs. bu alt kimlikler grup hakkı olarak birbirine eşittir. (Birey olarak değil) Üst kimlik coğrafyanın adı olan Türkiye vatandaşlığıdır. Böylece egemenliğin tapusu Türk Milletinden alınıp, bu etnik/ırk gruplarına açılmış olmaktadır.”
Görüldüğü gibi burada, kökeni ne olursa olsun hepimizin Türk Milletinden olduğumuza itiraz vardır. Türk Milletinin asırlar ötesinden gelen sosyolojik, kültürel, hukuki ve siyasi birlik ve bütünlüğü, milletin unsurları arasında parçalara ayrılıyor. Yani ülke etnik gruplara paylaştırılıyor. Bizim bölücülük dediğimiz budur. Bugünkü dünyada bunun yegane örneği, ABD’nin kurduğu Irak Federal Cumhuriyetidir. Dinimizin haram, ilmin insanlık için tehlikeli dediği bu ırkçı ortaklık rejimine iktidar sahipleri, “Türkiye’nin büyütülmesi” adını veriyor.
10- Şartlar ne olursa olsun mutlaka yeni bir anayasa ülkeye kazandırılacaktır.
“Yeni” anayasa ile yapılmak istenen de bu anlatılandır. Anayasadan Türk Milletinin adının çıkarılması, egemenliğin Türk milletinin elinden alınması; böylece PKK, Barzani gibi grupların ortaklığının önünün açılması mümkün hale gelmektedir.
14- Nefret suçu ile ilgili düzenleme yapılacak.
Bu madde, yukarıda bahsi geçen Star gazetesinin yayımladığı “Kürt açılımı” raporun 3. Maddesinde şöyle ifade ediliyor: “TCK’nın 216’ncı maddesi değiştirilecek, ifade özgürlüğünün sınırları genişletilirken, nefret suçlarına ilişkin boşluk oluşmaması için tedbir alınacaktır.”
TCK’nın 216. Maddesi ise; “Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep ve bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini diğer kesimler aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse...” cezalandırılıyor şeklinde.
Yürürlükten kaldırılacak 216. Madde bu. Ülkedeki sosyal sınıf, ırk, mezhep gibi grupların birbiri aleyhine kışkırtılmasının önü açılıyor. Kürtçülük, ırkçılık, bölücülük, etnik üstünlük kavgası suç olmaktan çıkarılıyor. İç çatışmayı önlemek isteyen kanun maddesi kaldırılıyor.
20- Anadilde savunma sorun olmaktan çıkarılacak.
21- Anadilde kamu hizmetlerine erişim sağlanacak.
Dünyanın her devletinde, resmi işler devletin diliyle yapılır. Eğer kişi devletin dilini bilmiyorsa, orada devreye tercüman girer. Bizde de böyledir. Mahkemede Türkçe bildiği halde etnik dille konuşmaya kalkışmak, egemenliğe isyan sayılır. Bu, milletin ve devletin birliğini yıkma mücadelesidir. Ülkeyi kaosa sürükler.
24- Ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik komisyonu kurulacak.
32- Mevzuatta etnik ayrımcılık algısı yaratan bütün hükümler ayıklanacak.
Ayrımcılıktan kasıt şudur: Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulurken sadece Türk Milleti esas alınmış, diğerleri dışlanmış, ayrımcılık ve asimilasyon yapılmıştır. Ayrımcılığın önlenmesi için milletin içindeki sosyal parçaların, Türk’e eşit yapılması gerekir deniliyor.
Osmanlıya gelince, egemenlik aynen Cumhuriyette olduğu gibi Türk Milletine aitti, ortağı yoktu. İsteyen 1876 Kanuni Esasisi’ne bakabilir.
Sonuç: Bir yandan milli devlet çok ortaklı hale getirilirken, öbür yandan bir olan millet kendi unsurlarına göre egemen parçalara ayrılıyor. Buna ancak Türk’ü yok etme “Haçlı” projesi denebilir.

Yazarın Diğer Yazıları