Mal bulmuş Zarrabîler rejimi
Lâmı cimi yok... Bunun adı ‘mal bulmuş Zarrabîler rejimi’... Apar topar kaçırıldılar adaletten... Ya da kaçırılan adalet oldu... Meclis’te araştırılacaklar... Hiçbir yolsuzluğa bulaşmadıklarını savunan arkadaşlarının çoğunlukta olduğu komisyon tarafından!..
Sanki Ramazan gelmiş de Direklerarası’nda eğlence var... Aslında usulde bir yanlışlık yapıldı... Ne diyor Mecelle: “Usul esasa mukaddemdir” ... Yani asıl önemli ve öncelikli olan yöntemdir... Klasik açılış yerine, Egemen Bağış, hocaefendilerin giydiği bir cüppeyle Meclis salonuna gelip, meşhur oturumu o yanık sesiyle bir ‘Aşr-ı şerif’ okuyarak açsaydı, çok daha isabetli olurdu... Ne de olsa bu bir ‘istiklâl mücadelesi’ydi ve bu iş maneviyatsız olmazdı!..
Tilâvetin arkasından da, mal, mülk ve makamların geçici, dünyanın ise bir gölgelik olduğunu, ahirete hazırlanmanın önemini, kefenlerin cepsiz imal edildiğini, Meclis’teki muhterem kardeşlerine bir va’zetseydi, üç kuruşluk dünya için birbirinizi kırmayın deyip, peşinden de tansiyonu düşürmek için herkese hacıyağı sürüp, gül suyu ve lokum dağıttırsaydı... O Meclis’in ilim ve takvaca en zirve şahsiyeti Egemen Bağış olduğu için, doğrusu kendisinden de bu beklenirdi!..
Bir de biz yetişmiş insanımızı çok kolay harcıyoruz... Yeryüzünde, hatta bütün galaksimizde ‘faturası başkasına ait olup garanti belgesi kendi adına kayıtlı’ 700 bin dolarlık saat kullanan kaç kişi var acaba? Brunei Sultanının oğluna bile düğünde 2.6 milyon dolarlık takı takılmazken, bu başarıyı elde eden ‘millî değer’imizle gurur duymak yerine neden kıskanıyoruz?
Yazık bize, türleri arasında tek olan ve dünyada eşi benzeri bulunmayan bu ‘endemik siyasetçi’yi bir çırpıda bitiriyoruz... Kolay mı yetişiyor bunlar Allah aşkına? Ondan sonra da ‘beyin göçü’nden şikayetçi oluyoruz... Böyle davranırsak bu ülkede kim kalır? Bu sorulara cevap verebilecek vicdan sahibi var mı? Önce Kürt olduğu, daha sonra da İran’a ihracat yaptığı için başına bunların geldiğini söyleyen Zafer Çağlayan’a sahip çıkmak boynumuzun borcu değil mi?
Muammer Güler’in ‘Bir bakan şüpheli kabul edilemez’ iddiası son derece doğruydu... Gerçekten ortada ‘şüphe’ yoktu!.. Oğlunun bütün sermayesi ‘kuruşlar’dan ibaret bir babanın bu derece rencide edilmesi ve siyasî lince tâbi tutulması insan haklarına aykırıydı!.. Neymiş, tapelerde geçen “Ben senin önüne yatarım” sözünü açıklamamış ve de oğlunun yatak odasında bulunan para kasalarına ilişkin tek kelime etmemiş... İşin içinde yatak odası olunca, tabiidir ki, bunları ‘özel hayat’ın bir parçası olarak görmek mecburiyetindeyiz... Adamcağız neden bu ‘konvertibıl’ ve de ‘seviyeli ilişki’yi ifşa etsin?
İçlerinde en acınası olan da Erdoğan Bayraktar’dı... Belli ki içine dökecek yerleri ağrıyordu!.. İlk istifa ederken “Ne yaptıysak beraber yaptık, talimatla yaptım” demişti... Galiba o sözler başına belâ oldu ve hayatının bundan sonrasını ipotek altına aldı... İçine kapanmış ve sürekli ağlıyor... Doğrusu onun adına savunmayı ‘talimat veren’ yapmalıydı!..
Milletleri ve devletleri ayakta tutan kahramanlar vardır... Bu kahramanlar yaptıklarından dolayı zaman zaman bedel ödemek durumunda kalırlar ve “Vatan sağ olsun” diyerek katlanırlar... Tarihte bunun örnekleri çoktur... Bizim ‘mal bulmuş Zarrabîler’imiz, ülkemize yönelik komplonun, darbe girişiminin ve uluslararası lobilerin kurbanı olmuşlardır!.. Ama “Madem masumdunuz, niye Bakanlıktan düşürüldünüz, madem hedef siz değildiniz de Başbakan Tayyip Erdoğan’dı, neden o Tayyip Erdoğan kendisi için vurulan sizlerin makamınızı korumadı?” sorularının şimdilik cevapları yok...
Olsun, Bakara uzmanı Egemen Bağış hocaefendi o gün Meclis’te inatla ironi yaparcasına Bakara suresine ait “Sizin hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır vardır. Allah bilir siz bilmezsiniz” ayet-i kerimesini hatırlattı ve yine son noktayı koydu!.. İnsan düşününce Egemen Bağış’a hak vermeden edemiyor!.. Öyle ya bizim yolsuzluk zannettiğimiz eylemler sonunda Zarrab carî açığımızın önemli bir kısmını kapatmış!..
Sağ olsun Zarrab, öyle yoğun çalışmış ki, sadece carî açığı değil, Zarrabîlerin ‘kâr damarı açığı’nı da kapatmış... Bir de ‘ar damarı’ açığını kapatırsa bu iş kemale ermiş olacak!..