Mahir Ünal ve 29 Ekim
Bugün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı…
Çağdaş Cumhuriyetimiz 99. yılında. Ne mutlu bize, ne mutlu Atatürk''ü olanlara.
Fakat tehlikeler de yok değil.
Özellikle günlerdir kararsızım. Bir yazmak istiyorum, sonra vazgeçip prim vermeyeyim diyorum. Ama olmuyor.
Hele 29 Ekim de gelmişken AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal''ın, Kahramanmaraş Uluslararası 8. Kitap ve Kültür Fuarı''nda yaptığı açıklamaları sindiremiyorum.
Hatırlatayım…
Mahir Ünal, tarihteki en sert kültürel devrimin Türkiye''de yaşandığını öne sürdü.
Yetmedi, "Cumhuriyet; bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi yok etmiştir" dedi.
Devamı da var:
"Mesela Fransız devrimi her şeyi yıkmıştır ama lügate dokunmamıştır. Yine en sert devrimlerden bir tanesi Mao''nun Çin kültür devrimidir. Lügate dokunmamıştır. Ama maalesef bir kültür devrimi olarak Cumhuriyet; bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir."
Doğrudan Cumhuriyet devrimlerini hedef alıyor. Harf İnkılabı''nı eleştiriyor. "Keşke olmasaydı" diyor. Aynı "tarih hocaları" fesli Kadir gibi "Keşke Yunan galip gelseydi" diyen…
Bunların düşünme şekilleri, mantık silsileleri 100 yıldır böyle zaten. "Keşke Cumhuriyet olmasaydı", "Keşke devrimler yaşanmasaydı", "Keşke laiklik getirilmeseydi", "Keşke kadın hakları yasalaşmasaydı", "Keşke saltanat kaldırılmasaydı", "Keşke Atatürk tarih sahnesine çıkmasaydı…"
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer''in İngiliz gemisiyle kaçan vatan hainlerini anlattığı konuşmasına "ecdadımız" diye sarılıp tepki gösterenlerin bir tanesi çıkıp da Mahir Ünal''a laf edemedi.
Lafı eğip bükmenin bir anlamı yok.
Mahir Ünal düşündüklerini söylemiştir. Cumhuriyet''in devrimleriyle, Anadolu halkını yücelten Atatürk''ün aydınlanmacı hareketiyle sorunları vardır. Çünkü AKP''de bu laflar ilk değil son da olmayacak.
Daha geçen ay İsmail Kahraman, "Şehirlerin kurtuluş yıldönümleri kutlanıyor. Kesinlikle karşıyım… İzmir''in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı" demedi mi?
Öncesinde laikliğin yeni anayasadan kaldırılmasını istemedi mi?
Atatürk ismini her yerden kaldıranlar bunlar değil miydi?
Kutlamaları salonlara tıkan, halkın elinden alıp Cumhurbaşkanlığının tekeline sokan bunlar değil miydi?
36 milyar lira bütçe ayrılan Diyanet İşleri Başkanlığı değil mi her seferinde Atatürk''ün adını anmadan bayram kutlayan?
Daha dünkü hutbede aileden bahsedip ne bayramı, ne Cumhuriyeti ne de Atatürk''ü andılar.
Sakın "Atatürk''ün değerinin, büyüklüğünün farkında değiller" diye düşünmeyin. En iyi onlar farkında. Farkında oldukları için bu görmezden geliş.
Atatürk sayesinde saltanat düşkünlerinin, bir avuç zengin sultancı anlayışın hegemonyası yıkıldı. Kadınlar erkeklerle eşit haklara kavuştu. Her erkeğe 4 kadın alamadıkları için isyan ediyorlar, çocukları okulda sopayla döverek Taliban eğitimi veremedikleri için isyan ediyorlar.
Millet perişan haldeyken, Sevr anlaşmasıyla padişahın etrafında el pençe divan durarak zenginleşemedikleri için isyan ediyorlar.
Tekke ve zaviyeleri kapatıp, çağdaş eğitime geçildiği için isyan ediyorlar. Okuma oranı toplumda yüzde 5''ten yüzde 95''e çıktığı için dert yanıyorlar.
Atatürk''e dil uzatamadıkları için İsmet İnönü''ye, Cumhuriyet devrimlerine, Kurtuluş Savaşına laf ediyor, ihanet içindeki padişahları putlaştırıyorlar.
Bugün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı.
Doya doya kutlayalım. Alın çocuklarınızı, alın elinize ufak bir bayrak, güzel bir Atatürk fotoğrafı, parklara, sokaklara, sahil boyuna, köy meydanına çıkın, kutlayın.
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti…