Editör: Özlem Kıral
Türkiye’de halkın bir numaralı gündem maddesi ekonomik darboğaz olurken, bu durumdan kurtulmak için iktidarın ekonomik hamleleri de adeta saman alevi görevi görüyor.
Maliye eski Bakanı Mehmet Şimşek'in kurtarıcı olarak yeniden ekonominin dümenine getirilmesi Türkiye'nin içerisinde bulunduğu eşikten çıkması adına atılan ilk adım oldu. Şimşek, "Türkiye'nin rasyonel bir zemine dönmekten başka çaresi kalmamıştır" sözleri ile atılacak diğer adımların mesajını verirken ardı ardına getirilen zamlar vatandaşın belini büktü.
Son olarak faiz artırımları da enflasyona çare olmazken, Türk Lirası’nın değeri her geçen gün düşüyor. Bu durumun önüne geçmek için ise paradan sıfır atılacağı iddiaları gündeme geldi.
Ünlü ekonomist Mahfi Eğilmez de kaleme aldığı yazısında, paradan sıfır atılması durumunda nelerle karşılaşılabileceğinin analizini yaptı. İşte Eğilmez’in yazısı;
PARADAN YİNE SIFIR ATSAK PARAMIZ DEĞER KAZANMAZ MI?
Paradan sıfır atmakla para değer kazanmaz yalnızca psikolojik etkisi olabilir. Psikolojik etki olması için de bu işlemin sağlam bir ekonomi programının bir parçası olması gerekir.
2005 yılında paradan sıfır atıldığında Türkiye ciddi bir IMF programı uyguluyordu. Bankacılık reformu yapılmış, zayıf bankalar TMSF’ye devredilmiş, bütün bankaların sermayeleri güçlendirilmiş, çeşitli kurallar getirilmişti.
Kamu mali disiplininin güçlendirilmesi yolunda önemli adımlar atılmış, bütçe açıkları düşürülmüş, kamu kesimi borçlanması buna göre azalmıştı.
Kamu harcamaları da disipline edilmiş, enflasyonda gerileme başlamıştı. Bunlara paralel olarak faizler de düşüyordu. Türkiye, Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerine başlamanın eşiğindeydi ve ülkeye doğrudan yabancı sermaye girişinde artış başlamıştı.
Özetle söylemek gerekirse tam olarak olmasa da gerekli alanların çoğunu kapsamasa da bir yapısal reform paketi yürütülüyordu. Bütün bu girişimler TL’nin yabancı paralara karşı konumunu güçlendirmiş, sermaye hareketlerine bir kısıtlama ya da denetim getirmeye gerek kalmadan kur istikrar kazanmıştı.
Böyle bir ortamda paradan sıfır atılması, fiziksel olarak iyileşmeye başlayan ekonomiye psikolojik destek sağlamış, beklentilerin olumlu yöne çevrilmesine katkı sağlamıştı.
Bugün bu saydığımız reformların hiçbiri ortada yok. Üstelik yapılması gereken yapısal reformlar yalnızca ekonomiyle ilgili olmaktan çıktı, sosyal ve siyasal alanlara da yayıldı. Dolayısıyla bu tür fiziksel istikrar sağlayıcı adımlar atılmadan paradan sıfır atılması insanların kafasını karıştırmaktan başka bir işe yaramaz.