Mahfi Eğilmez yazdı. Ekonominin sorunlarını tek tek sıraladı

Mahfi Eğilmez yazdı. Ekonominin sorunlarını tek tek sıraladı

Hocaların hocası Mahfi Eğilmez, 2021 yılında kendi bloğunda yazdığı “Türkiye’nin Sorunlar Envanteri” başlıklı yazısını, sosyal medya hesabından yeniden alıntılayarak “O günden bugüne listeden çözülmüş tek bir sorun yok. “ ifadeleriyle paylaştı.

İktisatçı Mahfi Eğilmez, 2021’de bloğunda yazdığı bir yazıyı yeniden gündeme getirdi. Eğilmez, “Türkiye’nin Sorunlar Envanteri” başlıklı yazısında, Türkiye’nin başa çıkmaya çalıştığı sorunları tek tek sıraladı. Bu sorunlar arasında; hukuk, siyasi sorunla, eğitim, kamu hizmetleri, yolsuzluk, ekonomi ve maliye gibi bir çok soruna değindi.

“KENDİ YARATTIĞIMIZ SORUNLARI SORUN OALRAK GÖRMEMEK”

Eğilmez yazısında “Bizim en ciddi sorunlarımızdan birisi çoğunu kendi başımıza yarattığımız sorunları, sorun olarak görmemek ya da onları birer sorun olarak kabul etmemek. Öyle olunca da sorunları azaltma ve çözme çabası içine girmiyoruz. Bırakın mevcutları çözmeyi her gün bu envantere yeni sorunlar ekliyoruz. Sonuçta sorun sayısı sürekli artıyor.“ kullandığı ifadelerle sorunlara bir çözüm bulmadan sorun üstüne sorun eklenmesine dikkat çekti.

Senelerdir Türkiye bu sorunlarla uğraştı fakat bir çözüm bulunamadı. Ne enflasyon düştü, ne hukuk işledi ne de eğitim düzelmedi. Sorunlar senelerce hiç değişmedi sadece çözüm bulunacak diye verilen vaatler farklılık gösterdi.

İŞTE TÜRKİYE’NİN SORUNLARI ENVANTERİ

Eğilmez’in 2021 yılında bloğunda yazdığı yazısında Türkiye’nin sorunlarını şu şekilde sıraladı:

Bugüne kadar hep yapısal reformları anlatmaya çalıştım. Bu sefer hedef olarak kabul ettiğimiz muasır medeniyetler (çağdaş uygarlıklar) düzeyine çıkmayı engelleyen sorunlarımızın neler olduğunu ortaya koymayı deneyeceğim. Bunlar aynı zamanda çağdaş dünyanın bize baktığında risk olarak nitelediği sorunlar.

Bizim en ciddi sorunlarımızdan birisi çoğunu kendi başımıza yarattığımız sorunları, sorun olarak görmemek ya da onları birer sorun olarak kabul etmemek. Öyle olunca da sorunları azaltma ve çözme çabası içine girmiyoruz. Bırakın mevcutları çözmeyi her gün bu envantere yeni sorunlar ekliyoruz. Sonuçta sorun sayısı sürekli artıyor.

Sorunları çözmek için önce başlıca sorunların neler olduğunu yazalım. Bu liste tam bir liste değil, buna eklemeler yapılabilir kuşkusuz.

HUKUK

“Hukukun bittiği yerde diktatörlük başlar” John Locke

Hukukun herkese eşit ve tarafsız biçimde uygulanmayışı (hukukun üstünlüğünün bulunmayışı)

Yasaların, yasaları yapanlara ve uygulayanlara uygulanmaması

Kadınlara ve çocuklara karşı şiddet ve tacizin gerektiği biçimde kovuşturmaya ve cezalandırmaya konu olmaması (İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasıyla bu konudaki kötü yaklaşım cesaretlendirilmiş oldu.)

Hayvan haklarının yeterince korunmaması

İktidarın görüşleri aleyhine verilmiş, AİHM kararları dâhil, yargı kararlarının uygulanmaması

Yargının muhalefet için caydırmak ve sindirmek için bir araç olarak kullanılması

Yargıdaki atamalarda siyasetin en üst düzeyde rol oynaması

Bütün bu uygulamaların bir sonucu olarak Türkiye, en iyinin ilk sırada bulunduğu Hukukun Üstünlüğü Endeksinde toplam 128 ülke arasında 107’nci sırada yer alıyor (https://worldjusticeproject.org/our-work/research-and-data/wjp-rule-law-index-2020)

SİYASAL KONULAR VE DIŞ POLİTİKA

“Devlet yönetiminde üç büyük tehlike vardır: Yasamanın yürütme gücünü eline geçirmesi ya da tam tersi, yasa koyucuların kendi koydukları kurallara uymaması, yasa koyucuların kuralları kendi durumlarına göre yapması.” John Locke

Demokrasi eksikliği

Güçler ayrımının olmayışı

Laiklik ilkesinin zedelenmesi

Siyasal partiler yasasının lider sultasını özendirici yapıda olması

Yüksek Seçim Kurulunun tümüyle bağımsız olmaması

Merkezi yönetimle yerel yönetimler arasındaki ilişkilerin siyasal içeriğe dayalı olarak kurulması

Bütün komşularla sorunlu olunması

Bizimle yakın ilgili olan üç büyük güçle, ABD, AB ve Rusya ile sorunlu ilişkilerin düzene sokulamaması

Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerinin yürütülememesi

Bütün bunların bir sonucu olarak Türkiye, en iyinin ilk sırada bulunduğu Siyasal İstikrar Endeksinde 194 ülke arasında 174’üncü sırada yer alıyor

(https://www.theglobaleconomy.com/rankings/wb_political_stability/)

EĞİTİM

“Osmanlıyı bilim yolundan ayrılması, aydınlanmaya sırt çevirmesi batırdı. Bilimden ayrılanı kurt kapar.”

Eğitimde sorgulayıcı, araştırıcı ve analitik bir yönteme dayanmak yerine ezbere dayalı yöntemlerin tercih edilmesi

Okullarda bilimin gerektirdiği eğitimin dinsel inanç süzgecinden geçirilerek biçimlendirilmesi, bilim ile din arasındaki konuların dinsel inanca göre kitaplara konulması veya konulmaması

YÖK’ün demokratik ve özgür üniversite yapısını önleyici tutumu

Üniversitelerin kendi rektörlerini, fakültelerin kendi dekanlarını seçme hakkından yoksun bırakılması

Gereksiz üniversite ve bölümlerin varlığı ve bazı bölümlere ihtiyaçtan çok fazla öğrenci alınması

Bunların sonucu olarak Türkiye, en iyinin ilk sırada yer aldığı OECD ülkeleri öğrencilerine uygulanan PISA testi sonuçlarına göre yeri 37 OECD ülkesi arasında 31’inci sıradır. OECD ortalama puanları ve Türkiye puanları (ikinci sayılar) şöyledir: Okuma: 487 / 466, Matematik: 489 / 454, bilim: 498 / 468.

(https://www.oecd.org/pisa/Combined_Executive_Summaries_PISA_2018.pdf)

KAMU HİZMETİ GÖREVLİLERİ

“Millete efendilik yoktur; hizmet etme vardır.” Mustafa Kemal Atatürk

“Kamu hizmetinde olmayı amaç edindiyseniz kamuya hizmet edin kendinize değil.” Jack Abramoff

Kamu hizmetinde görev alanların atanma ve yükselmelerinde liyakatin değil taraftarlığın esas alınması

Kamu görevlilerinin yaptıkları işte yetki kullanamamaları

Bunların sonucu olarak Türkiye, en iyinin ilk sırada yer aldığı Kamu Görevi Etkinliği Endeksinde 38 ülke arasında 32’nci sırada yer alıyor

(https://www.instituteforgovernment.org.uk/blog/uk-comes-top-2019-international-civil-service-effectiveness-index)

EKONOMİ/MALİYE
“Magna Carta'dan beri (1215) demokrasinin olmazsa olmaz (sine qua non) koşulu; hükümetin halktan topladığı vergileri nerelere harcadığının hesabını kuruş kuruş vermesidir. Bu hesabın verilmediği yerde demokrasi yok demektir.”

Enflasyonun yüksekliği

İşsizliğin yüksekliği ve sistemin yeni iş yaratmadaki yetersizliği

Dış Borçların yüksekliği

Hesapsız verilmiş Hazine garantileri

Faizlerin yüksekliği

TL’nin dış değer kayıplarının sürekliliği ve yüksekliği

Cari açık ve/veya bütçe açığı vermeksizin büyüyeme sorunu

Merkez Bankası’nın swap hariç net rezervlerinin eksi olması

Bütçe açığının vergi affı, imar affı gibi tek seferlik önlemlerle kapatılması ve bunların ahlaki bozulmaya yol açması

Vergi sisteminin dolaylı vergilere dayanması ve bunun yarattığı adaletsizlik

Katma değer yaratma sorunu

Teşvik sisteminin ürün teşviki yerine kent veya sektör teşvikine yönelmesi sonucu teşvik olmaktan çıkması

Planlama eksikliği

Tarım kesiminin giderek ihmal edilmesi, köyden kente göçlerin bu nedenle artması ve tarımsal üretimin gerilemesi

Faiz konusundaki takıntıların da etkisiyle uygulanan yanlış para ve maliye politikaları

Bunların sonucu olarak Türkiye, en iyinin ilk sırada yer aldığı Ekonomik Özgürlük Endeksinde 169 ülke arasında 76’ncı sırada yer alıyor (https://www.heritage.org/index/country/turkey/)

YOLSUZLUKLAR

“Minareyi çalan kılıfını hazırlar” Türk Atasözü

Siyasal iktidara yakın kişilerin yaptığı öne sürülen yolsuzlukların soruşturulmaması

Kamu harcamalarında şeffaflık ve hesap verilebilirlik eksikliği

DENETİM EKSİKLİĞİ

Yargı denetiminin işletilememesi

Bunların sonucu olarak Türkiye, en iyinin ilk sırada yer aldığı Yolsuzluk Algı Endeksinde 180 ülke arasında 86’ncı sırada yer alıyor (https://www.seffaflik.org/cpi2020/)

KURUMSAL EKSİKLER VE YANLIŞLAR

“Hükümetlerin getirdiği çözümler genellikle sorunun kendisi kadar kötü olur.” Milton Friedman

Merkez Bankasının bağımsızlığının sıklıkla zedelenmesi

Düzenleyici ve Denetleyici Kurumların bağımsızlığının tümüyle tartışmalı hale gelmiş olması (RTÜK örneği)

İK’e yönelik siyasal yaklaşımların bir sonucu olarak yayınlanan istatistiklere duyulan güvenin yok olması

Vergi denetiminin siyasal iktidarın yönlendirmesinden bağımsız hale getirilememiş olması

Bunların sonucu olarak Türkiye, en iyinin ilk sırada yer aldığı Yönetişim Etkinlik Endeksinde Yolsuzluk Algı Endeksinde 180 ülke arasında 57’nci sırada yer alıyor (https://solability.com/the-global-sustainable-competitiveness-index/the-index/governance-capital)

MEDYA

“Basın özgürlüğünden doğan sorunların giderilme yolu yine basın özgürlüğüdür.” Mustafa Kemal Atatürk

Medya patronlarının medya dışında işlerle uğraşmaları ve bunun sonucu olarak siyasal iktidarın etkisi ve yönlendirmesi altında bulunmaları

Basın özgürlüğünün en düşük düzeyde olması

Siyasal iktidara eleştiri yönetenlerin çeşitli yollarla baskı altına alınması veya gözdağı verilmesi

Bunların sonucu olarak Türkiye, en iyinin ilk sırada yer aldığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksinde 180 ülke arasında 153’üncü sırada bulunuyor (https://rsf.org/en/ranking/2021)

ÇEVRE

“Dünya insanların ihtiyacını karşılayacak şeyleri verir ama insanların hırsını gideremez.” Mahatma Gandhi

ÇEVREYE SAYGISIZ YAPILAŞMA

Rant uğruna ormanları yok eden, denizleri, gölleri, nehirleri kirleten projelerin yaşama geçirilmesi

Tarım alanlarının giderek küçülmesi, hayvancılığın gerilemesi

Paris İklim Antlaşmasının imzalandığı halde onaylanmaması

Bunların sonucu olarak Türkiye, en iyinin ilk sırada yer aldığı Çevre Performans Endeksinde 180 ülke arasında 99’uncu sırada bulunuyor (https://epi.yale.edu/epi-results/2020/country/tur)

ÇÖZÜM YOLU

“Yaşam sorun çözmek demektir.” Karl R. Popper

Bu sorunları ortadan kaldıramadığımız hatta tam tersine üzerlerine sürekli yenilerini eklediğimiz için Venezuela ve Arjantin’le birlikte dünyanın en riskli ülkeleri arasında yer alıyoruz.

Çağdaş uygarlıklar düzeyini yakalamayı hedefleyen bir yapı değişikliği anlamında yapısal reform yapmak istiyorsak burada ele aldığım sorunları teker teker ortadan kaldırmamız gerekiyor. Bu işe hukukun üstünlüğünü sağlayarak başlarsak attığımız her adımdan sonra Türkiye’nin risk priminin biraz daha düştüğünü görebiliriz. Hiç kuşkusuz asıl konu risk primini düşürmekten öte çağdaş uygarlık düzeyini yakalamak ve halkına bunu verebilmektir. Risk priminin düşmesi çağdaş uygarlık düzeyine ilerlemenin bir yan ürünü olarak karşımıza çıkacaktır.