Mahallelere kadar üniversitelendik ama...

Diğer ülkelerde nasıl bilmiyorum. Bizde herkesten çok onlar konuşurlar. Ki zaten konuşsunlar ama ilmini yaptıkları alanlarda.

Gazetede köşe parselleyenlere, televizyonların "kadrolu" yorumcularına bakın; öyle mi? Hukukçu mesela ama her gün bir başka kürsüden siyaset bilimi dersi veriyor. Tıpçı ama jeopolitik üzerinden strateji öğretiyor. Yahut siyasetçi, nasıl gazetecilik yapacağımıza dair ahkam kesiyor!

Gibi... Gibi...

Yoğun olarak böyle her konuda bir fikri olan fertlerden oluşunca bir ülkenin akademi çevresi; öyle "en prestijli üniversiteler" listelerinde ilk üçü "kapatması"nı bekliyor insan haliyle...

Hadi "Harvard", "Massachusetts", "Stanford"...

Hadi hemen peşlerinden "Cambridge", "Oxford" ekollerini yaramıyor...

Ama bir "yükseköğretim kurulu/camiası/ortamı" dünyanın bütün her şeyi bilen adamlarını istihdam edip de bir tek üniversiteni "ilk 100"e sokamaz mı?

Skandal!

Bilmem ne dergisinin bilmem ne araştırmaları hiçbir zaman bir "kıymet" ölçüsü olmamıştır nazarımda ama adı bile anılmaz mı bir ülkenin "bilim" alanında, üstelik Aziz Sancar gibi Nobel'i "insanlığın hayrına" bir çalışmayla kazanmış bilim adamıyla övünmelere doyamadığı zamanlarda!

Baktım; ilk 10 Amerikan hegemonyasında; bir İngilizler girebilmişler araya...

İlk 20'de Japonya, Çin ve İsviçre var birer üniversite ile.

Sonra...

Ali Kuşçu'ların, Hazerfan'ların, Uluğ Bey'lerin, Kaşgarlı'ların geleneği nasıl heba edilmiş ki;

Hâlâ tam demokrasiye geçememiş, 1945'e kadar Japon, 1997'den sonra Çin işgaline uğramış Hong Kong'un birden fazla üniversiteyle yer aldığı listede esamesi okunmayan bir ülke haline geldi Türkiye!

Dünyanın neredeyse varlığını unuttuğu kendi halindeki kıta devleti Avustralya var...

Avuç içi kadar Belçika var...

Singapur, Tayvan, Güney Kore var...

190 üniversitesi olan; her köşe başında bir "ilim-irfan yuvası(!)" yükselen Türkiye yok!

Tek neden bu değildir elbet ama sıcak gündemin, konjonktürün etkisiyle sorgulamadan edemiyor insan;

Düşünen, araştıran, soran, sorgulayan, üreten yüzlerce aydın haksız ve hukuksuz şekilde yıllarca hücrelerde çürütülmeseydi bu sıralama değişir miydi?

Yahut...

Terörist faaliyetleri koruyup kollamaya ayırdıkları zamanı, emeği, dikkati uzmanlaştıkları konulara kaydırsaydı öğretim üyeleri sonuç değişir miydi?

"Kayıp nesil(ler)" felaketine uğramamak için denemeye değmez mi?

Yazarın Diğer Yazıları